Sayın Hakim;
Maruz kaldığım cinsel saldırı, yağma, alıkonulma, hakaret, tehdit ve fiziksel saldırı ile ilgili davanın görülen ikinci duruşması sonrası çok öfkelendim. Öfkem, “adalet” adı verilen mefhumun, mahkemelerin “soğuk” yüzü ile mağdurların “sımsıcak” yalnızlıklarına cevap veremeyecek şekilde kaybolmuş olmasına…
Sayın Hakim;
Ben bir tecavüz mağduruyum. Tecavüzün “somut” deliller ile tespit edilmeye çalışıldığı veya “önemsenmediği” bir ülkede, tecavüzünü ispatlayabilmek için tecavüzcüleri ile her duruşmada yüz yüze gelmek mecburiyetinde olan bir tecavüz mağduru…
Sokaktaki varlığım bile yanımdan geçen insanlar tarafından alay konusu olan veya her an hakarete ve şiddete maruz kalma riskiyle karşı karşıya kalan bir mağdurum. Cinsel kimliğim veya mesleğim, yani varoluşum, adım attığım anda hak ihlaliyle karşılaşmam için bahane oluyor.
Bir mağdur düşünün ki, akranları için hak savunuculuğu yapıyor ve günün birinde kendisi de akranlarının maruz kaldığı şiddeti tecrübe ediyor. Bir hak savunucusu düşünün ki, aktivist kimliği ile mağdur kimliği arasında sıkışıp kalıyor. Bu sıkışmışlığın sonu travma oluyor; üstelik ucu bucağı görünmeyen bir travma.
Sayın Hakim;
Son duruşmada sanıklar yoktu. Defalarca tutuklanmalarını talep etti avukatlarım sizden, reddettiniz. “Yeterli somut delil” yok dediniz.
Sanıklar şu an, defolu bir “adalet mekanizmasının” ödüllendirildiği kahramanlara dönüştü. Ellerini kollarını sallayarak Ankara sokaklarında dolaşıyor ve kim bilir hangi başka translara veya seks işçilerine tecavüz ediyorlar…
Bütün bunların ihtimali son derece güçlüyken, sanıkların tutuklanmasına dair avukatlarımın ikinci duruşmadaki talebini de reddettiniz. Sanıkları bir kere daha ödüllendirdiniz.
Sayın Hakim;
Tanıklardan biri, yani aslında 6 Temmuz 2015 sabah erken saatlerinde bana kötü muamelede bulunan polis memuru da yoktu duruşma salonunda. Ben her duruşmanın stresiyle ve heyecanıyla titrerken, tanık polis “görevi”ne devam etti o gün de. Kim bilir kaç başka transa ve seks işçisine kötü muamelede bulundu o gün…
Birinci duruşmada talep ettiğiniz karakol kamera kayıtları, ikinci duruşmaya kadar geçen üç aylık süre içerisinde ancak hazır edilebilmişti. İkinci duruşmanın kadük kalması, kötü muamelede bulunan polis memurlarının üç ay daha rahat edebilmesi isteniyordu belli ki…
Sayın Hakim;
İkinci duruşmada çokça duyduğunuz üzere, Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği’nin kurucularından biri ve şu anki yönetim kurulu başkanıyım. Davaya konu olan olayı tecrübe ettikten sonraki 3 aya yakın süre içerisinde derneğin çalışmalarından uzak kaldım. Derneği yönetme ve işlerini yürütme sorumluluklarımı yerine getiremedim. Bu durum, derneğin işleyişini son derece olumsuz şekilde etkiledi. Devam eden projelerimizin uygulanması gecikti, raporlamalarımız bizi zor duruma soktu.
Derneğe gidemedim, zira olaydan sonraki bir ay süresince sokağa dahi doğru dürüst adım atamadım. Grup halinde yürüyen herkesten korktum, kalabalığa hiç giremedim. Psikolojim alt üst oldu.
Dernek avukatımız, derneğimizin de yaşadığım olaydan doğrudan etkilendiğini iddia ederek davaya müdahillik talebini ilettiğinde, hiç düşünmeden, “gerek yok” dediniz. Bir önceki duruşmada da Türk Kadın Dernekleri Federasyonu’nun müdahillik talebini reddetmiştiniz.
Sayın Hakim;
Adalet, mahkeme salonlarının yankılanan boşluğunda ortaya çıkmaz.
Adalet, ceza kanunlarına sığmaz. Adalet, mağdurların mağduriyetinin giderilmesini talep eden hak savunusundadır. Adalet, bir trans ve seks işçisi tecavüze uğradığında, onu diğer insanlardan ayırmadan yargılama yaparsanız ortaya çıkar.
Adalet dediğiniz, bir tecavüz mağdurunun adalet çabasının takdir edilmesiyle yüzünü gösterir. Adalet, “somut deliller”e sığmaz. Adalet, baktığınız dosyaya konu olan olayda mağdur olan kişiyi kendiniz veya bir sevdiğiniz yerine koyarak yargılama yapmanızı gerektirir.
Sayın Hakim;
Ben ailemi kaybettim bu olaydan sonra. Evimi değiştirmek zorunda kaldım, uzunca bir süre yeni ev kiralamadı kimse bana. Parasızlıkla boğuştum. Psikiyatrik tedavi altında, ilaçla ayakta duruyorum.
Siz de biliyorsunuz, ilk duruşmada karşınıza çıkan 3 sanık, suçlu.
Peki neden onları tutuklamıyorsunuz?
Neden o sanıklar duruşmalara bile gelmezken, ben onur kırıcı sorulara muhatap oluyorum?
Neden bu mahkeme salonları bize adalet dağıtmıyor? Neden translar ve seks işçileri bu gözünü sevdiğimin ülkesinde mahkeme salonları tarafından da mağdur ediliyor?
Adalet nerede Hakim Bey?
Vicdan nerede? (KÖ/ÇT)