Lozan Antlaşması'na göre, Süryanilerin de azınlık olarak görülmesi gerektiğini vurgulayan Foggo, "Süryaniler Lozan Antlaşması'nın 40. maddesinde sözü edilen 'Her türlü okullar kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak' hakkından yoksundurlar" diyor.
Azınlıklar konusunu "Türkiye'nin yıllardır kanayan yarası" olarak nitelendiren Foggo, "Bu konuyu ilk kez Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu doğru ve sistemli bir şekilde rapor etti" diye konuşuyor.
"Türkiye'de 15 bin Süryani yaşıyor"
"Raporda zaten Türkiye'nin de imzaladığı Lozan Antlaşması'ndan söz ediliyor. Tepkileri anlayamıyorum" diyen Foggo, bianet'e görüşlerini şöyle açıkladı:
* Yıllardır politikacılar, aydınlar her ağızlarını açtıklarında "Türkiye mozaiği"nden söz ederken şimdi İnsan Hakları Danışma Kurulu "Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Çalışma Grubu Raporu"na karşı çıkıyorlar.
* Raporda da belirtildiği gibi, azınlık denilince akla yalnızca Ermeniler, Museviler ve Rumlar gelmektedir. Süryanilerden ise hiç söz edilmemektedir. Oysa Türkiye'de 3 bini Mardin'de olmak üzere toplam 15 bin Süryani vardır.
"Süryaniler, kültürel kimliklerini ifade edemiyor"
* Mezopotamya topraklarında beş bin yıllık kültürel bir kimliğe ve ortak geleneklere sahip etnik gruplardan Süryaniler kendi dilsel ve kültürel kimliklerini ifade edebilme imkanlarına da sahip değildirler.
* Ermeniler, Rumlar ve Yahudiler dışında kalan Süryaniler özellikle yayıncılık ve eğitim konusunda imkanlardan yoksundurlar.
* Diğer azınlıklar kendi okullarına ve başka dini ve sosyal kuruluşlara sahiptirler. Ermeni cemaatinin 19, Musevi cemaatinin 3, Rum Ortodoks cemaatinin ise toplam 26 okulu varken Süryanilere hala okul açma izni verilmemektedir.
* Süryaniler Lozan Antlaşması'nın 40. maddesinde sözü edilen "Her türlü okullar kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak" hakkından yoksundurlar.
Manastırda eğitim "ayrılıkçı" diye yasaklandı
* Süryaniler geçmişte kilise ve manastırlarda Süryanice eğitim verdikleri için çeşitli baskılara maruz kalmışlardır. 1978 yılında Bülent Ecevit'n başbakanlığı döneminde Deyrulzafran Manastırı'nda Süryanice öğretimi ve Süryani Ortodoks papazların eğitimi 'ayrılıkçı ve yasadışı' olduğu gerekçesiyle yasaklanmıştır.
* 1997 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı, Mardin Valiliği'ne gönderdiği yazıda Mor Gabriel Manastırı'nda Süryanice dini eğitim ve öğretim yapıldığı ve Lozan Antlaşması'na göre Süryanilerin azınlık olmadığını belirterek Süryanice öğretimini yasakladı.
* Süryani din adamı yetiştirilememesi nedeniyle Süryaniler kendi dillerinde ibadet edebilecek din adamı bulmakta zorluk çekmektedir. Bu zorluğun giderilmesini sağlamak üzere Süryani din adamı yetiştiren din eğitim ve okullarının açılmasına olanak tanınması gerekmektedir.
* 1990 yılından sonra yurtdışına göç, Süryani cemaatinde din adamları sayısının da azalmasına yol açmıştır. Örneğin bazı köylerde kiliseler din adamları olmadığı için özel günler dışında kullanılmamaktadır. Bu özel günlere ise başka köylerde görevli olan din adamları giderek halkın ibadetini yapmasına yardımcı olmaktadırlar
* Diğer etnik gruplar arasındaki ekonomik toplumsal ve kültürel dengesizlikleri gidermek amacıyla Süryanilerle ilgili ek tedbirler alınması gerekmektedir. (NS)