1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Halil Savda'nın başlattığı barış yürüyüşü, cuma günü Osmaniye il sınırında kesildikten sonra, bu sabah 06.00'da Adana Otogarı'ndan tekrar başladı.
Yürüyüşe Serap Halvaşi, Merve Çönger, Evindar Tayfur, İbrahim Yaylalı, Abduhakim Bağış ve Davut Bezirganoğlu da eşlik ediyor.
Geceyi Mersin'in Tarsus ilçesinde geçirecek olan grup, bugün öğlen saatlerinde Tarsus'a 15 kilometre uzaklıktaki Yenice köyüne ulaştı.
Savda, bianet'e yaptığı açıklamada, 20 Ekim'de Ankara'ya ulaşmayı hedeflediklerini belirterek yürüyüş rotasının değişmesiyle ilgili şunları söyledi:
"Biz bu işi restleşme haline getirmek istemedik. Bu yürüyüşün ruhuna da aykırı. Ayrıca Osmaniye Valiliği ve mülki amirliğin yeni bir provokasyon ortamı yaratacağını düşündük ve bunun önüne geçmek istedik."
"Hakkımızda resmi işlem yapmadılar"
Savda, Osmaniye'nin Bahçeli ilçesinde 28 Eylül Cuma günü polisler tarafından durdurulduktan sonra yerlerde sürüklenerek ve darp edilerek polis arabasına bindirildiklerini, buradan da zorla Adana'ya götürüldüklerini söyledi.
Haklarında hiçbir yasal işlem yapılmadığını, neden alıkonulduklarına dair hiçbir resmi açıklama yapılmadığını söyleyen Savda, sözlerine şöyle devam etti:
"Bizi hiçbir yasal dayanak olmadan alıkoydular. Bunu yaparken de darp ettiler ve yerlerde sürüklediler."
"Valiliğin geçişimize izin vermediğini söyleyen polislerden Valiliğin söz konusu emrini göstermelerini istedik ama onu da göstermediler."
"Bunun üstüne 29 Eylül Cumartesi günü hastaneden darp raporu alıp, Avukat Tugay Bek'le birlikte suç duyurusunda bulunmak üzere Adliye'ye gittik. Ancak nöbetçi savcının yerinde olmadığını söylediler."
"Avukat Turgay Bek, nöbetçi savcıya ulaştı. Ancak kendisi işinin olduğunu ve gelemeyeceğini söyledi. Ancak savcının oraya gelmesi zorunlu. Polisler de savcı da yasaya aykırı davrandı."
"Dün, Adana'da İnsan Hakları Derneği (İHD), Eğitim-Sen ve barış aktivistlerinin katılımıyla bir basın açıklaması yaptıktan sonra bu sabah tekrar yola çıktık."
"Bu yürüyüş barış özlemini ifade ediyor"
Evrensel gazetesinin haberine göre, Savda basın açıklamasında şunları söyledi:
"Bizi korsanca bir şekilde zorla arabalara bindirdiler. Arkadaşlarımızın hepsinde çeşitli morluklar var. Benimde sırtımda yine morluk var, şişkinlik var. Ellerimiz kelepçelendi ve beş sat bu şekilde tutulduk."
"Yasal hiçbir işlem yapmadılar. Bizi savcılığa çıkarmadılar, bizi doktora götürmediler. Bizi adliyeye götürmediler, bizi emniyet müdürlüğüne götürmediler. Bizi zorbaca Osmaniye'den çıkardılar."
"İstediler ki Osmaniye'de barışın sesi, barışın adımları olmasın. Barış adımları sürmesin istediler. Orada barış sesi yükselmesin istediler. İstiyorlar ki maalesef oradaki milliyetçi, ırkçı ve şoven duygular yükselsin. Orada savaşın çanları çalsın istiyorlar. Orada ırkçılığın çanları çalsın istiyorlar."
"Bu ülkenin, bu toprakların Osmaniye'nin Adana'nın, Ankara'nın, Şırnak'ın, Uludere'nin, Mardin'in barışa ihtiyacı var. Bizler barışmak zorundayız. Bu Kürt sorunu yıllardır var. Resmi rakamlara göre 60 bin ölü var. 60 bin insan hayatını kaybetti."
"Bu barış yürüyüşü AKP'ye de oy verse, CHP'ye de oy verse, MHP'ye de oy verse, insan olan herkesin özlemini ifade ediyor." (EKN)