Metin, her ülkenin iklim değişikliğiyle mücadelede atacağı adımları belirliyor. Gelecek yıl Paris'teki İklim Zirvesi'nde onaya sunulacak ve 2020’de Kyoto Anlaşması’nın yerini alacak.
Yetersiz bulundu
194 ülkeden temsilcinin katıldığı toplantıda çevreci gruplar, anlaşmayı yetersiz buldu ve yeni metnin iklim değişikliğiyle ilgili kuralları zayıflatacağını savundu.
Metin üzerinde ülkeler arasında oluşan görüş ayrılıkları nedeniyle konferans iki gün uzadı. İlk taslak metin zengin ülkeleri küresel ısınmayla ilgili sorumluluklarından sıyrılmaya çalışmakla suçlayan gelişmekte olan ülkeler tarafından reddedilmişti.
En son olarak dördüncü metinde uzlaşmaya varıldı. Nihai metin olan anlaşmada, gelişmekte olan ülkelerin endişeleri, ülkelerin küresel ısınmayla mücadelede “ortak ancak farklılaşmış sorumlulukları” bulunduğu ifadesine yer verilerek giderildi.
Vidal: Mükemmel değil ama...
Konferansa başkanlık eden Peru Çevre Bakanı Manuel Pulgar-Vidal, "Mükemmel bir metin değil ama tarafların pozisyonlarını içeriyor" dedi.
COP 20, 2005’te yürürlüğe giren Kyoto Protokolünün hazırlandığı ve Türkiye’nin katıldığı 11. konferans.
Kabul edilen karar çerçevesinde, gelişmiş ülkelerce, Türkiye’ye en azından 2020 yılına kadar finans, teknoloji transferi ve kapasite geliştirme desteği sağlanmasının önü açıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Paris’e giden yolda iklim müzakerelerinde önemli bir dönemece girildiğini ve önümüzdeki 1 yıl içinde ulusal hazırlıkların tamamlanarak Paris’te Türkiye’nin çıkarlarına en uygun şekilde sonuç alınmasına yönelik müzakerelerin aktif bir şekilde yürütüleceğini söyledi.
Neden önemli:
Yeşilgazete'den Ümit Şahin konferansın önemini şöyle anlatmıştı:
Taraflar Konferansları’nda dünya hükümetleri 2007’den (hatta 2005’den) beri Kyoto’nun birinci yükümlülük döneminin sona erdiği 2012 sonrası için yeni bir anlaşma (ya da Protokol) hazırlamaya, yeni taahhütler, sera gazı indirim yükümlülükleri ve mekanizmalar üzerinde anlaşmaya çalışıyorlar. Buna Kyoto sonrası yeni iklim rejimi deniyor.
Ancak, bu anlaşmanın yapılması beklenen 2009 Kopenhag zirvesinde (COP 15) yaşanan büyük başarısızlıktan beri patinaj devam ediyor. Bu arada 2012 geride kaldı, arada son derece yetersiz olan Kyoto’nun 2. yükümlülük dönemi (2012-2020) yürürlüğe girdi, ama çok az ülkenin katıldığı bu dönemi kimse ciddiye almıyor.
Zaten Kyoto da geldi geçti, iklimi değiştiren sera gazlarının atmosfere salınma miktarında (emisyonlar) en ufak bir yavaşlama eğilimi yok. Yani iklim değişikliğinin etkileri tam gaz devam ederken, dünya ülkeleri de atmosfere her yıl bir öncekinden daha fazla karbon dioksit salmaya devam ediyorlar.
İşte bu durumda, şimdi bütün gözler 2020 sonrası için yeni hedeflerin ilan edileceği ve yeni bir iklim rejiminin kurulacağı 2015 Paris Zirvesi’nde, yani COP 21’de… Lima’daki COP 20 ise Paris öncesi son zirve olduğu için önemli. Gelecek sene yapılacak yeni anlaşmanın çatısı burada çatılacak, gelecek yıl da son boşluklar doldurularak anlaşma ilan edilecek. (NV)
* Bu haberi dünya gazetesi, bbctürkçe ve Çevre ve Şehirclik Bakanlığı resmi sitesinden derledik.