Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Haziran’da yayınladığı ‘Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nde yer alan ve gazeteleri ekonomik sıkıntıya sokacak maddelere karşı altı ilde sokağa çıktı. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin ve Eskişehir’de basın açıklaması gerçekleştirdi.
İstanbul’daki açıklamanın adresi sendikanın Şişli’deki Akademi binasıydı. İstanbul İl Yönetimi’nden Banu Tuna, Çağrı Sarı, Doğan Ergün ve Nadir Temeloğlu’nun katıldığı açıklamaya gazeteciler de destek verdi.
Burada ortak açıklamalarını okuyan TGS İstanbul Şube Başkanı Banu Tuna “Haberden tasarruf olmaz” diyerek hükümetin gazetelere yönelik tutumunu eleştirdi. “Tasarruf edilecek alan burası mıdır? Haberden, bilgiden tasarruf olur mu?” diye sordu.
TIKLAYIN - "Tasarruf önce saraydan başlamalı"
Erdoğan'ın genelgesinde gazeteleri ilgilendiren iki madde şöyle: |
>> Kamu kurum ve kuruluşlarının basını izleme ile ilgili birimleri ve kütüphane dokümantasyon merkezleri hariç hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılmayacak, görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olunmayacak. >> Kurum faaliyetleri ile doğrudan ilgili olan tanıtım giderleri hariç olmak üzere basın ve yayın organlarına ilan-reklam verilmeyecek. |
"Yazılı medyaya bir darbe daha"
Türkiye’nin içinden geçtiği süreçte gerçeğe, doğru bilgiye daha fazla ihtiyaç duyduğunu belirterek “Alınan bu karar tüm toplumun zararınadır” dedi. Kararın, pandemi, ekonomik kriz ve dijitalleşme ile zaten büyük zorluklar yaşayan yazılı medyaya ölümcül bir darbe vuracağını anlattı.
Tuna konuşmasına şöyle devam etti:
“Kamu kuruluşlarının abonelikleri ve ilânlardan başka bir geliri olmayan yerel gazetelere uygulanacak bu ambargo onların tek tek kapanmasına, yerel basında çalışan binlerce meslektaşımızın işsiz kalmasına neden olacaktır. Yerel gazeteler devletten destek beklerken bu genelge ile nefes alamaz hâle gelecektir.
“Gazeteler bir kamu faaliyeti yürütmektedir. Haber hepimize ekmek ve su gibi lazımdır. Halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkının tesis edilmesi demokrasilerin gereğidir. Gazetecilerin işlevini yerine getirebilecekleri koşulların yaratılması hükümet edenlerin görevidir.
"Tasarruf yapılacak kalemler yeniden belirlenebilir"
“Toplumun kültürel gelişimi ve doğru bilgiye ulaşması için çalışan gazetelerin bir tasarruf aracı olarak görülmesi doğru değildir. Kamu kuruluşlarına gazete aldırmayarak yapılacak tasarruf devede kulak bile kalmayacaktır. Eğer tasarruf ile ekonomik sorunların çözüleceği düşünülüyorsa tasarruf yapılacak kalemlerin yeniden belirlenmesine ihtiyaç vardır.
“Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak bu genelgenin iptalini istiyoruz. Başta yerel gazeteler olmak üzere medya kuruluşlarına daha fazla destek verilmesinin ülke demokrasisine katkı sunacağına inanıyoruz.”
"Destek demokrasiyi güçlendirir"
Daha sonra basın mensuplarının sorularını cevaplayan Tuna, “Ulusal medyadaki işsizliklerden bahsediyoruz ama yerel medyada daha büyük bir işsizlik sorunu var. Zaten dövizin artması, kağıt maliyetinin katlanması ve ilan gelirlerinin düşmesiyle gazetelerin ayakta kalmasını zorlaştırmıştı. Şimdi bu ‘tedbir kararı’ gerçekten yerel medyayı bitirmek demek. Son bir haftadır Erdoğan’ın yazlık sarayı konuşuluyor ama diğer yandan alınan gazetelerin maliyeti hesaplanıyor. Gerçek değil, inandırıcı değil. Amaç yerel medyanın boğulması, bitirilmesi” diye konuştu.
Tuna “Medyayı demokrasinin bir enstrümanı, bir aracı, bir paydaşı olarak görüyorsak gazetelerin yaşatılması demokrasinin gelişmesine katkı sağlamak devletin görevidir. O gazeteler, yerel medya yaşayacak ki demokrasi anlayışı serpilecek, güçlenecek, katlanacak” dedi.
Sarı: İktidar, kontrolündeki medyaya hortum bağlamışken...
Kamu kurum ve kuruluşlarının neden gazete alması gerektiği üzerine sorulan bir soruyu ise Çağrı Sarı cevapladı. Tasarruf kararının sadece yerel medyayı değil ulusal yayın yapan gazeteleri de etkileyeceğini belirterek “Demokrasi için bu gazetelerin ayakta kalmasına ihtiyaç var” dedi.,
Türkiye’de, küçük veya yerel gazeteler ile iktidarın desteklemediği gazetelerin ekonomik ambargodan kaynaklı olarak okurla buluşmasının zor olduğunu söyleyen Sarı şöyle konuştu:
“Gazeteler Türkiye’de sadece belirli bir kesime ulaşabildiği için tek yükü ‘okurun’ sırtına yüklenmesi gibi tek taraflı olarak düşünemeyiz. Küçük gazeteler dağıtım ağlarının genişlememiş olmasından dolayı okuyucuyla buluşmalarında zorluk çekiyor.
“Yerel gazetelerin, hatta ulusal yayın yapan BirGün, Evrensel gibi gazetelerin Hürriyet ya da Yeni Şafak gibi dağıtım ağları yok. Dağıtım yapabilmeleri için ekonomik durumlarının iyi olması gerekiyor.
“Bunun dışında da Türkiye’de gazeteler üzerinde siyasal baskı olduğu için de bu gazeteleri almaktan imtina eden insanlar olabiliyor. Ya da büfelere bu gazeteleri satmayacaksınız diyenler oluyor. İktidar, kontrolündeki medyaya inanılmaz bir hortum bağlamışken, diğer gazeteleri kamu kurumlarının desteklemesi, yaşatmaya çalışması kadar normal bir şey yok. Çünkü adaletsiz bir dağıtım ağı ve kayırmacılık var. Bu koşullar altında gazetelerin yaşatılması gerekiyor.”
(HA)