Gomidas Enstitüsü'nün başında bulunan, Mavi Kitap'ın son baskısının editörü ve yayıncısı Ara Sarafian'ın sunumundan sonra, Türk Tarih Kurumu başkanı Yusuf Halaçoğlu, Sarafian'a, Ermenilerin ve Türklerin yaşadıklarına ilişkin bir projeyi birlikte yürütmeyi teklif etti. Sarafian bu teklifi "elbette, muhakkak" diyerek yanıtladı.
Mavi Kitap sempozyumda tekrar konuşuldu. Sarafian, "1916 İngiliz Parlamentosu'nun Mavi Kitap'ının tarihi önemi, Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu'nda gördükleri muamele 1915-1916" başlıklı tebliğinde, Mavi Kitap'ta kullanılan kaynakların orijinallerine gidilip bilgilerin teyit edildiğini ifade etti.
Buna karşılık Sarafian'dan sonra konuşan Şükrü Elekdağ, Mavi Kitap'ın tamamen propaganda amaçlı ve "uydurma" bilgilerle dolu bir kitap olduğunu iddia etti.
Mavi Kitap TBMM'de de tartışılmış ve Britanya'nın Lordlar ve Avam kamarasına bir mektup gönderilmesine neden olmuştu. Ne Lordlar kamarası ne de Avam kamarası kitaptaki bilgilerin doğruluğunu ya da yanlışlığını kabul ettiğini açıklamıştı; bununla birlikte, 33 kişilik bir grup parlamenter de, Türkiye'nin bu mektubu geri çekmesi gerektiğini belirten bir açıklama yapmıştı.
Justin McCarthy, "Doğu'da savaşı kaybetmek: Ermenilerin 1915 Osmanlı yenilgisine katkıları" başlıklı tebliğinde, Ermenilerin Rusların ajanı olarak ayaklanmalar düzenleyerek ve ordunun merkezle birimlerin ilişkilerini, telgraf hatlarını keserek, aslında, 1915'te Osmanlı devletinin Ermenilere karşı 'tedbir' almasına neden olduklarını söyledi.
McCarthy, Ermenilerin Ruslardan 15 milyon dolar aldığını, Rusların Ermenileri silahlandırdığını ve bu surette doğuda Osmanlı devletinin savaşı kaybetmesine neden olduklarını savundu.
Sempozyumun ilk ve ikinci gününde yapılan sunumların çoğunun keşistiği nokta Ermenilerin Ruslar tarafından kışkırtıldığı, buna da büyük Ermenistan hayalinin neden olduğu, emperyalist devletlerin Osmanlı devletini zayıflatmak ve parçalamak için Ermenileri kullandıkları yönündeydi.
İlköğretim okullarında okutulan sekizinci sınıf İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük kitaplarında da bu bilgileri bulmak mümkün.
Konukçu: Komşuluk vardır, paşa paşa gittiler
"Erzurum ve Toplu Mezarlar" konusunda bir konuşma yapan Enver Konukçu, "Türkler Ermenileri uğurlamışlardır, komşuluk vardır. Paşa paşa, geze geze gittiler" dedi.
Eski büyükelçi Bilal Şimşir, ASALA tarafından öldürülen büyükelçi Daniş Tunalıgil'in isminin İstanbul Üniversitesi tarafından bir salona verilmesini önerirken, soykırım terimini uluslararası hukuk çerçevesinde değerlendiren Sadi Çaycı, Avrupa'nın soykırımın kabul edilmesi yönündeki beklentisini Ortaçağ engizisyon mahkemelerine benzetti.
Ermeni lobicilik faaliyetleri üzerine konuşan Sedat Laçiner ise Avrupa Birliği'nin (AB) Ermeni meselesini şantaj politikası olarak kullandığını ileri sürdü.
Yair Auron: "Öteki"nin bakış açısını göremedim
Sempozyum hakkında görüşlerini sorduğum İsrailli konuşmacılardan Yair Auron bu sempozyumun gerçekleşmesine çok sevindiğini söyleyerek, "Keşke daha fazla Ermeni biliminsanı katılsaydı" dedi.
Auron, ayrıca bilimsel çalışmanın sürekli eleştiri ve özeleştiri gerektirdiğini söyledi; ancak yapılan sunumların bazılarının propaganda yönünün olduğunun ve savunmacı bir tarzda olduklarının altını çizdi. "Savunmada olunca 'öteki'ne bakılamıyor, oysa her sorunda 'öteki'nin bakış açısını görmek gerekir. Bu sempozyumda bunu göremedim" dedi.
Auron ayrıca Ara Sarafian'ın tartışmaya herkesten daha açık olduğunu söyledi. (TS/TK)