Türkiye Ziraatçiler Derneği (TZD), yayınladığı raporda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) su kaynaklarını özelleştirme politikaları ve küresel iklim değişikliği, artan nüfus ve verimsiz kullanım nedeniyle kaynakların azalmasının en fazla yoksulları etkileyeceğini söyledi.
Dernek dün açıkladığı raporda özetle şu tespitlere yer verdi:
- Türkiye’de kişi başına su potansiyeli 1640 m3/yıl civarında. 2030’da kişi başına yıllık su miktarının bin metreküpün altına düşmesi ve Türkiye’nin “su fakiri” bir ülke haline gelmesinden endişe ediliyor.Türkiye’de tüketilen suyun yüzde 74’ü tarımsal sulamada, yüzde 16’sı içme ve kullanmada, yüzde 10’u da sanayide kullanılıyor. 1980-2000 arasında Türkiye'de su tüketimi dört kat arttı.
- Su kaynaklarının kullanımı ve korunmasıyla ilgili 50 civarında farklı yasal düzenleme ve onlarca sorumlu kuruluş var. Bir çerçeve su yasası çıkarılmalı, suyla ilgili yönetim kurulacak su bakanlığı ya da Devlet Su İşlerinde toplanmalı.
- Kamu, tarımsal sulama işletmeciliğinden çekildi ve üreticilerin oluşturduğu işletmelere bu görev devredildi. Dünya Bankası'yla yapılan ortak projeler, sulama işletmeciliğinde özelleştirmeye gidildiğini gösteriyor. Yapılan çalışmalar, su fiyatlandırmasının piyasaya bırakıldığında 6-12 kat artacağını gösteriyor. Pek çok üretici suya ulaşamayacak.
- Küresel iklim değişikliği yağış rejiminin değişmesine neden oluyor. Yazları toprak neminde yüzde 15-25’lere varan miktarlarda azalma olacak, çoraklık oluşacak. Yağışların mevsimsel dağılımı ve şiddeti değişecek, kuraklık artacak.
"Su kaynakları kamunun elinde kalmalı"
Buna karşılık rapor şunları öneriyor:
- Kuraklık ve sel de tarım sigortaları kapsamına dahil edilmeli. Kuraklık yardımı kararnamesi güncellenerek kapsamı genişletilmeli ve öngörülen yardım miktarı artırılmalı.
- Su mülkiyetinde kamu sistemi korunmalı, ancak sulama tesislerinin işletilmesinde kar amaçlayan piyasa türü bir işletmecilik yerine, çiftçilerin ortak ihtiyaçlarından kaynaklanan kar amaçlamayan, suyun etkin kullanımını sağlayacak, karar süreçlerine aktif katılımı temin edecek kooperatifler tercih edilmeli.
- Yüzey sulaması şekli terk edilerek hem tasarruflu, hem de daha etkili olan basınçlı sulama sistemlerine geçiş için gerekli altyapı hazırlanmalı. Sulama yatırımları yeniden gözden geçirilerek, sulama potansiyeli olan 8,5 milyon hektarlık alanın sulanmayan kısmının hızlı bir şekilde sulamaya açılması gerekiyor.(EÜ/NZ)