"Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe sürüklemesin" İranlı yönetmen Mecid Mecidi'nin Hz. Muhammed'in çocukluk ve gençlik yıllarını anlattığı "Hz.Muhammed-Allah'ın Elçisi" filminden bir replik.
Peygambere gönderilen Allah’ın kelamı. Filmi izlerken Allah’a en çok kendilerinin inandığını hatta neredeyse onu bile kendi tekellerine alacak olan, bu kelamı bile hiçe sayacak derecede şirazeden çıkanlar geliyor akıllara haliyle.
Kendinden olmayana, farklı düşünene, biat etmeyene ölesiye kin besleyenlerin; gözaltına alarak, tutuklayarak, siyaseten yok sayarak, akademisyenlere, gazetecilere, derneklere, kurumlara göz açtırmayarak varlıklarını ortadan kaldırmaya çalıştıklarını hatırlıyorsunuz.
İslamın adil ve merhametli yüzünün gösterildiği filmdeki muazzam çekilmiş sahneleri izlerken, “Günah, mazluma sırt çevrilmesinin ta kendisidir” diye bir söz çalınıyor kulağınıza sonra. Filmde; mağdurun yanında yer alan bir mazlum hareketi olarak ortaya çıkan ve batılın, cehaletin, köleliğin, zulmün karşısında olan bir devrimin gerçekleştiği anlatılıyor. Oysa ki, biz kibri en sevdikleri günah olarak görenlerle karşı karşıyayız. Keşke o inandıklarını söyledikleri dinin gereğini yerine getirselerdi hiç değilse diyorsunuz.
Koskocaman bir cezaevine dönüştürülen bir ülkede artık içerisi-dışarısı fark etmiyor. Dışarıda kalmanın verdiği mahcubiyeti yaşayanlar dışarıda da özgür değil. İhraç edilip işinden olanlar, yoksullaştırılanlar, özlük hakları ellerinden alınanlar, borç batağına saplananlar, yakınları tutsak olanlar, ülkeyi terk etmeyi düşünmek zorunda kalanlar.
Ülke bu durumda iken “Türkiye hiçbir dönemde bu kadar huzurlu ve özgür olmamıştı” diyenler nasıl bir muhakeme süreci yaşıyorlar diye merak ederken, huzurun ve özgürlüğün göreceli olduğunu düşünmeden edemiyorsunuz. Gerilmiş ve sıkışmış fay hattı misali toplum bu sıkıştırılmadan bir patlamayla mı çıkar ya da yaşadığımız bu mayın tarlasında dans ederken sinmeye, susmaya devam ederek sırasını mı bekler bilinmez.
Hz. Muhammed’in filmdeki rahibin “Tanrı’yı nerede bulursun?” sorusuna, “Kırık kalplerde bulurum” şeklindeki cevabı duyunca Tanrı ahı alınan ve kalbi kırılan binlerce kulunun ettiği bedduaları boşa çıkartmayacaktır diyorsunuz ister istemez.
Bu dünyada elde ettikleri zulmün gücüyle işledikleri bu büyük günahın hesabını mahşerde vereceklerdir elbet. İlahi adalet varsa, Tanrı bu duruma kayıtsız kalmayacaktır.
Tanrım ne kadar huzurlu ve özgürüz, sana şükürler olsun. (BD/EKN)