İklim değişikliğinin bilim insanlarının sözünü ettiği bir santigrat derece sıcaklık artışı, buzul erimelerindeki yüzde oranları ve deniz seviyesinin santimetreyle ölçülen yükselişi gibi bir takım rakamlar olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. İklim değişikliği, insan türünün yarattığı adaletsizlik demek. İklim değişikliği mücadelesi 'çevreci' kaygıların çok ötesinde, hayatta kalma mücadelesi anlamı taşıyor. Bu yüzden, Dünyanın her tarafından insanlar iklim adaletini tartışıyorlar. Nasıl mı? Buyrunuz:
70 yaşında, Filipinler'den gelmiş, 47 senedir Amerika'da ev işlerinde çalışıyor. Dün New York'un arka sokaklarında bir toplantı salonunda söz aldı:
"Filipinler'in tek kalem en büyük geliri, yurtdışında çalışan işçilerin ailelerine gönderdikleri paralar. Ben ailemden çalışan tek kişiyim. 47 senede, çocuklarıma, yeğenlerime, kardeşlerime ve emeklilikte gitmek için kendime Filipinler'de ev yaptırdım. Emekliliğe ayrılmama aylar kala Haiyan Tayfunu geldi. Filipinler'de on binlerce insanla beraber benim ve ailemin de evlerini aldı. Ölmeden önce 10 senem varsa, şimdi o 10 senemi de çalışarak geçirmek zorundayım. Ya da tüm göçmen hareketleri olarak birlikte iklim adaleti için çalışmalıyız. 21 Eylül'de New York'taki Halkların İklim Yürüyüşü bunun ilk adımı olmalı."
Ardından sohbet ettiğimiz New York'taki Ortadoğu Dayanışma Derneği temsilcisi:
"Bizim ülkemizde ISID, bizim petrolümüzü satıp, her gün kazandığı milyonlarca dolarla silah satın alıyor. Bu silahlarla bizim insanlarımızı öldürüyor. Fosil yakıt bağımlılığı yalnızca iklim değişikliğinin sebebi değil; savaşın da sorumlusu. Dolayısıyla savaşa hayır diyorsanız, evinizde oturup, iklimin değişmesini izleyemezsiniz."
23 Eylül'de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban- Ki- Moon'un davetiyle New York'ta gerçekleşecek iklim zirvesi öncesinde, şehirde iklim değişikliğinin her boyutunun tartışıldığı onlarca toplantı düzenleniyor. Bu toplantıların en önemli tarafı, büyük çoğunluğu çevreci sivil toplum örgütleri tarafından düzenlenmiyor oluşu. Sendikalar 'iklim adaleti için yeşil iş' konuşuyorlar; öğrenciler 'nasıl bir gelecek istediklerini', mahalleler 'Sandy kasırgasından etkilenen bölgelerin hala bir çoğunun barakalarda yaşamasının adaletsizliğini' tartışıyorlar. Bu toplantılardan sonra iklim adaletini savunan yüzbinlerce insan 21 Eylül günü New York'ta tarihin en büyük iklim yürüyüşünü gerçekleştirecek. Amerikanın en büyük bilim insanlarından, senatörlerine; Hollywood yıldızlarından, uluslararası iklim aktivistlerine, mahalle hareketlerine, çiftçilere, öğrencilere, din adamlarına kadar herkes 'iklim adaleti' talebini dile getirecek.
Halkların İklim Yürüyüşü, 20 - 21 Eylül'de merkezi Birleşmiş Milletler toplantısının yapılacağı New York olmakla bir dünyanın her tarafında gerçekleşiyor. Bu tarihi haftasonunda hayatta kalmanın lüks olmadığı adil bir dünya talebiyle iklim için harekete geçmenin aciliyeti vurgulanacak. Dünya halklarının sesi ne kadar çok çıkarsa, o ses Birleşmiş Milletler salonlarında o kadar yüksek yankılanacak.
Türkiye'de ise İstanbul'da iklim değişikliğinin farklı yönlerinin tartışıldığı alternatif forumla beraber 20 Eylül saat 17.00'de Taksim Tünel'de yürüyüş gerçekleşecek. Gittikçe daha şiddetli kuraklıklardan, sellerden ve aşırı hava olaylarından etkilenen Türkiye'nin; iklim değişikliğine katkısı konuşulacak. Bu haftasonu dünyada yazılan tarihin bir parçası olmak için fırsatı kaçırmak istemeyenlere duyurulur... (GŞ/HK)