Dünya barış günü kutlu olsun.
Adli yıl kutlu olsun.
Neden adli yıl açılış törenlerinde önce barış günü sonra adli yıl birlikte kutlanmaz?
2022 yılı adli yıl açılış töreninde sansür uygulandı. Nasıl?
Sadece söz söyleyenlerin, yazı yazanların, haber yayımlayanların ifade özgürlüğü hakkı yoktur. Söylenen sözü dinlemek, yazılan yazıya ulaşmak, yayımlanan haberi okumak, radyo ve televizyonu izlemek ifade özgürlüğüdür ve haktır. Dinleyiciye, izleyiciye, okuyucuya haberin, yazının, görüşlerin ve düşüncelerin ulaşması önünde engel varsa, sınırlandırma yapılırsa demokrasi yoktur. Ülkenin rejimi despotiktir. Haberin, görüşlerin, bilgilerin kamuoyuna, halka ulaşmasını engellemeyen, demokratik toplum düzen gereklerine uygun olarak sınırlandırmaları en aza indiren rejim demokrasidir. Devlet hukuk devletidir.
Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının olmadığı hakkında hemfikir olanlar, siyasal iktidarı elinde tutan kalabalık tarafından sevilmiyor. Başında avukatlar geliyor.
Savunmaya, avukatların inancına göre yargının en önemli sorunu bağımsızlığı ve tarafsızlığının olmamasıdır. Kendisine böyle bir sorun yaratan yargı bağımsız ve tarafsız olmak istemiyor. Halinden çok memnun, şikâyeti yok. Böyle bir derdi olsa, karşı çıkar ve tek tek bağımsızlığına kastedenlerin kimler olduğunu kamuoyu ile paylaşır. Halkı bilgilendirir. Halktan güç alır ve kendi bildiği gibi davranır, yapamıyor. Açıkçası yapamıyor gözüküyor, aslında yapmıyor. Savunma olmasa daha rahat edecek.
Muhakemenin bağımsızlık gibi bir derdi olmadığı gibi, tarafsızlığın sağlanmasında nasıl hareket etmesi gerektiği hakkında bir fikri yok zaten. Ne yapacak? Kendisine talimat verenlerin önlenmesi hakkında kendisinin bir davranış modelinin olmamasıdır onun sorunu.
"Yargıya laf söyletmem" diyenler adalete bakan adamlardır.
Yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlanması düşünülecek bir sorun değildir. Vardır ve çözümlenmesi gereken başat sorundur. Bakınız Yargı Reformu Stratejisi…
Yargıya güven kalmadı, yitirildi. Yargıda olmayanlar, olanlardan daha çok. Yani yoksulluk ve yoklukla baş başa kalmış halinde herhangi bir işe yarar "tutarlılık" bulunmadığı için siyasal iktidarın çıkarlarına uygunluk ve değişkenlik artık bağımsızlık ve tarafsızlık olarak görülmeye başlandı. Durum içselleşti. Yargı kendi kararlarıyla ve yürütmeyle birlikte yaşamak zorunda olduğuna inanıyor. Yurttaşlardan, insandan uzak yaşıyorlar ve adaletli olduklarına inanıyorlar. Adalet dağıttıklarına inananların yanılgısıdır yaşananlar.
Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını yerine getirmeyen ve uygulamayan, bağımlılık ve taraflılık görünümünü tercih eden haliyle yoksulluk sınırında ve uçurumun kenarındaki yargının ruhuna acaba neden dualar okunur?
Sorulur; yargıyı nasıl bilirdiniz?
Hep beraber yüksek sesle "iyi bilirdik" deyin; âdettendir ve bunu üç defa tekrarlayın lütfen!
Sonra hakkınızı helal edin!
Allah herkesin dualarınızı kabul etsin, dua edenleriniz çok olsun…
Hukuk ve adalet artık Allaha emanet!
Hatırlayalım. 2021 yılında Yargıtay üyelerinin gözü önünde adli yıl açılışında Cumhurbaşkanının sol yanında Diyanet İşleri Başkanı, sağ yanında sırtında cüppesiyle Yargıtay Başkanı vardı, dua ediyorlardı…Ellerini açmış “âmin” demeye hazır dinleyenler vardı, çoğu yüksek dereceli yargıçlar ve savcılardı…Yargıtay binasının açılışı ile adli yıl törenleri aynı güne rastlatıldı. Ortaya çıkan laiklik ilkesine aykırılığın fotoğrafıydı.
Gerçek demokrasi özgürlük ve eşitliktir; lâikliğe dayanır. Laiklik yoksa, demokrasi hiç yoktur.
Alkışlarla karışık dualar ediyordunuz geçen yıl…
İzleyenlere, dinleyenlere, törende olmayıp dua edenlere yayın yoluyla başından itibaren ulaştırıldı. Gördük, dinledik ve öğrendik.
2021 yılında Yargıtayın dualarla açılışı yapılan binasında, bu yıl adli yıl açılış töreni vardı. Bu açılış artık adli yıl açılış törenlerinin bir kıymetinin bulunmadığının göstergesidir.
Yargı, Devletin diğer organlarından üstündür. Daha açıkçası, “üstün” değildir, ama eşitler arasında önde gelir. Bundan vazgeçmiş olan yargının bizatihi kendisi, eşitler arasında önde gelen gücünü ve gerçek üstünlüğünü istemelidir.
Ama istemiyor! Hatta böyle bir sorumluluk altına girmek bile istemiyor.
Artık adli yıl açılışı yapmayın zaten! Ama isterseniz kendi aranızda yapın, avukatsız…
Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına uyma ve bu kararları değiştirmeksizin yerine getirme hususunda yasama, yürütme ve yargı organlarına herhangi bir takdir yetkisi tanınmamıştır. Hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu bir devlette, bireylerin hukuk sistemine olan güven ve saygılarını koruma adına vazgeçilemez bir görev ifa eden yargı kararlarının zamanında yerine getirilmeyerek sonuçsuz bırakılması kabul edilemez. (AYM, E.2014/149, K.2014/151, 2/10/2014).
Yargı organlarının güven yitirmesinden zarar gören sadece yurttaşlardır.
Devletin ve yargının görevi insan haklarının korunmasıdır; hak ihlali değildir!
Sansür hak ihlalidir. Çeşitli yöntemleri ve yolları vardır.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, 1 Eylül 2022 günü Yargıtay’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen adli yıl açılış töreninde savunmayı temsil ediyordu ve birinci sırada konuşması vardı. Başkan’a sansür uygulandı.
Sadece salonda bulunan yüksek dereceli yargıç ve savcılar ve devlet erkanı değil, söylediklerinin herkesin izleyeceği ve duyacağı bir konuşma olarak “yayımlandığı” kanaatindeydi. Yanıldı. Adli yıl açılış törenini yayınlayanlar Başkan’ın konuşmasını yok saydılar. TBB Başkanının konuşmasına sansür uygulandı, yayımlanmadı.
TBB bunun üzerine kendi web sayfasından durum hakkında bir açıklama yayımladı:
“Cumhurbaşkanlığı tarafından görevlendirilen ve tek yetkili olduğu bilinen yayın sağlayıcı tarafından çekim ve canlı yayın işleri organize edilen açılış töreninde, tüm basın yayın organlarının faydalanması amacıyla uydu frekans bilgileri paylaşılmış ise de yayın saati geldiğinde ve ilk konuşmacı olan TBB Başkanı kürsüye çıktığında yayının uyduya verilmediği görülmüştür.
TBB tarafından canlı olarak yayınlanmak istenen Birlik Başkanı konuşması bu nedenle paylaşılamamıştır. Öte yandan yayın, TBB Başkanı’nın konuşmasının bitmesinin ardından uyduya verilmiş ve isteyen kuruluşlar için canlı yayın imkânı doğmuştur.
Bununla birlikte, gerek medya kuruluşlarından gelen istekleri karşılamak gerek kendi meslektaşlarımızla paylaşmak üzere talep ettiğimiz konuşma kaydı, Cumhurbaşkanlığınca görevlendirilen yayın sağlayıcının yanı sıra ev sahibi Yargıtay tarafından da ellerinde kayıt bulunmadığı gerekçesiyle tarafımıza iletilmemiştir.
Bu durum ifade özgürlüğünün yanı sıra halkın haber alma ve basın özgürlüğü bakımından açıkça bir sansür anlamı taşımaktadır.
Bütün engellemelere rağmen cep telefonu ile hatıra amaçlı kaydedilen TBB Başkanı’nın konuşmasına ilişkin görüntüler, kendi olanaklarımızla bir video paylaşımı haline getirilerek sosyal medya hesaplarımızdan kamuoyuna ulaştırılmıştır.
Adli yıl açılışı gibi bir törende, yargının kurucu unsurlarından olan savunma makamının temsilcisinin konuşma kaydının dahi engellenmesi; TBB Başkanı’nın yeni adli yıl açılış konuşmasında ülkemizdeki ifade özgürlüğü ihlallerine özel vurgu yapmış olmasının ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.
Türkiye Barolar Birliği”[i]
Yargıtay binasında yayın işine Yargıtay bakmıyormuş.
Birisi, birileri var…Böyle karar veren birileri var ki; açılış töreninde TBB Başkanı konuşmasının yayımlanmamasına karar verdiler. Uyguladılar ve resmen yayına sansür koydular.
Kimler bunlar?
Yargıdan avukatları dışlamaya çalışanların savunmaya karşı ortaya koydukları tutumları, sansürleri ve müdahaleleri belli bir zihniyetin zavallılığıdır.
Artık hiçbir adli yıl açılış törenine katılmamalıdır.
Adalete baktıklarını zanneden adamlarla yan yana oturmamak avukatların ve boynumuzun borcudur.