Yüksekova'ya bağlı Dağlıca (Oremar) köyü, aniden ülkenin gündemine oturdu. Hakkari'nin bu zorlu ve sıkıntılı coğrafyası yıllarca acılarla gündeme geldi. Köyün genç muhtarı Emin Terkoğlu ile görüştük.
Terkoğlu, yaşanan acı olaylardan birkaç gün önce annesinin; “Ceviz ağacına çıkma oğlum!” şeklindeki uyarısına rağmen kendi deyimi ile “şeytana uyarak” çıkmış ve ağaçtan düşmüş. Ayağından sakatlanan ve günlerdir Yüksekova Cumhuriyet Mahallesi'ndeki evinde istirahata çekilmiş olan Terkoğlu bize Dağlıca'yı anlattı.
“Orada bir köy var uzakta…”
"Dağlıca (Oremar), Yüksekova'nın en eski köylerinden biri. Hakkari ilinin güneyi ve Irak'a sınır olan bir mıntıka. Bu mıntıkada bulunan 10 muhtarlık içinde en büyük köy. Kenelinde 10 bin nüfusun yaşadığı biliniyor. Yıllar önce 100'e yakın köy bulunmasına rağmen çoğu boşaltılmış, şimdi bin nüfusu var.
Yüksekova ilçe merkezine uzaklığı 51 kilometre, bu yol Karayolları sorumluluğunda, 20 kilometresi asfalt olan yolun geri kalan kısmı stabilize. İçinde Yüksekova 21. Jandarma Tugay Komutanlığı'na bağlı bir sınır taburu bulunan dağlıca Dağlıca Irak'a 10 Km'lik bir mesafede.
“Köyde yaşayan insanların bir bölümü Irak'ta bir bölümü Türkiye'de”
"Burada yaşayan insanların akrabalarının çoğu Irak'ta yaşıyor. Öyleki bir babanın bir oğlu Türkiye'de bir oğlu Irak'tadır. Türkiye-Irak sınırı çizilirken akrabalarının çoğunun arazileri ve köyleri Irak tarafına düşünce aileler bölünmüş durumda. Hatta Irak bölgesel yönetiminde bulunan bir çok bakan, milletvekili, vali, general, gibi bir çok üst düzey bürokrat ve seçilmiş insanlar var. Halen gidiş gelişler ve akrabalık ilişkileri tazeliğini koruyor."
“Tarih ve doğa kokar”
"Hakkari coğrafyasının en dağlık bölgesi ve Cilo ve Sat dağları, Sat gölleri ile bir çok güzel yaylanın bulunduğu bir doğa harikası. Her türlü meyve ve sebzenin yetiştiği bölgede Avaşin çayı ise Dağlıca vadisinden Irak'a doğru akıyor.
Tarihi Dera Mate ve bir çok kilisenin bulunduğu turistik yapı dışında, geçmişte bir müfettişin (Selahattin Şimşek) Avaşin çayına düşüp vefat etmesi, tarihi Oremar isyanı gibi tarihi olayların da yaşandığı bir yer olarak biliniyor.
“Çok sorunlu bölgenin genç muhtarı”
Dağlıca muhtarı 32 yaşındaki Terkoğlu, son muhtarlık seçimlerinde kayın pederi ile girdiği muhtarlık seçimlerinde muhtarlığı kazanmış, ilkokul mezunu bir genç.
Kendi bölgesindeki sorunları gündeme getirmek için kapı kapı dolaşmış, genç yaşında saçlarına aklar düşmüş. Cumhurbaşkanı, Milli Eğitim Bakanı, Vali, Kaymakam ve Tugay komutanı olmak üzere çalmadığı kapı kalmamış. En son Tugay Komutanı sorunlarına çözüm bulması için oraya helikopterle ilçenin bürokratlarının gitmesi için yardımcı olmuş.
“Şehit olan askerler için biz de yastayız”
Terkoğlu son yaşanan olayla ilgili şöyle konuştu:
“Dağlıca'da yaşanan çatışmaların ardından 12 askerin şehit edilmesi olayı ile beraber köyümüzün Türkiye ve dünya medyasında “terör” haberleri ile anılmasından rahatsız oldum. Bu vesile ile yaşamını yitiren askerlerimizin ailelerine baş sağlığı diliyorum. Hem mayın hem de çatışmalarda yaralanan insanlarımız için de acil şifalar diliyorum. Bu acıyı paylaşıyoruz. Yaşanan çatışmalar bölgemizdeki huzurun kaçmasına neden oldu.
Aslında hizmetler ve diğer bazı sebeplerden dolayı ölümlerin en fazla yaşandığı bölgemizde atalarımızdan beri rahat yüzü göremedik hep yastayız, yastaydık. Bu son 'şehitler' ve yolumuza döşenen mayınlardan dolayı sivil vatandaşlarımızın da yaralanması nedeniyle bölgemizde yine hayat durdu. Yaşanan acı olaylardan dolayı yine yas tutuyor, acılarla kıvranıyoruz.”
“Yalnız çatışmalarla gündeme gelmek bizi üzüyor.”
Terkoğlu “Yaşanan çatışmalar, bu kadar ölüm, mayınlar hep acı hep göz yaşı. Halkın yaşam şartları dünyada en geri kalmış yerlerle eşit değerde, sadece çatışmalarla değil hizmetlerle gündeme gelmemiz gerekiyor.”diyor.
“Yol olmadan hizmet olmaz”
“Köyün kış boyunca yolun 3-4 ay kapalı olması ise işin diğer bir azap yönü. Geçmişte Irak ile ticaret varken son yıllarda çatışmalar nedeniyle tamamen kesildi. İnsanlar 3-4 aylık ihtiyaçlarını son baharda karşılıyor. Yolun vadi tabanından gitmesi nedeniyle kar yağınca çığlar birden iner ve bu nedenle de ilkbahara kadar yollar kapalı kalır. Bir çok çığın birden inmesi nedeniyle hem yol açılması hem de geliş gidişlerin olmasını engeller."
Bu nedenle yeni yapılacak yolun vadinin daha yukarılarından geçmesi düşünülmüş. Halen yolun 20 kilometresi asfalt, 31 kilometresi stabilize yoldan oluşuyor. Bu nedenle yola mayın döşenmesi daha kolay, bu güne kadar da yüzlerce insan patlayan mayınlarla yaralandı, sakatlandı.”
“Kar yağınca dünya ile bağlantımız kesilir”
“Kar yağınca dünya ile bağlantımız kesiliyor. Hastalarımızı kızaklarla 51 kilometrelik yolda Yüksekova'ya getirmek zorunda kalıyoruz. Arızalanan elektrik direklerimizi biz onarmak zorunda kalıyoruz. Kışın elektrikler gidince haliyle televizyon izlemek yok ve telefonlar da uydu olduğundan kesiliyor.”
“Eğitim konusunda sıfırın altındayız”
“Doğru düzgün okullarımız yok, lojman yok. Eğitim asil öğretmen olmayınca vekiller havale ediliyor. Dağlıca'nın 8sekiz mahallesi iki okulu var. 140 öğrencimiz halen ders başı yapmadı. Biri prefabrik, biri de harabe ve kullanılamaz halde. En son seçimde seçimi hizmet olmadığından boykot ettik. Valilik bize yeni bir okul için temel attı ancak bitirilemedi.”
“Sorunlarımızı Cumhurbaşkanı Gül'e ilettik”
“Cumhurbaşkanı Gül ve geçen yıl Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e başta eğitim olmak üzere bir çok sorunumuzu ele alan dilekçe sunduk. Bölgede en azından 8 yıllık pansiyonlu YİBO, Lise gibi eğitim kurumlarının olması gerekiyor. Yüksekova'da kızların okuyacağı bir yer olamadığından kızlarımızı okula yollayamıyoruz. Yeşiltaş Muhtarı Saim Kartal ile beraber şimdiye kadar bir çok defa Yüksekova kaymakamına gittik, valiye şimdiye kadar dört defa gittik. Dilekçe verdik ancak valiyle görüşmeden geri dönmek zorunda kaldık. Geçen aylarda helikopterle Yüksekova'nın tüm daire müdürleri Dağlıca'ya gelmişlerdi. Sorunlarımızı tespite ve çözümü halen masaların çekmecelerinde bekliyor.”
“Devlet Dağlıca'yı boşaltsın”
“Devlet eğer sorunlarımızı çözmezse bu bölgeyi boşlatsın. Bizleri başka bir yere alsın çünkü insanca yaşamak için burada yaşamanın şartları yok. Can güvenliğimiz yok. Yıllarımız acı çekmekle geçti. Biz Dağlıca köyü olarak Irak sınırına en yakın köyüz. Biz boşaltırsak bizden sonra tüm köyler boşaltmak zorunda kalacak. Devletimizden ilgi ve hizmet bekliyoruz."
“Sağlığımız Allah'a havale”
Dağlıca mıntıkasında bulunan bir çok köyde sağlık ocağı binası olmasına rağmen yıllardır kullanılmıyor. Kışın sağlığımız Allah'a havale. Hastalarımız çoğu zaman Yüksekova'ya götürülünce kızak üstünde can veriyor."
“Geçim kaynağı koruculuk”
"Bölgede yaşayan vatandaşlardan bir kısmı korucu. Mesela Dağlıca'da sadece merkezde 60 korucu var. Tüm bölgede yüzlerce korucu var. Tarlalarımıza gidemiyoruz. Bölgemiz her taraf askeri bölge. Hayvancılık bölgesi olmasına rağmen köyde kimse yap(a)mıyor.” (NÇ/NZ)