"Devrimci Karargah Örgütü" ile bağlantıları oldukları iddiasıyla tutuklanan Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) ve Toplumsal Özgürlük Platformu (TÖP) üyesi 13 kişiden 10'unun avukatları, müvekkillerinin tutuklanmasına itiraz ettiler.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne bugün sunulan itiraz dilekçelerinde yasal parti ve platformlarda yetkili olan müvekkillerinin bugüne kadar silahlı eylemleriyle sesini duyurmuş olan örgütle doğrudan ilişkilendirilmelerinin gerçeğe ve hukuka aykırı olduğunu iddia ettiler.
Dilekçede, bu kişilere gözaltında bulundukları süre içerisinde, 27 Nisan 2009'da İstanbul Bostancı'daki bir eve düzenlenen operasyonla öldürülen örgüt üyesi Orhan Yılmazkaya için Gazi Mahallesi'nde yapılan anmaya katılıp katılmadıklarının sorulduğu, bu kişilerin örgütle ilgili herhangi bir soruyla karşılaşmadıklarına yer verildi.
Gülizar Tuncer, Sinan Varlık ve Züleyha Gülüm'ün de bulunduğu avukatlar, hukuka aykırı olarak nitelendirdikleri tutuklamalara son verilmesini talep ettiler.
25 Eylül'de tutuklananlar arasında SDP lideri Rıdvan Turan, Toplumsal Özgürlük Platformu (TÖP) sözcüleri Oguzhan Kayserilioğlu ve Tuncay Yılmaz, SDP Genel Başkan Yardımcıları Günay Kubilay ve Ecevit Piroğlu, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Ulaş Bayraktaroğlu, SDP üyesi Özgür Cafer Kalafat ve İbrahim Turgut, TÖP üyesi Semih Aydın da vardı.
İHD: Polis basına görüntüleri servis etti
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Kadının İnsan Hakları Komisyonu da, bugün Sultanahmet Adliyesi'ne gelerek, Devrimci Karargah operasyonuyla ilgili basına "görüntüler servis eden" İstanbul polisi hakkında suç duyurusunda bulundu.
İHD İstanbul Şube Yöneticisi Hülya İmak, okuduğu basın açıklamasında, operasyonda gözaltına alınan komisyon üyesi ve SDP MYK üyesi de Sultan Seçik için "gözaltındayken, avukatıyla dahi henüz görüşmemişken ve dosyada gizlilik kararı sürüyorken, Emniyet kendini yargının yerine ikame edip kişinin masumiyet karinesini çiğnemiştir. Aksiyon filmlerini aratmayan toplama videoları medyaya servis etmiştir" diye konuştu.
Seçik, 1997'de gözaltında işkence gördüğü için Türkiye'yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) mahkum ettirmişti. Seçik'in katıldığı demokratik eylemlerde görüntüleyen polisin, patlayan bombalar eşliğinde kafasını dair içerisine alarak manipüle ettiğini söylediği görüntülerle ilgili İmak, "Soruyoruz, Emniyet Müdürlüğü dünün intikamını mı almaktadır?" dedi.
"Biz kadınlar tanığız, tanığız ve biliyoruz ki Sultan Seçik bir kadın hakları savunucusudur, sosyalisttir."
Seçik de, "Ben bir kadın aktivistiyim, sosyalist bir kadınım. 21 Eylül günü gözaltına alındık ve haksız bir süreç yaşadık. Gözaltına alınan 17 kişi arasında tek kadın bendim. Ortada hiçbir delil yok, bana doğru düzgün bir soru bile sorulmadı" dedi.
"Dezenformasyon yaratanlar, bunun hesabını vermek zorundalar. Ben sosyalist bir kadınım ve mücadelede önde yer almaktan da gurur duyuyorum. Böyle hedef gösterilmemin sonuna kadar takipçisi olacağım." (EÇ/EÖ)