Kanal D’de yayınlanan Beyaz Show programına telefon bağlanarak “Çocuklar öldürülmesin” dediği için yargılanan öğretmen Ayşe Çelik, Çelik’e destek için aynı açıklamayı yapan 38 kişi ve yapım sorumlularının yargılandığı davada karar çıktı.
Çelik, “terör örgütü propagandası” gerekçesiyle, TMK 7/2’den 1 yıl üç hapis cezasına çarptırıldı, ceza ertelenmedi.
Davada yargılanan program yapımcısı ile, Çelik’in ifadelerine katıldıklarını belirterek kendilerini ihbar eden 38 sivil itaatsiz beraat etti.
Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında Çelik ve kendisine destek veren gazeteci, aydın, yazar ve sanatçılar hazır bulundu.
TIKLAYIN- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN "ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLMESİN" DEDİ
TIKLAYIN - "ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLMESİN" DİYEN AYŞE ÇELİK İÇİN HAPİS İSTENDİ
Ortak savunma
Duruşmada; 38 aydın, yazar ve sanatçı iddia makamının mütalaasına karşı ortak savunma yaptı. 38 kişi için ortak savunmayı yazar Oya Baydar okudu.
Savcının, Çelik için hapis cezası, Ayşe Çelik ile aynı ifadelerde bulunan 38 kişi içinse beraat istediğini hatırlatan Baydar “İddia makamının esasa ilişkin görüşündeki iki farklı değerlendirme hukuk mantığı açısından olduğu kadar hakkaniyet ve vicdan açısından da şaşırtıcı ve anlaşılmazdı” diye konuşarak ekledi:
“Bölgede yaşanan acılara, ölümlere, özellikle çocukların mağduriyetine karşı herkesi görmeye, duymaya ve bunların önlenmesi için o bölgede yaşayan insanlara el vermeye çağırmak ne hukuki ne de vicdani açıdan suç kabul edilebilir. İnsani ve vicdani duyarlılık cezalandırılamaz. Yasa koyucunun böyle bir abesle iştigali söz konusu olamaz.
“Burada yargılanmakta olan Ayşe Çelik ve bizler; hiçbir zaman terörle, silahla, savaşla ilişkimiz olmadığı gibi, her zaman insan yaşamı ve barışın yanında saf tutmuş, bu tutumumuzu yazıyla, sözle, davranış ve eylemlerimizle çeşitli defalar ifade etmişizdir. Kendini ülkesinden, dünyadan, insandan, iç ve dış barışın korunmasından sorumlu hisseden yurttaşlarız. Bu sorumlulukla hareket edip, Ayşe Çelik’in yargılanmasına neden olan sözlerinden önce de gerçeği yerinde görmek ve oradaki insani drama dikkat çekebilmek için çoğumuz bölgeye gittik. Valilikle, mülki amirlerle, çeşitli devlet kuruluşları, sivil toplum örgütleri, bölgenin kanaat önderleri ile konuşarak ölümlerin, insani kayıpların önüne geçebilmek için elimizden geldiğince çabaladık. Ayşe Çelik’in feryadına sahip çıktık, çünkü sözlerinin yaşadığı, gördüğü tanığı olduğu acıları yansıttığını biliyorduk. O’nun sözlerinde herhangi bir örgütün övülmesinin ya da propagandasının öznesi, sıfatı, yüklemi yoktu, gerçeğin ifadesi vardı sadece. Gerçeğin sesine katıldık. Katıldığımız bu ses suç olamaz.
“Sayın Hakimler, bu davada, ne Ayşe Çelik ne de bizler, aslında barış talebi ve gerçekler yargılanıyor. O nedenle; hayatı ve barışı savunmayı suç olarak nitelendiren ve bu yönüyle, hem insanlık hem de Türkiye hukuk tarihine kara leke olarak geçecek bir karar vermeyeceğinizi umuyoruz.”
Çelik: Çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın
Ayşe Çelik de duruşmada yaptığı savunmada “Ülkenin güneydoğusunda yaşanan yaygın çatışmaların ve akabinde sokağa çıkma yasaklarının binlerce insan gibi mağduriyetini yaşadım. Bu mağduriyetlerin duyulması için küçük de olsa bir çığlık olma kastıyla yapmış olduğum konuşma nedeniyle tekrar tekrar linç edilerek mağdur edildim” dedi.
Çelik programda söylediği, ve davada sanık 28 kişinin de altına imza atarak kendilerini ihbar ettiklerini şu sözleri tekrarladı:
“Sessiz kalmayın. İnsan olarak biraz daha hassasiyetle yaklaşın. Görün, duyun ve artık bize el verin. Yazık. İnsanlar ölmesin, çocuklar ölmesin ve anneler ağlamasın.”
Davayı karara bağlayan Hakan Türkün başkanlığındaki, Güler Kurt ve Ümit Kartlı’dan oluşan mahkeme heyeti, Çelik’i “terör örgütü propagandası”ndan 15 ay hapisle cezalandırdı, diğer sanıklar hakkında beraat kararı verdi.
Yargılananlar
Dava kapsamında Ayşe Öğretmen ile birlikte yargılananların isimleri şu şekilde: Avukat Ahmet Dindar, fizikçi Ayşe Erzan Silier, yazar Ayşegül Devecioğlu, grafiker Ayşenur İyidoğan, avukat Bayram Bahri Belen, yönetmen Dilek Gökçin, gazeteci Ercan İpekçi, avukat Ergin Cinmen, sanatçı Ferhat Tunç, nörolog Gençay Gürsoy, avukat Gülşen Denizhan, iş insanı - politikacı Gülseren Onanç, iş insanı Gürhan Ertür, teknisyen Gürkan Develi, iş insanı Halim Bulutoğlu, anaokul yöneticisi İbrahim Akın, avukat İbrahim Sinemillioğlu, Kanal D TV kanal sorumlusu Kadir Turnalı, avukat Kemal Özgül, sendikacı Mahmut Konuk, Baran Tursun Vakfı Başkanı Mehmet Tursun, psikolog Mevlut Ülgen, gazeteci Murat Çelikkan, emekli Nazmiye Özen, endüstri mühendisi Nergiz Savran Ovacık, şair Neşe Yaşın, avukat Nil Özsoy Dindar, oyuncu Orhan Alkaya, tarihçi Orhan Silier, yazar Oya Baydar, emekli Perihan Pulat, psikolog Pınar Önen, müzisyen Şanar Yurdatapan, antropolog Sibel Özbudun Demirer, emekli sendikacı Süleyman Eryılmaz, araştırmacı-yazar Temel Demirer, doktor Türkcan Baykal, sanat eleştirmeni Vecdi Sayar, mühendis Vedi Üner Eyüboğlu. (EA)