Basın meslek örgütler ve basın özgürlüğü alanında araştırma yapan girişimler temel aldıkları kriterlerin farklılığı nedeniyle cezaevlerinde bulunan gazeteci sayısında ortaklaşamıyor.
Haksız da sayılmazlar. Son 30 yılda mesleklerini icra etmekten yargılandıkları halde iddiaların ifade özgürlüğünü sınırlayan maddelerin yanı sıra "silahlı örgütler"le ilişkilendirilerek Terörle Mücadele Yasası'nda (TMY) dayandırıldığı örnekleri hepimiz biliyoruz.
Ayrıca, kimi meslek kuruluşları TMY'den yargılananları, dahası ifade özgürlüğünü sınırlayan maddelerden yargılansalar bile yazdıkları yayınları "yayın" değil "terör örgütü" sayması "hapisteki gazeteci sayısı" olayını içinden çıkılmaz bir hale getirmişti.
Böylece, hapisteki gazeteci sayısı, mesela, uluslar arası gazetecilik örgütleri raporlarında kimi dönemlerde 80-90'lara varırken Türkiye'deki kimi meslek örgütlerince beş altılarda kalmıştı. Hatta, kimi örgütlere Türkiye'yi dışarıda kötü göstermek için sayıları fazla gösterdiği iddiasıyla gözdağı da verilmişti.
Önceki dönemlerde yargılanan, hüküm giyen gazetecilerin genelde Kürt medyası ve sosyalist basında çalıştığı ya da Kürt sorunuyla ilgili yazdıklarını hatırlatalım.
Bugünse tablo biraz daha karışık.
Evrensel ölçütlere göre; tutuklu, tutuksuz ve hükümlü gazeteci sayılarının belirlenmesinde yargılanmalarına yol açan "neden"in mesleki faaliyetle ilişkisi esas alınıyor.
Türkiye gibi özellikle bu alanda "zor" ülkeler için hazırlanan raporlarda "net" sayı verildikten sonra, yer alan "şu kadar sayıdaki gazetecinin ise mesleklerini icra nedeniyle yargılanıp yargılanmadıkları bilinmiyor/henüz net değil" cümlesi tablonun daha iyi anlaşılmasını sağlıyor.
Ancak toplumun siyasi karşıtlık yaşadığı ve her mesele gibi gazetecilerin tutuklanmasının da sadece siyasi argümanlarla açıklandığı durumlarda bu yöntem daha az etkin olmaya mahkum.
BİA: Beş gazeteci yazılar nedeniyle hapiste
Bağımsız İletişim Ağı (BİA) Medya Gözlem Masası da raporlarını ve vakaların sayıya dökülmesini bu yaklaşımla gerçekleştiriyor.
En son 4 Ağustos'ta yayımladığımız Nisan-Mayıs-Haziran 2010 Medya Gözlem Raporu'nda yazdıkları veya yayımladıkları yazılar nedeniyle dört gazetecinin demir parmaklıklarının ardında bulunduğu vurgulanıyordu.
Devrimci Demokrasi gazetesi sorumlu müdürü Erdal Güler, Hawar gazetesi yetkilisi Bedri Adanır, Dengê Hevîya Jinê kadın dergisinin sorumlu yazı işleri müdürü Gurbet Çakar ve Azadiya Welat gazetesi eski yetkilileri Vedat Kurşun, PKK ve Maoist Komünist Partisi (MKP) gibi örgütleri "öven yayın yaptıkları" iddiasıyla hapisteler. Son olarak bu kişilere Azadiya Welat'tan Ozan Kılınç da eklendi.
Raporda, 25 gazetecinin de, Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK), Kürdistan İşçi Partisi (PKK), Marksist Leninist Komünist Partisi (MLKP) veya "Ergenekon" gibi örgütlerle ilişkileri bulunduğu iddiasından cezaevinde oldukları duyurulmuştu.
Bu gazetecilere her geçen gün yenileri eklendiği gibi Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Füsun Erdoğan, Kenan Kavili gibi birçok gazetecinin "cezaya dönüşen uzun tutuklulukları" da gündemde kalmaya devam ediyor.
Gazetecilere Özgürlük Platformu Balbay ve Özkan için devrede
17 meslek kuruluşunu bünyesinde toplayan Gazetecilere Özgürlük Platformu, Ağustos ayı ortasında "Ergenekon" davasından yargılanan Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Deniz Yıldırım, Ufuk Akkaya, Hikmet Çiçek, Emcet Olcaytu ve Ergun Poyraz'ın tutukluluk sürelerinin uzunluğuna işaret eden bir açıklama yapmıştı.
"Bazılarının tutukluluk süresi ikiyılı buldu. Açıkça görülüyor ki, tutuklama tedbir değil, cezalandırma aracı haline geldi. Yargılama sonunda belki de suçsuzlukları ortaya çıkacak olan Balbay, Özkan, Yıldırım, Akkaya, Çiçek, Olcaytu ve Poyraz en 8-10 seneye mahkum olunca yatacak kadar uzun süre bu yüzden tutuklu kaldılar."
Abay: 40 tutuklu gazeteci var
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) sözcüsü Necati Abay, 1 Ekim'de, Başbakan yardımcısı Bülent Arınç'ın "Cezaevinde gazeteci sıfatı taşıyıp da terör örgütüne mensup olmak gibi suçlardan yatan var" sözlerine tepki verirken cezaevlerinde "20 düzen muhalifi basın kuruluşunda çalışan 40 tutuklu gazeteci" bulunduğunu iddia etmişti.
Listede Doğan Akhanlı da yer aldı.
IPI Türkiye: 48 gazeteci cezaevinde
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı Ferai Tınç da, son olarak, Basın Yasası, Terörle Mücadele ve Ceza Yasalarına tepki gösterirken, "Bugün 48 gazeteci cezaevinde. 700'den fazla gazeteci, hapis istemi ile yargılanıyor" dedi.
Adil Yargılanma
BİA Medya Gözlem Masası olarak 2010!un üçüncü üç aylık raporunu bugünlerde yayımlayacağız. Şu anda, bizim kayıtlarımıza göre beş gazeteci ifade özgürlüğünü sınırlayan maddeler nedeniyle cezaevinde bulunuyor.
Türkiye'de "adil yargılanma" talebi, "ifade özgürlüğü"nün sınırlanması ve ihlali kadar hayati. Mesela 20 kişinin yargılandığı herhangi bir davada yargılanan üç kişinin aynı davadaki doktordan, akademisyenden, bakkaldan daha önemli olduğunu söyleyemeyiz. Bu elbette yine de meslek kuruluşlarının "gazeteci"nin yargılanmasına özel bir özen göstermesini gerekli kılıyor.
Biz BİA Medya Gözlem raporlarını hazırlarken, ifade özgürlüğü ihlallerini haberleştirirken, bu nedenle de durumu kavramak için iddianameleri ve kararları de görmek istiyoruz. (EÖ)
* Gazetecilik mesleğini icra ederken tutuklanan, halen hakların soruşturma veya kovuşturma açılan veya hüküm giyen gazetecilerin hukuki dosyalarının BİA Medya Gözlem Masası'na ulaştırılmasını diliyoruz.