Anaokul ve ilköğretim 1. sınıf öğrencilerini "uyum programı" niyetine bir hafta erken okula başlatmak işe yarıyor mu, öğrenciler, veliler ve öğretmenler bu konuda ne düşünüyor, bir bakalım dedik ve soluğu Firuzağa İlköğretim Okulu'nda aldık....
Program başladı, ama öğretmen yok
Okulda birkaç çocuk ve annesi, bir de "uyum programı" öğretmenlerinden Ayşe Söylemez dışında kimse yoktu...
Dün de (1 Eylül) yokmuş...
Milli Eğitim Bakanlığı "uyum programını" ikiye ayırmış, sabah 08:00'de bu yıl anaokuluna kayıt olacak öğrenciler okula geliyorlar, öğlen de ilköğretime başlayacak öğrenciler... Belki her okulda değilse bile Firuzağa'da henüz program tam işliyor gibi görünmüyor, öğretmenlerden bazıları gelmediği için anneleriyle el ele eve geri dönen, boşu boşuna sabah erken uyandığı için keyifsiz çocuklarla konuştuk....
"Gelmek istiyoruz" ama...
Beş yaşındaki Sude Keleş, 12 yaşındaki ablası Sena ve annesiyle birlikte anaokulu hazırlık programı için bekliyordu; öğretmen olmadığı için okulun kordiorunda kalakalmışlar...
Sude'nin henüz okulda ne olacağıyla ilgili bir fikri yok, kocaman ve karanlık koridorda biraz ürkek bakışlarla bekliyor... "Bu anasınıfı hazırlık programına gelmek isterim" diyor, ve eklemeden edemiyor: "Yazın iyiydi oynadık, öyle."
Okula bağlayan şarkılar
Ablası Sena kendi zamanında böyle hazırlık programları olmamasından yakınıyor, "Ben çok korkmuş, çok ağlamıştım okula ilk geldiğimde, ama şimdi annemsiz de alıştım artık."
Sınıf öğretmeni Ayşe Söylemez "uyum programı" derslerinde öğrencileri birbirleriyle tanıştırdıklarını, konuşturma alıştırması yaptırdıklarını söylüyor.
"Yarından itibaren ufak tefek el hareketleri yaptırmaya, okula bağlayan şarkılar söyletmeye başlayacağız, el kaslarını
geliştiren hareketler, basit kalemle serbest boyamalar yaptıracağız."
Müjgan Hanım, beş yaşındaki İlayda'nın annesi, sabah 08:00'de anaokuluna hazırlık için çocukları uyandırıp getirmenin zor olduğunu söylüyor.
İlayda: Gelmek isterim
"Çok talep olduğu için iki gruba ayırdılar, biz sabahı çektik. E, benim çocuğum sabah 10:00'a kadar uyuyor. Bizim için bir anlamı yok. Tarlabaşı'ndan geliyoruz, yakın da değil ama geleceğiz yine de."
İlayda da biraz ürkek, biraz da "Neler oluyor" diyen bakışlarla etrafını süzüyor, "Gelmek istiyorum" diyor... Ama yanından annesi gitse ne diyecek, pek belli değil... Her soruya cevabı aynı "Gelmek istiyorum, oyun oynamak istiyorum."
Tuncay uykusunu alamamış
Ayşe Ayran da oğlu Tuncay'ı getirmiş, Tuncay da saat öğlene yaklaşsa da sabah çok erken uyandırılmanın kötü etkisini üzerinden atamamış, soruların hiçbirini yanıtlamadı ve tepkisini arkasını dönüp yürüyerek gösterdi. (NZ/EÜ)