Ahmet Türk hukuka bağlı, tutarlı, yaptığı her işte özenli davranan zarif ve saygıdeğer bir Kürt aristokratıdır.
74 yaşında ve ciddi bir kalp rahatsızlığı var. Halk arasında kalp pili olarak tabir edilen “pacemakers” ile yaşamını sürdürüyor. Ağır gözaltı ve cezaevi koşulları normal yaşamını sürdürmesi için elverişli değildir. Bu gerçeğin bilinmesine karşın gözaltına alınması ve hakkında beş gün tecrit kararı verilmesi hem hukuksuz hem de gayri insanidir.
Ahmet Türk 1970'ten başlayarak günümüze kadar geçen 46 yıl boyunca pek çok kez gözaltına alınmış ve tutuklanmış olmasına karşın kendisine hiçbir ciddi suç isnat edilememiş ve gerçek anlamda mahkûm edilememiştir.
Tutukluluğunu meşrulaştırmak için yapılan ithamlar hep dayanaksız kalmış, siyaseten ağır basan yargısal formüllerle örtbas edilmiştir.
Mardin Belediye Başkanlığı döneminde de yüzlerce teftişten geçmiş, ama hukuk dışı hiçbir tasarrufu saptanamamıştır.
AKP hükümeti, Kürt belediyelerine kayyum atayarak bölgede 1930'lardaki uygulamaları yeniden canlandırmak istemektedir.
Tek Partili Şeflik yıllarında Kürt bölgesindeki belediye başkanları seçimle belirlenmezdi. İlçelerde kaymakamlar, illerde valiler ayni zamanda belediye başkanlığı yaparlardı.
AKP hükümeti o dönemin Milli Şeflik özlemini çekmekte. O yıllara dönmek için Parti-devlet birliği kurmayı ve Milli Şef yerine Milli Reis atamayı hayal ediyor. Bu hayalin gerçekleşmesi için atılması gereken ilk adım Kürt bölgesindeki ilçe belediyelerine kaymakamların ve vilayetlerde de valilerin atanması koşuludur.
AKP Hükümeti Kürt belediyelerine kayyum atamakla Milli Şef döneminin parti-devlet birliğini kurmanın gereğini yapıyor. Bir de Umumi Müfettişlik kurabilirse 1930'ların Milli Şeflik dönemini yeniden ve eksiksiz olarak ihya etmiş olacak.
Ama bu, 2016 yılında gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayaldir... AKP'nin tek partili Milli Reislik sevdası mutlaka kursağında kalacak.
Ahmet Türk ve arkadaşları da mutlaka aklanacak ve Kürt halkının iradesiyle hem mecliste, hem de belediyelerdeki görevlerine döneceklerdir. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Halkın özgür iradesiyle seçilmiş Kürt siyasetçilerinin tutuklanmaları ve işgal ettikleri makamlara kayyum atanması hukuk devleti ciddiyetiyle bağdaşmayan bir keyfiliktir. Hukuksuzluğa ve keyfi uygulamalara son verilmesinin devletin meşruluğunu ve saygınlığını korumak bakımından temel bir koşul olduğunun algılanması dileğiyle...
Ahmet Türk ve arkadaşlarının maruz kaldıkları haksızlığı kınıyor ve biran evvel özgürlüklerine kavuşmalarını diliyorum. (TZE/EKN)