* Çizim: Carlos Latuff.
İnsan Hakları Derneği (İHD) anadilde savunmayı düzenleyen ve Meclis'e sunulan kanun tasarısının eksikleriyle ilgili görüşlerini Adalet Komisyonu'na sundu.
"Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın birinci maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 202. maddesine 4. fıkra eklenerek "meramını anlatabilecek ölçüde Türkçe bilen sanığın iddianamenin okunması, esas hakkındaki mütalaanın verilmesi üzerine sözlü savunmasını kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği başka bir dilde yapabileceği" düzenleniyor.
İHD, bu düzenlenemenin eksik olduğunu savundu.
"Kovuşturma aşamasında delillerin ikamesi, tanık ve bilirkişi dinleme ve diğer muhakeme işlemlerinde sanığın kendisini daha iyi ifade edebileceğini beyan ettiği dilde konuşmasına izin verilmesi gerekir."
"Ayrıca şüpheli veya sanığın gerek soruşturma gerekse de kovuşturma aşamasında başta savunması olmak üzere delil değerlendirmesi gibi muhakeme hususlarında dilediği dilde yazılı dilekçe vermesine de imkan tanınmalı."
"Tercüman giderlerinin devletçe karşılanması gerekir. Aksi halde, uygulamada ekonomik sebeplerle sorunlar yaşanır."
"Adli Tıp onayı aranmamalı"
Tasarının ikinci maddesinde, 5275 sayılı kanunun 16. maddesine 5. fıkra eklenerek "ağır hasta mahpusların" infazlarının geri bırakılmasıyla ilgili düzenleme yapılıyor. İHD, bu düzenlemenin de iki yönden eksik ve yetersiz olduğunu yazdı.
İHD, bu işlem için Adli Tıp Kurumu'nca ya da Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adli Tıp Kurumunca onaylanan rapor üzerine infazın geri bırakılmasının sakıncalı olduğunu ifade etti. Uygulama için tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurul raporlarının yeterli sayılmasını önerdi.
"Ağır hastaların cezası şartsız ertelenmeli"
Tasarı metninde maruz kaldığı ağır bir hastalık veya sakatlık nedeni ile ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahpusun tahliyesi öngörülüyor.
İHD, madde bu haliyle yasalaşırsa hiçbir hasta mahpusun tahliye edilmeyeceğini açıkladı.
"Ağır hasta olduğu halde infaz kurumunda yaşamını yalnız idame ettirebilen mahpuslar da var. Madde metni düzeltilerek sadece maruz kaldığı ağır bir hastalık veya sakatlık ifadesi ile yetinilmeli."
"Mevcut halinden geriye düşülüyor"
Tasarının 3. maddesi ile 5275 sayılı kanunun 17. maddesi değiştiriliyor, 4. fıkra eklenerek terör suçları, örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar, mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilenler, disiplin veya tazyik hapsine mahkum olanlar hakkında infaz ertelemesinin yapılamayacağı belirtiliyor.
İHD, bu değişiklikle mevcut madde metninden de geriye düşüldüğünü, kanuna yeni bir ayrımcılık maddesi eklendiğini savundu. (AS)
* Kanun tasarısına buradan ulaşabilirsiniz.