"Fatmagül'ün Suçu Ne?" dizisinin ne zaman başladığını hatırlamıyorum.
Ama dizideki tecavüz sahnesine ve memleket insanının o sahneyi izleme merakına dair yapılan tartışmaları hatırlıyorum.
Diziyi izlemedim, izlemiyorum da!
Hapishanede televizyon bağımlılığının, dizi merakının yanıma yaklaşmamasına özel bir hassasiyet gösterdim.
Fakat dizideki tecavüzle ilgili yazılı basında çıkan ve insanın kanını donduran "yorumları", "değerlendirmeleri" yakından takip ettim.
Tabii Kandıra Hapishane Tesisleri'ne geldikten sonra da, koğuşun fiziki yapısından dolayı dizinin gidişatını, izleyenlerin tepkilerini, yorumlarını mecburen takip ettim.
Buraya ilk geldiğimde, tek siyasi tutsak olduğum için üç ay kadar adli tutuklularla kaldım.
Her akşam sonuna kadar açılmış televizyonun sesiyle, izledikleri dizilerle bir başka dünyaya yolculuk yapıyorlardı.
Dizi içinde verilen o uzun reklam aralarında yaptıkları yorumları da hayli ilginç oluyordu.
Onlar için her akşam farklı bir diziyle çıktıkları yolculuklar hapishane gerçeğinden az da olsa uzaklaşmakken, benim için ses kirliliğine karşı yöntemler arama çabası demekti.
Hapishaneye başka siyasi tutsakların gelmesiyle ayrı bir koğuş açıldı bizim için.
Böylece kafamı şişiren o yüksek sesle izlenen dizili akşamların yerini bir-iki akşam aldı.
Yeni koğuşdaşlarımın tercihlerinden biri de "Fatmagül'ün Suçu Ne? dizisiydi.
Televizyonun sesi normal olarak kendi duyacakları kadar açılıyor.
Reklam aralarında da yorumları genellikle alçak sesle yapıyorlar.
Geçtiğimiz sonbahar televizyonlar yeni yayın dönemine girdiklerinde, Fatmagül'ün tecavüzcüsüyle evlendiğini gösteren tanıtımı görünce, o hafta diziyi izledim...
Bir dizide tecavüze uğramış kadın, tecavüzcülerinden biriyle evlendirilecekti!
Meğer izlediğim tanıtım taa sezon sonuna doğru gerçekleşecekmiş...
Ama o akşam gördüm ki, Fatmagül-Kerim ilişkisi öyle ince işleniyor ki!
İzleyenler bu durumdan hiç rahatsızlık duymuyorlar.
Kendi kendime ama yüksek sesle söylenerek o akşamı kapattım.
Sezon boyunca da, akşamları dizi reklama girdiğinde meyve yemek ya da süt içmek için indiğimde bir-kaç dakika diziye denk geldiğim oldu.
İzleyen arkadaşların bazı yorumlarına kulak verdim arada bir.
En çok da bir kadını tecavüzcüsüyle evlendirmenin izleyicisinde nasıl bir tepki doğuracağını merak ettim.
Nihayet geçtiğimiz hafta Perşembe akşamı diziyi izleyen arkadaş Fatmagül ile Kerim'in düğünü olacağını söyledi.
O ne romantik ortam?
O ne bekleyiş?
Sadece gelin ve damat heyecan ve mutluluktan uçmuyor.
En az onlar kadar davetlilerde aynı heyecan ve mutluluğu yaşıyorlar! ...
Tecavüze yardım eden adamın rolünü öyle işlemiş ki yapımcı!
Eminim dizi izleyicisi kadınlar büyük bir çoğunlukla, hatta ağırlıklı olarak genç adama acımış, üzülmüşlerdir...
Bir insan yaptığından pişmanlık duyabilir elbette.
Hatta travmada yaşayabilir.
Ama mesele bu değil ki! ...
Topluma bir mesaj veriyorsunuz.
Tecavüze uğrayan kadın travma yaşar!
Erkek de durumdan etkilenebilir.
Ve fakat! ...
Ortada öyle ince bir ayrıntı var ki!
Bir tecavüz öyküsünden romantik güçlü bir aşk çıkarılıyor.
Dizi bu fikri çok ustalıkla işlemiş olmalı ki!
Sezon boyunca gazetelerde kalem oynatan yorumcuları da...
İzleyenleri de ikna etmeyi başarmış!
Devlet yıllar önce tecavüz ettiği kadınla evlenen tecavüzcünün cezalandırılmayacağını ilan etmiş, yasasın da çıkarmıştı.
Böyle tecavüze uğrayan kadın ömür boyu tecavüze mahkûm etmişti.
Hatta birkaç kişinin birden tecavüz ettiği kadınla içlerinden biri evlendiğinde de tecavüzcüleri affediyordu bu devlet!
Dizinin tecavüze karşı mücadele bakımından doğru mesajlar verdiğini biliyorum.
Ancak, doğrularla yanlışlar harmanlanınca ve gelinen noktada bir kadının tecavüzcüsüyle evlenmesinin hiç de kötü olmadığı...
Hatta böyle bir ilişkiden romantik olduğu kadar, güçlü bir aşk da doğabileceğini gösterince!
Daha sonraki bölümlerde ne derler bilemem.
Ama bu haliyle vallahi de, billahi de helal olsun! ...
Dizi yapımcılarına, rol alanlar, izleyenlere kocaman bir bravo! ...
Füsun Erdoğan
Kandıra 2 nolu T Tipi Hapishane
12 Mayıs 2012