“Doktor iki ilaç verdi bana. Birini sabah, diğerini akşam kullanmam lazımmış. Akşamkini uyuyabilmek, sabahkini da sakinleşip ağlamamam için.”
Ağlamaktan kuruyan gözlerine damla sıkarken “Gözlerimin durumu iyi değilmiş, bir an evvel ameliyat olmam gerekliymiş. Fadıl’ım hapishaneden çıkmadan nasıl ameliyat olayım.”
Sözler, 600’ü aşkın süredir soğuk sıcak demeden Urfa Adliyesi önünde adalet talep eden, hüznün gelip yüzüne yerleştiği ve sürekli oğlu Fadıl’ın ismini sayıklayan Emine Şenyaşar’a ait.
FilmeJüri Özel ödülü
Şenyaşar’ın Urfa Suruç’ta 4 yıl önce AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından eşi ve iki oğlu katledildi. Oğlu Fadıl ise tutuklu. Karşı taraftan tutuklu kimse yok.
Adalet terazisi dengesini kaybedince Anne Şenyaşar saldırıdan yaralı kurtulan oğlu Ferit ile birlikte Urfa Adliyesi önünde beton bariyerlere “Şenyaşar Ailesi İçin Adalet” yazılı pankart asarak nöbet tutmaya başladı.
Bu annenin adalet arayışı ve bekleyişini yönetmen Elif Yiğit, “Adalet İçin (For Justice) ” belgeseline aktardı. Film 9. Duhok Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülüne layık görüldü.
35 milimetre olarak çekilen filmdeki yakın plan görüntülerde annenin yüzüne yansıyan bekleyişi, öfkeyi, şefkati, umudu, umutsuzluğu iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Gözleri ile evlat acısını anlatıyor
Suruç’taki mütevazi evinde, bulaşık yıkarken, namaz kılarken, uyumaya çalışırken, ilaçlarını kullanırken, torunlarının fotoğraflarını gösterirken cezaevindeki oğlu Fadıl’dan telefon beklerken sürekli dua edişini, pencereden yol gözleyişini oğlu Ferit’le birlikte adliye ve mezarlık arasında mekik dokuyuşunu görüyorsunuz.
Dahası nöbet için düştüğü yollarda Nizamettin Ariç’in Dayê-Rojek Tê şarkısını dinlerken dalıp gitmesini, adalet binası önünde başına karlar yağarken, yanından kayıtsızca geçerek adliyeye gidenleri görüyorsunuz. Ve susarak, gözleriyle anlattığı evlat acısını dinliyorsunuz.
Ailenin yanında kaldı
Elif Yiğit önce haberlerde görüyor Emine Annenin mücadelesini. Ziyaretlerine gidip aileyle tanışıyor:
“Haberlerde görünce çok etkilendim. Annenin mezar başında yaktığı ağıdı, her türlü engele rağmen adliye önünden gitmeyişi ve en önemlisi de gözlerindeki ifade beni çok etkilemişti. Bu durum Kürt annelerin temsiliyeti gibiydi. Ortada bir hak arayışı vardı ve onların sesini duyurmam gerektiğini düşündüm.”
Yiğit 4 ay boyunca aralıklı biçimde Urfa’ya gidip geliyor. Şenyaşar ailesinin evinde kalıyor. Annenin yaşamına tanık oldukça kendisi de psikolojik olarak olumsuz etkileniyor:
“Anne her kamera gördüğünde ağlıyordu. O yüzden hiç röportaj almadım ondan. Yakından çekmeye başladım. Anneyle aynı odada kalıyorduk. Annenin durumu çok kötüydü.
"Ruh hali iyi olmadığı için rahatsız etmek istemedim. Çok özdeşleşme yaşadığım için ben de kötü oldum ve arada uzaklaşmam gerekiyordu. Çok güçlü olmadığımı ve profesyonelce yaklaşamadığımı gördüm. Hasankeyf belgeselini çekerken de öyle olmuştum. Sular yükselmeye başlayınca gözyaşlarıma engel olamamıştım.”
"Katkıda bulunmak istedim"
Yiğit, adliye nöbetinden çok annenin evdeki gündelik yaşamına odaklanıyor:
“Ben onun daha çok haber kameraları dışında evdeki halini, bekleyişini çektim. Sürekli Fadıl’ın hapishaneden çıkmasını ve adaletin yerini bulmasını istiyordu. Haksızlığa uğradığını dile getiriyordu. Beden ve ruh sağlığı iyi olmadığı için çok fazla ilaç kullanıyordu”
Filmi annelere karşı sorumluluk hissettiği için çektiğini söyleyen Yiğit amacını şöyle aktarıyor:
“Geçmişten bugüne coğrafyamızda her zaman adaletsizlik, haksızlık zulüm yaşanıyor. Annelerimiz her gün çocukları için, bu zulme karşı gelmek için adalet peşine düşüyorlar.
"Perde arkasındaki hikayeden uzak tutup annenin bekleyişine odaklandım. Emine Anne nezdinde tüm adalet bekleyen, mesela Gülistan Doku’nun annesi, barış anneleri, çocukları cezaevinde olan annelerin hak arayışını, tüm dünyaya yaymak adına bir nebze de olsa katkıda bulunmak istedim.
"Aile, sosyal medya hesaplarından belgeselin fragmanını ‘Tarih, kainatın vicdanıdır. Tarihin en açık hukuksuzluğu Urfa’da yaşanıyor. Şu an zulüm yapan bizdendir anlayışı hakim.
"Annenin mücadelesi uluslararası belgesellere konu oldu. Yüzyıllar geçse de annenin mücadelesi unutulmayacak’ mesajı ile paylaştı. Bunda payım olduysa ne mutlu."
"Adalet ne zaman gelecek?"
Belgeseli izleyenlerin Emine Şenyaşar’ın Urfa Adliyesi önünde mücadelesini görerek onu yakından tanıyacaklarını anlatan Yiğit,
“Festivalde dünyanın her yerinden gelen sinemacılar salonda izlerken gördüler. Birçok kişi annenin gözlerindeki ifadesinden o acıyı yaşadıklarını hissettiklerini söyledi. Ne kadar çok insana aktarabilirsek o kadar iyi."
İstanbul Üniversitesi Radyo TV mezunu olan Yiğit, 8 yıldır sinema sektöründe. Kamera asistanı olarak sektöre giren Yiğit, bir kısa iki uzun metrajlı belgesel film çekmiş. Halen İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’ndeki eğitimine devam ediyor.
Festivalde filmin jüri özel ödülünü alması kendisini mutlu etmiş fakat ödül almak için yola çıkmamış:
“İnsanların tebrik etmesi ve ödül almak güzel ve heyecan verici bir duygu ama ben daha çok filmin gösterilmesi ve insanlara ulaşmasını istiyorum."
Söyleşiyi Elif Yiğit’in filmdeki son cümlesi ile bitirelim.
“Bu topraklara adalet ne zaman gelecek bilmiyorum? Ama bildiğim bir şey var ki anneler her daim ağlıyor. Bir sabah uyandığımızda kimin annesinin ağlayacağını bilmiyoruz. Kimbilir belki de o benim annem olacak."
TIKLAYIN - Emine Şenyaşar: Ya adliye önündeyiz ya mezar başında
TIKLAYIN-"Savcı 'birilerinin kellesi gidecek' dedi, görev yeri değişti"
Ne olmuştu?14 Haziran 2018'de AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın seçim gezisi sırasında gerçekleşen saldırı, silahlı çatışmaya dönüşmüş, Yıldız'ın kardeşi Mehmet Şah Yıldız, esnaf Hacı Esvet Şenyaşar ile oğulları Adil ve Celal Şenyaşar yaşamını yitirmişti. TIKLAYIN-Adalet Nöbeti'ndeki Emine Şenyaşar'a hakaret davası Çatışmada babasını ve iki kardeşini kaybeden, kendisi de yaralanan Fadıl Şenyaşar 17 Haziran'da taburcu edildiği Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden gözaltına alınmış, çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Saldırıya ilişkin 3 yıl 3 aydır süren soruşturma dosyası üzerinde "gizlilik" var. Suruç Devlet Hastanesi'ndeki ikinci saldırısıyla ilgili açılan soruşturmada alınan "gizlilik" kararının kaldırılması için Şenyaşar ailesi avukatlarının yaptığı ikinci itiraz, 21 Nisan 2021 tarihinde reddedilmişti. Başvuruyu reddeden Urfa 1. Sulh Ceza Hakimliği, gerekçesinde "Dosya ve deliller kapsamı ile uyumlu olduğu, tedbir kararının yerinde olduğu, bu itibar ile kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı" ifadelerine yer vermişti. |
(BD/EMK)