Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle kadın ve LGBTİ+ gazetecilere yönelik şiddet raporunu açıkladı.
Sendikanın İstanbul Cağaloğlu’ndaki açıklamasına komisyon üyeleri ve gazeteciler katıldı. Komisyon adına açıklamayı TGS yöneticisi Çağrı Sarı okudu.
“Cadı avının farkındayız”
Sarı şunları sıraladı:
*25 Kasım Kadına Yönelik Şiddette Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü yaklaşırken, Sansür Yasası dediğimiz Dezenformasyon Yasası’nın Meclis’te kabul edilmesinin ardından bu görüntülerin daha fazlasını yaşayacağımızdan endişeleniyoruz.
*Sansür Yasası’yla bugün toplumun haber alma hakkı engelleniyor. Meclis’te kabul edilmesinden 10 gün sonra 11 gazetecinin gözaltına alınması, 9’unun tutuklanması bunun kanıtı.
*25 Ekim’de tutuklanan 9 gazetecinin 5’i kadın. Her gün sokakta, eylemde, basın açıklamasında, yani haber takibi sırasında kadın gazeteciler fiziki, sözlü veya psikolojik şiddete maruz kalıyor. Kolluk kuvvetleri kadın gazetecilere şiddet uyguluyor, cinsiyet ayrımcılığı yapıyor. Gazetecilikte Kadın Koalisyonu verilerine göre; 2021’de kadın ve LGBTİ+ gazetecilere yönelik tüm dünyada kaydedilen şiddet vakalarının dörtte biri Türkiye’de yaşandı. Bu oran 2022’de yüzde 43,9 arttı.
*Avrupa ve OECD ülkeleri arasında erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke, Türkiye.
*TGS Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu olarak kısa süre önce, kolluk şiddetine dair bir çalışma yaptık. Farklı illerden 13 gazeteciyle konuştuk. Sorularımızdan biri “En çok hangi eylemi takip ederken kolluğun şiddetine maruz kalıyorsunuz?” idi.
*Gelen cevaplarda “Artık şu eylem diyemiyorum, bir keyfiyet söz konusu. Genelde duyulmasını istemedikleri eylemde şiddete maruz kalıyoruz, görüntü çekmemiz engelleniyor” deniyordu.
*Gözlemlerimize ve sendikamıza iletilen bilgilere dayanarak sorduğumuz bir başka soru ‘’Son 6 ayda şiddetin dozunun ve sıklığının arttığını düşünüyor musunuz’’ idi. 13 gazetecinin 12’si yani, yüzde 92,3’ü bu gözlemimizi destekledi.
*Görüyoruz! Gazetecilere, kadınlara, LGBTİ+’lara uygulanan şiddeti, dışlamayı, yok saymayı, görüyoruz.
*Anlıyoruz! Saklanmaya, susturulmaya çalışılanları anlıyoruz. Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu olarak gazetecilere yönelik cadı avının farkındayız.
*Bu şiddete maruz kalmamızın asıl nedeni, toplumun gözü kulağı olmamız.
*25 Kasım bizim için sadece kadına yönelik şiddete karşı çıktığımız bir mücadele günü değil. Mesleğinden dolayı şiddete maruz kalan kadınları savunduğumuz bir gün.
*Artık kadına yönelik şiddet haberi yapmak istemiyoruz. Haber yaparken şiddet görmek istemiyoruz. Kadınların yaşam hakkı için elzem olan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını kabul etmiyoruz.
“Her adımımız ileriye doğru olacak”
*Çalışma hayatında şiddetin ve tacizin önlenmesine ilişkin mücadelemiz de devam ediyor. 2019’da, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Uluslararası Çalışma Konferansında kabul ettiği 190 Sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’ni, toplu iş sözleşmesi imzaladığımız işyerlerinde uygulamaya soktuk. 2022’de sürdürdüğümüz çalışma ile kadın gazetecilerin güvenliğini, huzurunu sağlamak amacıyla 4 işyerinde politika belgesi uygulamaya koyduk, 2 işyerinde toplu iş sözleşmesine madde olarak ekledik.
*Tabii ki yeterli değil! Her gün her yerde yaşadığımız şiddeti önlemeden hiçbir adım yeterli değildir. Bunun için TGS Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu olarak her adımımız ileriye doğru olacaktır. Ekonomik, sosyal, kültürel tüm baskılara rağmen kadın dayanışmasının gücünü biliyoruz.
*Bu dayanışmayı yükseltmek, başta yaşam hakkımız olmak üzere tüm insani haklarımıza sahip çıkmaya herkesi davet ediyoruz. Gelin birlikte mücadele edelim, mücadeleyi büyütelim.
Tanıklık“Tutuklu gazetecilerle dayanışmak için 5 Temmuz’da Ankara Ulus’taki eylem öncesi polis tarafından gözaltına alındım. 5-6 polis tekme, yumruk ve tokatlarla dövdü. Yere yatırıldım, ters kelepçe yapıldı, bir polis diziyle boynuma bastırarak nefes almamı engelledi.” “Gezi davası kararını protesto eylemlerinde (26 Nisan 2022) Cihangir'de ablukaya alınan eylemcileri görüntülemek istedik. "Polis gazetecilere de müdahale etti. Basın Kanunu'nu hatırlattığımız ve halkın haber alma hakkının ihlal edildiğini belirttiğimiz bir polis Anayasa Mahkemesi'ne gitmemiz gerektiğini söyledi. Ben de "Madem öyle gidelim" dedim, bir başka polis "Bir sinkaf yapamazsınız" yanıtını verdi.” “Eve gittiğimde vücudumdaki morlukları sayıyorum. Bunlar bizim 'rutinimiz' haline geldi. Gerçeklerin duyulmasını, bizlerin tanıklık yapmasını istemiyorlar.” “Gözaltına alan polis, gazeteci olduğumu söylediğimde 'sen benim gazetecim değilsin' dedi. O polis son aylarda pek çok eylemde taciz ve şiddet görüntüleri ile gündeme gelen Hanifi Zengin'di.” |
(EMK)