“Yenidoğan Davası” yargılamaları devam ederken, İstanbul’da bir aile daha bebeklerinin ölümüne ilişkin suç duyurusunda bulundu. 2019 yılının temmuz ayında E.G. isimli kadın, Yeni Hayat Hastanesi’nde doğum yaptı.
Doğumun hemen ardından bebeğin “ağır mekonyum” ile doğduğu yönünde teşhis konuldu. Bebeğin kesin tanı belgesinde “Konjenital pnömoni, primer pulmoner hipertansiyon, yenidoğan bakteriyel sepsisi, mekonyum aspirasyonu, hipoksik iskemik ansefalopati, beslenme problemleri, respiratuvar durumları, solunum yetmezliği” yer aldı.
Bunun üzerine Yeni Hayat Hastanesi, bebeğin başka bir hastaneye sevk edilmesi için belge hazırladı. Bebek bu belge ile Yenidoğan Davası lideri Doktor Fırat Sarı'nın çalıştığı Özel Reyap Hastanesi’ne sevk edildi.

Reyap Hastanesi ise bebeğin daha ileri bir merkeze sevk edilmesi gerektiğini söyledi. Reyap tarafından hazırlanan sevk yazısında da “Hastanın periton diyalizinin yapılmak üzere çocuk nefroloji olan ileri bir merkeze sevk edilmesi uygundur” denildi. Bebek son olarak Yenidoğan Davası ile anılan Bağcılar Medilife Hastanesi'ne sevk oldu ve burada yaşamını yitirdi.
Öte yandan ilk sevk belgesinde yer alan “doğuma ait bilgiler” bölümünde bebeğin durumuna ilişkin skor kısmında bazı rakamların tükenmez kalemle değiştirilmesi dikkat çekti.

Soruşturmada yetki tartışması
Aile, suçların medyada gündeme gelmesi sonrası Bakırköy Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Bakırköy Örgütlü Suçlar Bürosu ise yetkisizlik kararı vererek dosyayı Büyükçekmece’ye gönderdi. Buranın da yetkisizlik kararı vermesi üzerine İstanbul Anadolu 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı yeniden Bakırköy Savcılığı’na gönderdi. Ailenin avukatı Aykut Onur Can, hukuki sürece ilişkin şunları söyledi:
“Aile bize başvurduktan sonra suç duyurusunda bulunduk. Suç duyurumuz kısa süre içerisinde Bakırköy Örgütlü Suçlar Bürosu’na da düştü. Ancak buradan yetkisizlikle Büyükçekmece’ye sevk edildi. Büyükçekmece’de çok uzun olmayan bir süre içerisinde kendisi yetkisizlik verdi ve ‘Bu örgütlü bir suç olabilir’ dedi. Örgütlü bir suçsa kesintisiz bir suçtur ve bu durumda örgüt üyelerinin son yakalandığı yer yetkilidir. Cezai anlamda bu böyledir. İstanbul Anadolu 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi ise bu sorunu çözmek için bir karar verdi ve Bakırköy’ün yetkili savcılık olduğunu söyledi. Bu karar örgütlü bir suç mu? Tartışmasını da ortadan kaldırmış oldu. Dosya yine Bakırköy’e gitti ancak bu kez de Örgütlü Suçlar bürosu değil memur suçları bürosu bakıyor. Memur Suçları Bürosu da şu an Sağlık Bakanlığı’na yazı gönderdi”

‘Dosyayı örgütlü suçlar bürosu devralmalı’
“Yeni Hayat Hastanesi’nde ilk başta bebeğin sağlıklı bir şekilde doğmadığı belirtiliyor ancak yaşam bilgilerine ilişkin toplam puanın tükenmez kalemle 9’dan 5’e düşürüldüğü görülüyor” diyen Aykut, şöyle devam etti;
“Burada bir soru da şudur; Yeni Hayat Hastanesi’nde küvez veya yenidoğan uzmanı doktor mu yoktu da sevk edildi? Bunun araştırılması lazım. Reyap Hastanesi’nden de beşinci günde Bakırköy’e sevk ediliyor. Neden beş gün sonra? Burada da mı yenidoğan uzmanı ya da küvez mi yok? Eğer yoksa beş gün bebeğe nasıl bakıldı? Bir üniversite hastanesine değil de özel hastanelere sevk edilmesi de dikkat çekici. Olayın akışında bir tutarsızlık olduğu çok belli. Bizim ilk talebimiz İstanbul Anadolu 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin de kabul ettiği şekilde örgütlü bir suç olarak görülmesi ve dosyayı Bakırköy Örgütlü Suçlar Bürosu’nun devralması. Bu aynı zamanda mahkemenin de vermiş olduğu yetki kararının bir gereğidir."
Ne olmuştu?
İstanbul'da gerek olmadığı halde özel hastanedeki yoğun bakım ünitesine yatırılan 12 bebeğin ihmalden öldüğü iddiasına ilişkin olarak Büyükçekmece Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatılmış, soruşturmayı yürüten savcı Y.E. ise makamında tehdit edilmişti. Olayın ortaya çıkması kamuoyunda infial yaratırken, 22'si tutuklu, 47 şüpheli hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlandı.
Savcı tehdit edilmişti
Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'nin, bu soruşturmayı yürüttüğü sırada, bazı şüphelilerin tahliyelerini gerçekleştirmezse suikast yapılacağı ve ailesine zarar verileceği yönünde tehdit edilmesine ilişkin yürütülen ayrı soruşturmada da 12 kişi jandarma ekiplerince gözaltına alınmıştı. 4 kişi serbest bırakılırken, adliyeye sevk edilen 8 şüpheliden 5'i tutuklanmış, 3'ü hakkında da adli kontrol kararı verilmişti.
(EMK)






