Hasan Polat 23 yıllık tutukluluğun sonunda, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararıyla bugün bir kez daha müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Avukatı Sezin Uçar, “İşkenceyle imzalatılmış polis tutanağı ve yine işkenceyle alınmış ifadelere dayanarak dosya şekillenmişti” dedi.
Uçar, tutanağın delil olarak değerlendirilemeyeceğini, polislerin de çelişkili ve farklı ifadeler verdiğini söyledi.
“Zaten 90’lı yıllarda Emniyet’teki işlemlerde işkencesiz sorgu neredeyse yok. Delil gösterilen polis tutanağı da sanıklara işkenceyle imzalatılmıştı. İşkence raporları da var.”
“Ayrıca dava süresince araştırılmasını istediğimiz başka bir husus daha vardı: Olay, polis aracına yapılan silahlı saldırı ancak silahla ilgili dava süresince hiçbir araştırma yapılmadı. Uzun süre sonra silahın kime ait olduğu bulundu ancak tanık olarak bile duruşmaya çağrılmadı.”
Yargıda çifte standart
Avukat Uçar bianet’e yaptığı açıklamada, “kararın, yargıdaki çifte standardın açık bir göstergesi olduğunu” söyledi.
“Balyoz ve Şike davalarındaki yeniden yargılama, infaz durdurma gibi özgürlükler yönünde verilen kararlar Polat’ın durumunda uygulanmadı.”
“Yargıtay 9. Ceza Dairesi, yeniden yargılamanın yapıldığı İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi ile aynı kararı vermiş oldu. İstanbul’daki mahkeme de yeniden yargılama yapıyormuş gibi görünüp Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin kararını tekrarlamıştı. Mahkemeler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ‘adil yargılama yapılmadı’ kararını hiç dikkate almadılar.”
Uçar, Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapacaklarını söyledi.
Mahkeme değişti, karar aynı
Polat, “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 30 Nisan 1991'de gözaltına alındı, ağır işkencelerin ardından tutuklandı. Hakkında İstanbul 1 No'lu DGM'de açılan iki dava 10 Aralık 2002'de son buldu, müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
"MLKP yöneticisi olmak", "anayasal düzeni silah yoluyla değiştirmeye teşebbüs" gerekçeleriyle verilen ceza Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce 3 Nisan 2002'de onandı.
Polat, “DGM'de yapılan yargılamada savunma hakkı tanınmadığı, tanıkların dinlenmediği, belgelerin incelenmediği, işkenceli sorgularda alınan ifadelere dayanarak karar verildiği” gerekçeleriyle AİHM’e başvurdu.
AİHM 22 Eylül 2009'da verdiği kararla Polat'ın "bağımsız ve tarafsız olma koşullarını yerine getirmeyen bir mahkeme tarafından cezaya mahkum edildiğine" ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi ve Türkiye'yi mahkum etti. AİHM, Polat'ın hak ihlalinin giderilmesi için de yeniden yargılama yolunu gösterdi.
28 Eylül 2010'da İstanbul Özel Yetkili 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden yargılama başladı.
Polat, ilk yargılamada işkence altında zorla imzalatılan polis tutanağı dikkate alınarak müebbet hapse mahkum olmuştu.
İstanbul özel yetkili 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden yapılan yargılamada polisler böyle bir tutanağı imzaladıklarını, hatta bir teşhis yapıldığını kabul etmediler.
Polisler ayrıca Polat’ı suçlayan tutanaktaki ifadeleri de kabul etmedi ve Polat’ı tanımadıklarını söylediler.
Ancak mahkeme polislerin “örgütten korktukları için” 23 yıl sonra ifadelerini değiştirdiğine kanaat getirip Polat’ı bir kez daha, 12 Kasım 2013'te verdiği kararla müebbet hapse mahkum etti. Dosya yine Yargıtay’a gitti.
Polat’ın avukatı Özlem Gümüştaş, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ne yaptığı başvuruda, Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz kararını da örnek göstererek “infazın durdurulması ve yargılamanın yenilenmesi” talebinde bulundu.
Avukat Gümüştaş ayrıca, Polat'ın durumunu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne taşıdı. AKBK’ya verdiği dilekçeyle, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini belirterek AİHM kararlarının yerine getirilmesi yönünde gerekli uyarı ve hatırlatmaların yapılması talebinde bulundu.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi bugün bir kez daha müebbet kararını onadı. (AS)