İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 44'ü tutuklu 86 sanığın yargılandığı Ergenekon Davası'nın 41. duruşmasına Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde tutuklu sanık Serhan Bolluk'un savunmasını alarak devam etti.
Ergenekon soruşturması kapsamında 24 Mart 2008'te tutuklanan ve Silivri Cezaevi'nde bulunan Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Bolluk, "Dünyada tanıdığım, bildiğim bir örgüt var, o da İşçi Partisi'dir" dedi.
Ntvmsnbc.com sitesine göre, savunmasını yapan Bolluk, iddianamenin kendisiyle ilgili bölümünde yöneltilen suçlamalara ilişkin delil bulunmadığını öne sürdü.
"Ajanda bana ait değil"
"Sözde örgüte üye olduğu ve halkı isyana teşvik ettiği" gerekçesiyle suçlandığını söyleyen Bolluk, iddianamenin yazılış tarzı nedeniyle suçlamalara cevap verirken bir sistematik kuramadığını ifade etti.
Bu nedenle iddianamedeki suçlamalara sırayla cevap vereceğini belirten Bolluk, ajandasında yer alan "Alemdaroğlu'nun evindeyiz" şeklindeki notun bir sempozyum sırasında konuşmacının sözlerinden alınan not olduğunu anlattı.
İddianamede, bir ajanda da Sabancı suikastı sanıkları Fehriye Erdal, Mustafa Duyar ve İsmail Akkol'un adının geçtiğinin belirtildiğini kaydeden Bolluk, söz konusu ajandanın kendisine ait olmadığını söyledi.
"'İhtilal'den İP'in ne anladığı önemli"
Bolluk, iddianamede yer alan telefon konuşmalarına da değinerek, kendisi gibi hapiste olan İşçi Partisi (İP) lideri Doğu Perinçek ile "AKP Kapatılsın" şeklinde dergide atılması planlanan bir başlık üzerinde konuştuklarını, Perinçek'in buna karşı çıktığını ve yargıdan bazı şeyler beklenmesini eleştirerek, "Halk ihtilaliyle devirmek lazım" dediğini ifade etti.
Perinçek'in savunmasında "ihtilal" kelimesini kullandığından emin olmadığını belirttiğini hatırlatan Bolluk, kullanılmış olsa bile "ihtilal"den İP'in ne anladığının önemli olduğunu söyledi.
Hoştan: Susurluk'ta kaybolan çanta bende
NTV'den Ergun Güven'in bildirdiğine göre, Bolluk'un Susurluk sürecinde birçok haber yaptıklarını söylediği sırada ayağa kalkan eski Susurluk Davası sanıklarından ve "Ergenekon" tutuklularından Sami Hoştan, Susurluk kazasında kaybolan çantanın kendisinde olduğunu, kendisinin kaza yerine giden ilk kişi olduğunu söyledi.
"Bu çantanın içindeki çok önemli belgelerin, Ali Yasak tarafından alındığı yada Veli Küçük'te olduğu şeklinde söylentiler oldu. Bugüne kadar sustum ama çanta bende...Bunun bende olduğunu açıklamak için de bu davanın karar gününü bekliyordum ama artık dayanamayacağım, söyleyeceğim" diyen Hoştan "Çantanın içinde bir kolye ve 26 bin mark para vardı. Ben bunu Abdullah Çatlı'nın karısına götürdüm. Kendisine bu çanta bende kalabilir mi dedim. O da tabiki kalabilir, dedi ve çanta bende." (EÖ)