Fotoğraf: Canva
Bu kentin içinde büyüyorum.
o da benim içimde
henüz yazılmamış bir efsane...
Bu kent minnettarsa bana;
ben de ona, bir o kadar hayranım...
Kentimin bağrında, pastoral parkların birinde;
bir ıhlamur gölgesindeyim.
Kuş cıvıltılarıyla eşleşiyor çocuk sesleri.
Bundan daha iyi senfoni olabilir mi?
Çimlere uzanmış genç anneler,
kimisi kitabın en heyecanlı yerinde,
kimisi güneşin solgun tenlerini ısıtmasını umuyor,
kimisi de dinlediği müziğin ritmiyle hafif sallanıyor.
Çocuklarla haşır neşir genç babalar
sakin ve neşe içinde bir atmosfer var
ben ise alamıyorum gözlerimi
sürmekte olan muhteşem hayat oyunundan
ve bu görselliğin bir parçasıyım, uzaktan...
Olan, elimde kıvranan kitaba oluyor!
Satırlara her yeltendiğimde
çocukların uçarı masumiyeti
gözlerimi mekan biliyor...
Beyhude bir hüzne kapılıyorum:
Ne ara uzaklaştı şu körpe varlığım,
o çelişkisiz ve saydam çocuk dünyasından?
Daha dün gibiydi oysa...
"Bir baltaya sap" olamayacaksam
buradan gitmeliyim, diyorum.
Etrafıma b/akarak yürüyorum.
sert değil adımlarım!
Yaşamın kokusunu çekiyorum küflenmiş içime
o an, sahipsiz ve sebepsiz bir heyecan nüksediyor
esnek kalbimin deltalarında,
demek ki yaşıyorum...
Yok hiçbir hedefim!
Sahil yoluna sapıyorum.
kentimin bulvarlarında
bütün dünyanın renkleri bir araya gelmiş.
Adeta, bir ormanda yetişen ağaç yapraklarının tonlarını taşıyor her bir insan.
Uyarısız dalıyorum içlerine
havaları öylesine özgür
edaları öylesine özgün...
Budur insan olmak, diyorum.
İşte o an,
bütün bu insanları ne çok sevdiğimi,
bendeki bana itiraf ediyorum.
Az ileride,
rıhtım basamaklarından birine oturuyorum.
yalnız değilim.
İç içe geçen sevgililer
orayı mesken edinmişler.
Tepemde, beyaz martılar bağrışıyor;
bütün dikkatimi onlar alıyor.
Onlara hayranlıkla gülümserken;
kitabım bir kez daha heybemde
büsbütün öksüz kalıyor...
Suyun mavisini
hafiften esen yeli
martıların senfonisini
ve alnıma değen güneşi duyumsarken
varolmanın hafifliği sarmalıyor bedenimi ve
tüm benliğimle anı yaşıyorum.
Teşekkür ediyorum hayata:
Ruhumun ırmakları aktığı;
izanım bana küsmediği ve
gözlerimin güneşi ışıdığı için.
(HK/AÖ)