Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) yayımladığı "Türkiye’de Gazetecilik: Algı ve Profil Araştırması", medya çalışanlarının durumuna dair çarpıcı veriler ortaya koydu. Araştırmaya göre, gazetecilerin çoğu düşük maaş alıyor, haftada 45 saat ve üzeri çalışıyor, yıllık izin hakkını tam olarak kullanamıyor. Fazla mesai karşılığında ücret alan gazetecilerin oranı ise sadece yüzde 28,6.
Avrupa Gazeteciler Federasyonu‘nun (EFJ) desteğiyle yürütülen ve saha çalışması Adhoc tarafından gerçekleştirilen araştırmadan öne çıkan bulgular şöyle:
Kadın ve genç gazeteciler, daha fazla sansürleniyor
Gazetecilerin yarısından çoğu Türkiye’de gazetecilik mesleğini yapmanın önündeki en büyük engel olarak siyasi baskıları görüyor.
Siyasi baskıyı sırasıyla, finansal sürdürülebilirlik çalışma koşulları ve işveren baskısı ifadeleri takip ediyor. Diğer nedenler arasında örgütlenme önündeki ile mesleğin toplumsal itibarı var.
Ankete katılan gazetecilerin yüzde 42,8’i sansüre maruz kaldıklarını söylüyor. Sansür, genellikle haberlerin yayımlanmaması, çıkarılması veya değiştirilmesi şeklinde gerçekleşiyor. Kadın gazeteciler ve 35 yaş altı gazeteciler arasında sansüre maruz kalma oranı diğer gruplara göre daha yüksek. Sansür, çoğunlukla politik nedenlerle veya işveren ilişkilerinden kaynaklanıyor.
Otosansür
Gazetecilerin yaklaşık dörtte biri (yüzde 25,3) kendi haberlerinde sıklıkla veya sürekli otosansür uyguladığını söylüyor. Hiç otosansür uygulamadığını belirten gazetecilerin oranı yüzde 36,9.
Dört gazeteciden biri mesleğini değiştirmeyi düşünüyor
Her dört gazeteciden biri mesleğini değiştirmeyi düşünüyor. Medya mensupları haber yapma sürecinde kendilerine dava açılması, haberlerine erişim engeli getirilmesi, fiziksel olarak saldırıya uğrama, dijital materyallerine el konulması gibi birçok zorlukla karşılaştıklarını kaydediyorlar. Kadın gazetecilerin erkek gazetecilere nazaran daha fazla engelle karşılaştığı görülüyor.
Mobbing
Araştırmaya katılan gazetecilerin yüzde 36,2’si, çalışma hayatlarında en az bir kere mobbinge maruz kaldıklarını belirtiyor.
Kadın gazeteciler, genç gazeteciler, lisans ve üstü eğitimli gazeteciler ve metropol illerde çalışan gazeteciler, diğer gruplara oranla daha yüksek oranda mobbinge maruz kaldıklarını söylüyor.
Tükenmişlik sendromu
Gazeteciler, mesleklerini yaparken sosyal hayata zaman ayıramama, iş hayatı ile sosyal hayatı birbirinden ayıramama ve meslekî gelişime zaman ayıramama gibi zorluklarla karşılaşıyor. Tükenmişlik sendromu da gazetecilerin karşılaştıkları önemli sorunlardan.
“Kişisel gelişimim için maddi kaynak ayıramıyorum”
Görüşülen gazetecilerin yüzde 59,1’i “Kişisel gelişimim için maddi kaynak ayıramıyorum” diyor. Bu oran kadın gazeteciler arasında yüzde 70,6.
Kuleli: Gazeteciler iyi olmadan gazetecilik iyi olmaz
Araştırma bulgularını değerlendiren Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Başkanvekili Mustafa Kuleli, siyasi baskılar son bulsa bile gazeteciler daha iyi koşullarda çalışmadıkça Türkiye’de iyi gazetecilik yapılamayacağını vurguluyor:
“Tüm yurttaşları ilgilendiren bir sorunumuz var: İyi gazetecilik olmadan demokrasi olmuyor, demokrasi olmadan da ülkede ekmek büyümüyor. Gazetecilikte kalitenin artması için önce gazetecilerin yaşam kalitesini artırmalıyız. Bu da Sendika ile birlikte mücadele ederek olur. Bu nedenle yurttaşları habere para ödemeye, gazetecileri bir araya gelmeye, işverenleri sendika karşıtı tutumlarından vazgeçmeye, hükûmeti de medya üzerindeki baskılarına son vermeye çağırıyorum.”
Araştırmanın danışmanlığını yapan Yunus Erduran ise son yıllarda gazetecilik mesleğinin itibarının gittikçe azalması nedeniyle birçok gazetecinin meslekten uzaklaşmaya başladığının görüldüğünü ve bu çalışma ile Türkiye’de gazetecilik yapmanın koşullarının ne kadar zorlayıcı hale geldiğinin nesnel verilerle ortaya çıktığını belirtiyor.
TIKLAYIN – Raporun tamamını okuyun
(EMK)