Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) dün görülmeye başlanan Doğu Kudüs ile Batı Şeria'daki işgâl ve zor uygulamalarının yargılandığı dava ikinci gününde devam ediyor.
UAD'nin ele aldığı dava Güney Afrika'nın, İsrail aleyhine açtığı soykırım davasından farklı olarak Birleşmiş Milletler'in istemi üzerine İsrail işgalinin uluslararası hukuk karşısındaki konumunu yargılıyor.
Birinci gün: Filistin "kendi
kaderini tayin hakkı"nı istedi
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, dün, duruşmanın açılışında yaptığı konuşmada, işgalin derhal son erdirilmesini talep etmiş, "Filistinlilere, evlerini terk etmek, boyun eğmek ya da ölümden başka seçenek bırakılmadığını" belirtmişti.
Mahkemeden "kendi kaderini tayin hakkı" isteyen Maliki, "İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığının" bir kez daha altını çizmişti.
İsrail davanın "meşruiyetini tanımadığı" iddiasında.
Güney Afrika: "30 bin ölüm istatistik
değil Filistin halkının eti ve kanıdır"
İkinci günün ilk konuşmasında Güney Afrikalı hukukçular, "İsrail'in son 4 ayda 30 bin kişinin ölümüne yol açan meydan okuması bir istatistikten ibaret değildir, bu Filistin halkının eti ve kanıdır." dediler.
Güney Afrika heyeti "dünyanın Gazzelilerin en temel yaşam hakkı ilkelerini ihlal eden, hız ve şiddet bakımından eşi görülmemiş bir saldırıya tanık olduğunu" söyledi.
Suudi Arabistan: "İsrail'in barışa niyeti yok"
İsrail işgalinin sona erdirilmesi çağrısında bulunan Suudi Arabistan Filistin topraklarında on yıllardır süren işgali "yasadışı" olarak niteledi. Suudi Büyükelçi Ziyad el-Atiye, "İsrail'in eylemleri barış yapmaya niyeti olmadığını gösteriyor." dedi.
Atiye, İsrail'in iki milyon dönümü aşkın toprağı ilhak ederek ve Batı Şeria'da 279'dan fazla yasadışı yerleşim inşa ederek bir Filistin devletinin kurulmasını "imkânsız" hale getirdiğini söyledi.
İsrail'in iki devletli çözümü reddinin Filistinlileri kendi devletlerine sahip olma hakkından yoksun bırakma niyetini gösterdiğini ifade eden Atiye, "İsrail['in] Filistinlilere yönelik muamelesiyle ilgili temel uluslararası yükümlülüklerini en ağır biçimde ihlâl et[tiğini]" savundu.
Hollanda: "Zorla yerinden etme savaş suçudur"
Hollanda Dışişleri Bakanlığı Hukuk Danışmanı ve Amsterdam Üniversitesi Uluslararası Hukuk Profesörü René Lefeber, işgal hukukuna göre işgalci gücün kendi nüfusunu söz konusu topraklara yerleştiremeyeceğine dikkati çekerek, "İşgal altındaki topraklar üzerinde egemenlik kurulamaz ve bu topraklar ilhak edilemez." dedi.
Lefeber, işgal altındaki topraklarda yaşayan halkın zorla yerinden edilmesinin de yasaklandığını hatırlattı ve bu tür eylemlerin Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü'ne göre "savaş suçu" oluşturduğunu ifade etti.
Hollandalı akademisyen halkların kendi kaderini tayin hakkının "daimi, sürekli, evrensel ve değişmez nitelikte" olduğunu vurguladı ve bu hakkın uluslararası anlaşmalarla güvenceye alındığını tekrarladı.
Belçika: "Filistin'in demografik
yapısını değiştirme gayreti..."
Belçika heyetiyse, İsrail'in, uluslararası hukuka göre yasa dışı yerleşimlerle, Filistin topraklarının demografik yapısını değiştirmek istediğine dikkat çekti.
(AEK)