Cumartesi anneleri/insanları, Galatasaray Meydanı’ndaki592. buluşmada “Ne darbe ne OHAL, kayıplarımızın akıbetlerinin açığa çıkartılacağı, faillerinden hesap sorulacağı demokratik bir Türkiye” talep etti.
Cumartesi annleri bu haftaki buluşmada 1994’te öldürülen Süleyman Durgut’un faillerinin yargılanmasını talep etti.
"10 kurşunla vuruldu"
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon’un basın açıklaması şöyle:
* 39 yaşındaki Süleyman Durgut Cizre’de yaşayan bir esnaftı.
* JİTEM mensuplarınca muhbirlik yapması için baskı görüyordu. Tehdit ediliyor, resmi üniformalı timler ve içinde Adem Yakın’ın da bulunduğu JİTEM mensupları tarafından gözaltına alınıyor, ağır işkence görüyordu.
* 14 Temmuz 1994'te sabaha karşı Durgut ailesinin evi polisler tarafından basıldı. Polislerin yanında JİTEM elemanları olarak bilinen Ramazan Hoca ve Cabbar kod adlı kişiler de vardı. Yataktan alınan Süleyman Durgut plakasız beyaz bir Toros’a bindirilerek götürüldü. Ailesi aynı gün Süleyman Durgut’u sormak için emniyete gitti. Emniyette “Bu isimde bir şahıs gözaltına alınmadı” cevabı verildi.
* Ailesi Süleyman Durgut’u ararken beyaz Toros kilometrelerce yol alarak İdil İlçesi Herbak köyü civarında boş bir araziye gitti. Süleyman Durgut burada kurşuna dizildi. 10 kurşun isabet eden vücudunun çevresinde 30 boş kovan vardı. Üzerinde kimliğini belirten belgeler vardı ama İdil Cumhuriyet Başsavcılığı teşhis için gerekli soruşturmayı yapmadan defin ruhsatı çıkardı ve aynı gün Süleyman Durgut meçhul kişi olarak defnedildi.
"Kovuşturmaya yer yok"
* Süleyman Durgut’u gözaltına alanlar bilinmesine rağmen 19 Aralık 1994 tarihinde İdil Cumhuriyet Başsavcısı suçun faillerinin bulunamadığı gerekçesiyle dosyayı sürümcemede bırakarak daimi arama kararı ile yetindi.
* 22 yıl boyunca gerçeği açığa çıkartacak, failleri tespit ederek yargılanmalarını sağlayacak etkinlikte bir soruşturma yapılmadı. 17 Ekim 2014'te, İdil Cumhuriyet Başsavcılığı zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle dosyada kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Aile avukatları aracılığıyla 14 Kasım 2014 tarihinde karara itiraz etti.
* Süleyman Durgut hukukun askıya alındığı OHAL koşullarında zorla kaybedildi ve failleri cezasızlık zırhı ile korundu. Yaşadık biliyoruz; OHAL, işkencenin normalleşmesi, gözaltında kaybetme ve katletmelerin yaşanması, hukuk güvenliğinin devre dışı bırakılması, suç işleyen kamu görevlilerine cezasızlık demek. (NV)