İstanbul Valisi Muammer Güler, Hrant Dink cinayet davasının görüldüğü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin talebine rağmen, Vali Yardımcısı Ergun Güngör'ün odasında gazeteciyi uyaran iki kişinin kimliklerini açıklamadı.
Vali Güler'in mahkemeye gönderdiği 27 Eylül 2007 tarihli iki sayfalık cevabi yazısında, öldürülmeden önce gazetecinin "Haddimi bildirdiler" dediği iki kişinin, Valilik görüşmesinde kamuoyunda gelen tepkiler nedeniyle dikkatli olmasının tavsiye edildiğini bildirdi.
Valilik: Endişe ve hassasiyet paylaşıldı
Yazıda Dink ile Valilikte yapılan görüşmesinin gerekçesi şu şekilde açıklandı: "Agos gazetesindeki yazı nedeniyle kamuoyunda yer alan tepkiler ve Ermeni cemaatine ve kurumlarına yönelik bu kabil gelişmeler üzerine; Ermeni cemaatinin önde gelen bir yazarı ve bir gazetenin genel yayın yönetmeni olarak merhum Hrant Dink ile bir görüşme yapılması ve gelişmeler konusunda bilgilendirilmesinin yararlı olacağı değerlendirilmiştir."
"Yapılan bu görüşmede, Agos gazetesinde yer alan haberlerin fikir özgürlüğü çerçevesinde ve herhangi bir art niyet taşımadan yazıldığının bilinmesine rağmen, bazı kişi ve çevrelerce çarpıtılarak; Ermeni cemaatine karşı tepkiler doğurabileceği belirtilmiş ve Ermeni Patriği tarafından da resmen şikâyet edildiği gibi Ermeni cemaatini ve kurumlarını hedef gösterecek davranışlara yol açabileceği konusundaki endişeler ve bu konudaki hassasiyet kendisi ile paylaşılmıştır... Merhum Hrant Dink ile yapılan görüşme sırasında kendisine herhangi bir tehditte bulunulduğu yolunda aradan geçen yaklaşık üç yıllık süre içinde, gerek kendisinin gerekse diğer basın organlarının hiçbir haber ve iddiası yer almamış ve yine kendisi, yakınları ve başkalarınca adli ve idari mercilere bu yönde bir şikâyet ve müracaatta bulunulmamıştır. Bu konu 12 Ocak 2007 tarihli Agos gazetesinde yer alan yazıda da ifade edilmekte, herhangi bir tehditten söz edilmediği gibi, görüşmenin nezaket kuralları çerçevesinde cereyan ettiği bizzat Hrant Dink tarafından teyit edilmiştir."
Dink: Haddimi bilmeliydim...
Hrant Dink, valiliğin atıf yaptığı ve öldürülmeden bir hafta tedirgin ruh halini paylaştığı yazısında, "Konuşmaların içeriğinden, beni hangi amaçla oraya çağırdıkları belliydi. Haddimi bilmeliydim... Dikkatli olmalıydım... Yoksa iyi olmazdı!" diye yazmıştı. (EÖ/NZ)