Nefret Suçları Mağduru Trans Bireyleri Anma Buluşması'nın dünkü (27 Kasım) ikinci oturumunda "Transfobik Nefrete Karşı Siyaset Ne diyor?" sorusu tartışıldı.
Pembe Hayat'tan Damla Çimen'in moderatörlüğünü yaptığı oturumun ilk konuşmacısı Hollanda Büyükelçiliği Siyasi İşler Departmanı Başkanı Nicole Maes idi. Maes Türkiye'de LGBTT bireylerin sorunlarını yakından takip ettiklerini söyledi, ardından Hollanda'daki duruma değindi:
"Hollanda'nın çeşitlilik ve hoşgörülü bir ülke olarak uzun bir tarihi var. Bu ün trans cinsiyetler için de geçerli ama hiçbir sorunla karşılaşmadıklarını söyleyemeyiz. Toplumsal kabul en önemli mesele. Biz diplomatik çalışmalarımızda ayrımcılık karşıtı ilkeleri yaygınlaştırıyoruz. Trans cinsiyetin suç olmaktan çıkarılmasına, dünya çapında kabul görmesine çalışıyoruz."
Tuncel: "LGBTT mücadelesini siyasete taşımak önemli"
BDP Milletvekili Sebahat Tuncel nefret cinayetlerinin sadece LGBTT bireylere yönelik değil, öteki görülen, toplumsal olarak suçlu olarak algılanan herkese karşı işlenen cinayetler olduğunu söyledi. Önce parlementodaki durumdan bahseden Tuncel, nefret suçlarının önlenmesi ve LGBTT bireylerin sorunlarının görünürleşmesi için çözüm önerilerine değindi.
"LGBTT bireylerin sorunları mecliste gündeme alınan ve politika geliştirilen bir konu değil maalesef. Siyasi partilerin kendi içlerindeki cinsiyetçi tutum da büyük bir problem. Nefret suçlarını önleyecek, LGBTT bireylerin hak, özgürlük ve yaşam hakkını güvence altına alındığı yasal düzenlemeler gerekiyor.
"AKP yeni anayasayı seçimden sonraya bıraksa da LGBTT bireylerin bunu seçimden sonraya bırakmaması gerekliyor. Biz de yeni bir anayasa istiyoruz demeniz gerek. Toplumsal muhalefet oluşturmak çok önemli. Mücadeleyi sokakta yürütmek ve siyasete taşımak çok önemli. Eşitliğin olmadığı yerde adaletin olması mümkün değil."
Karakaş: "Sol, LGBTT'leri yalnız bırakıyor"
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi'nden Şenol Karakaş konuşmasında sol hareketin LGBTT mücadelesindeki yetersizliğine değindi.
"Türk solu LGBTT bireyleri mücadelelerinde yalnız bırakıyor, onları görmüyor. Türkiye'de sol Stalinizmden ve Kemalizmden besleniyor. Stalinist bürokrasi yeni sermaye grubu olan aileyi zedeleyecek eşcinselliği kabul etmiyor. Kemalizm ise tam bir burjuva ahlakı. Bunlar üstüste geldiğinde soldan çok az örgütün LGBTT mücadelesine destek olduğunu görüyoruz. LGBTT bireylerle birlikte hep beraber devrimci bir sol yaratmamız gerekiyor."(ÇT/EÖ)