Son dalganın ardından özellikle Susurluk bağlantısının kurulması Ergenekon soruşturmasının derinleşebileceği yönünde umut uyandırırken, bugüne kadar soruşturmanın kapsamını yetersiz olmakla eleştiren isimler asker ve iktidarın uzlaşarak çizdiği sınırın aşılması için kamuoyu desteği gerektiğini söyledi.
Yazar Sungur Savran, öldürülen Kürt iş insanı Savaş Buldan'ın eşi, Demokratik Toplum Partisi (DTP) milletvekili Pervin Buldan ve siyaset bilimi uzmanı Ertuğrul Cenk Gürcan, soruşturmanın TSK ve üst düzey siyasetçilere uzanması gerektiğini düşünüyor.
Öte yandan, Özel Harekatçı İbrahim Şahin'in yanı sıra bazı muvazzaf askerlerin de soruşturma kapsamına girmesine rağmen, hali hazırda kapsamın bu yönde genişleyeceğine dair bir işaret görmüyorlar.
Çiller, Ağar, Kürt cinayetleri...
Buldan "ilk defa generallerin yargı önüne çıkarılması önemli" dedi. Bulunan cephaneliklerinse şaşırtıcı olmadığını, “Kürt sorunu”nu askeri yolla bastırma çerçevesinde yürütülen operasyonların bu şekilde yürüdüğünü vurguladı:
"Fırat'ın kenarındaki ve Düzce-Sapanca-Bolu üçgenindeki cinayetler açığa çıkartılmadığı sürece, baş aktörler dediğimiz Tansu Çiller, Mehmet Ağar, Süleyman Demirel ve benzeri isimler yargılanmadığı sürece Ergenekon soruşturmasından umutlu değilim."
Buldan gelişmeleri takip edeceklerini, soruşturmanın Şahin'in ardından yukarıdaki isimlere sıçrayıp sıçramamasının beklentileri değiştireceğini söyledi.
DTP milletvekili Genelkurmay'ın soruşturma kapsamına giren askerlere destek vermesi, asker zanlıların serbest kalmasınınsa "hükümetle anlaşmanın sınırlarını gösterdiğini" belirtti.
"Devletin işleyişi söz konusu"
Savran da, Şahin'in tutuklanmasının ve yaptığı açıklamaların "soruşturmayı Kürt sorununa bağlayabileceğini" düşünüyor.
Öte yandan, soruşturma sonucunda iddianamelerin ortaya çıkmasının gecikmesini ve esas olarak hükümete karşı bir darbe girişimi olasılığının öne çıkarılmasının Kürtlere ve emek hareketine yönelik saldırıların gündeme girmesinin önünü tıkadığını söylüyor.
"Daha derine inmek için olgular değil bir faaliyet gerekiyor. Bu da ancak işçi hareketinin ve solun çok büyük çabalarıyla olabilir. Çünkü bahsettiğimiz konular bütün devlet sistemini ilgilendiriyor. Bu da siyaset ve bürokrasi sistemini sarsacak bir çabayı gerektiriyor."
Asker-iktidar uzlaşmasının sınırı
Gürcan'a göre, bulunan silahlarla ordunun ilişkisinin açığa çıkması önemli. Susurluk dosyasının kapatılmış olmasıysa, soruşturmanın derinleşme ihtimalini zayıflatıyor. Belirleyici olan, bundan sonra soruşturmanın eski siyasetçilere doğru genişleyip genişlemeyeceği.
Gürcan, Genelkurmay'ın hükümetle birlikte hareket etmesinin, içeriği açıklanmayan görüşmelerin, soruşturmanın ordu içinde ne kadar ilerleyeceğine dair bir sınır konulması konusunda anlaşmaya varıldığını gösterdiğini düşünüyor.
Onun önerisiyse, yargı sürecinin sosyal ve idari düzenlemelerle desteklenmesi. Yargının kamuoyu desteği ve araştırma komisyonları gibi oluşumlarla beslenmesi. (BÇ/EÜ)