İnanılır gibi değil ama birkaç gündür "türban" tartışmasında aba altından "idam" gösterenler oluyor.
Türkan Saylan'ın eski başbakanlardan Adnan Menderes'in asılmasını anımsatmasının ardından dün de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal "Yeni bir Anayasa yapmak için idamı göze almak gerektiğini" söyledi, "Ya kurtuluş savaşı yaparsın, yeni bir devlet kurarsın, ya da ihtilali yaparsın, idamı göze alırsın o zaman yeni anayasa yaparsın" dedi.
Bu cümleler ya bir seçeneksizlik ruh halini tercüme ediyorlar ya da ya da siyaseten böyle bir gerilimi sahneye koymak için seçilmişler. Fakat her ne olursa olsun ölüm cezasını bir olanak olarak kabul eden ve başarıya ulaşmayan bir "ihtilal denemesinin" sonucunda devlet elinden ölümü göze almayı öneren cümleler...
İdam tehdidi...
Deniz Baykal'ın 22 Temmuz seçimlerinden beri olduğu gibi bugün de Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) iktidarına iktidar katacak muhalefet anlayışından vazgeçmiş olmadığını anlıyoruz. Baykal galiba bu kez de AKP'nin, ifade özgürlüğü, anadilinde konuşma hakkı ve nicelerini görmezden geldiği özgürlük anlayışının eksikliliğini "idam tehdidi"yle görünmez kılarak, iktidardan bir mağdur yaratacak.
Öte yandan Baykal'ın bu söyleminin sokak faşizminin vazgeçilmez "geyiklerinden" olan "Sallandıralım Taksim meydanında birkaç tanesini..." önermesinden ne farkı var? Akademisyen bir geçmişten gelen ve kitlelere seslenme yeteneği herkesçe malum olan Baykal'ın bugüne kadar Kürt sorununda, özgürlükler bağlamında sıradan yurttaşın bir parça ötesine geçen bir cümlesi oldu mu? Olmadı, olmadığını biliyoruz.
Türkiye'de Talat Aydemir'den başlayan Deniz Gezmiş'lere uzanan çarpıcı siyasi "idam" hikayeleri var. Davası uğruna ölüme gitmeyi ya da ölüme yollamayı yüceltecek falan değiliz ancak, cuntacısı devrimcisi, boynuna urgan geçirilenlerin bir pişmanlık, korku beyanlar olmamıştır. Devletin insan öldürmesi, ceza değil, insanlık suçudur. Sonradan hep toplumların vicdanını ağrıtmıştır, telafisi yoktur. Deniz Baykal'ın idamla hükümet korkutmasının hiç telafisi yoktur.
Ona Türkiye'nin idam tarihinden bazı hatırlatmalar yapalım belki bir faydası olur...
Talat Aydemir
Harp Okulu komutanlarından Albay Talat Aydemir İsmet İnönü iktidarlarına karşı İki kez darbe girişiminde bulundu, ikisinde de başarısız oldu. 1964'te Süvari Binbasi Fethi Gürcan'la birlikte asıldı.
Fethi Gürcan
22 Şubat 1962 ayaklanmasına katıldı, 21 Mayıs 1963 ihtilal girişiminin öncüleri arasındaydı, Haziran 1964'te Cuma sabaha karşı asıldı.
Mahkemede "Tabii ki fiili hareketi yapan gençlerdir. Bir Süvari atını nereye saklasın, bir teğmen tankını nereye saklasın? Tank çuvala sığmaz. Onlara bu yolu gösteren biziz. Bizi asın, bu çocuklara yazık etmeyin" dediği söyleniyor.
Bayar, Menderes, Polatkan, Zorlu
Yassıada mahkemesi Celal Bayar, (Eski başbakanlardan, üçüncü Cumhurbaşkanı) Adnan Menderes, Hasan Polatkan (Demokrat Parti Maliye Bakanı) ve Fatin Rüştü Zorlu'yu (Demokrat Parti Dışişleri Bakanı) Anayasa'yı ihlal suçundan suçlu bularak idama mahkum etti. Celal Bayar'ın cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961, Adnan Menderes ise 17 Eylül 1961'de İmralı Adası'nda idam edildi.
Menderes'in infazdan hemen önce "Sizlere dargın değilim. Sizin ve diğer zevatın iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyorum. Onlara da dargın değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki, Adnan Menderes hürriyet uğruna koyduğu başını 17 sene evvel almadığınız için sizlere müteşekkirdir. İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Ölüme kadar metanetle gittiğimi, silahların gölgesinde yaşayan kahraman efendilerinize acaba söyleyebilecek misiniz? Şunu da söyleyeyim ki, milletçe kazanılacak hürriyet mücadelesinde sizi ve efendinizi yine de 1950’de olduğu gibi kurtarabilirdim. Dirimden korkmayacaktınız. Ama şimdi milletle el ele vererek Adnan Menderes’in ölüsü ebediyete kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Ama buna rağmen duam sizlerle beraberdir" diye yazdığı anlatılıyor.
Gezmiş, Aslan, İnan
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan devrimciydiler, özgürlük mücadelesi verdikleri için henüz 20'lerinde 6 Mayıs 1972'de asıldılar. Gezmiş'in idamdan önce "Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm-Leninizm. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun emperyalizm!" dediği aktarılır.
Türkiye'de ölüm cezası 2002'de kaldırıldı
Türkiye'de Ağustos 2002'de ölüm cezası kaldırıldı. Meclis, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 13. protokolünü Ekim 2005'te onayladı. Protokol ölüm cezasını savaş ve yakın savaş tehlikesi zamanları da dahil olmak üzere, her şartta kaldırmayı öngörüyor. (NZ/TK)
* Biyografi bilgilerinde wikipedia'dan yararlandık.