“Ortadoğu’da göç ve kadına yönelik şiddet paneli” bugün avukat Eren Keskin, psikiyatrist Evindar Karabulut, Şengal Kampı gönüllü çalışanı Ümran Baturay ve Avrupa Ezidi Federasyonu Eş Başkanı Dr. Leyla Ferman’ın konuşmalarıyla bugün İstanbul’da gerçekleşti.
Eren Keskin, IŞİD nedeniyle zorunlu göçe maruz kalan kadınlar hakkında yapılan ve Şubat ayında kamuoyuyla paylaşılacak satırbaşlarını paylaştı. Göç mağduru kadınların tamamının ortak sorununun gelecek kaygısı olduğunu belirten Keskin, kadınların hem zorunlu göç hem erkek egemen değer yargılarının hakim olduğu Ezidi inancı hem IŞİD’in yaşattıkları hem de Türkiye devletinin yaklaşımı nedeniyle birçok sorun yaşadıklarını ifade etti.
Türkiye BM sözleşmelerini ihlal ediyor
Keskin, belediyelere ait mülteci kamplarında durumun biraz daha iyi olduğunu ancak devlete ait kamplara girilemediğini ve denetlenemediğini vurguladı. Türkiye’nin BM sözleşmelerini ihlal ettiğini söyleyen Keskin, yönetmeliklere göre kayıt işlemleri tamamlanan göçmenlere valilikçe koruma ve yabancı kimlik numarası verilmesi gerektiğini ancak göçmenlerin çoğuna kimlik verilmediğini, bunun da sağlık gibi hizmetlerden faydalanamamalarına sebep olduğunu anlattı.
Ardından söz alan psikiyatrist Evindar Karabulut, travma konusunda bir sunum yaptı. Uzun süren çatışma ortamlarının toplumun çoğunu etkilediğini ve kronik travmalara sebep olduğunu söyledi. Travmaların aşılmasında güven ortamının önemine dikkat çekti.
Ezidi erkekler, kadın çalışmalarına tepki gösteriyor
Diyarbakır Şengal kampında gönüllü çalışan Ümran Baturay, çocuklarla ve kadınlarla çalışmalar yaptıklarını ancak Ezidi erkeklerin tepkisiyle karşılaştıklarını söyledi.
“Siz bizim eşlerimizi elimizden almaya çalışıyorsunuz” diyen kocaların kamplarda gönüllü çalışan kadınların çadırlara girmesine izin vermediğini ya da karılarının çadırdan çıkmasına izin vermediğini anlatan Baturay, daha sonra Ezidi kadınların onlarla iletişime geçtiğini anlattı.
Sağlık çalışmalarında da sorunlar yaşandığını ifade eden Baturay, kadınların savaş sürecinde hamile kalmak istemediklerini, gizlice doğum kontrol hapı istediklerini, bunun da Ezidi erkeklerin tepki gösterdiği konulardan biri olduğunu ifade etti.
“Kadınlar siyahlara bürünmüş. Annelerin bazıları hala çocuklarının geri geleceğine inanıyor, gece gündüz ağıtlar yakıyorlar. Sincar Dağı’nda geçirdikleri günlerden bu yana hala konuşmayan çocuklar var. Diğerleri de okula ne zaman başlayacaklarını soruyorlar. Kamplardaki Ezidiler ‘IŞİD burayı da basabilir’ tedirginliğini hala atlatamıyorlar.”
Ezidi kamplarında camiden ezan okutuluyor
Dört aydır Avrupa Ezidi Federasyonu adına kamplarda çalışmalar yürüten Dr. Leyla Ferman, 3 Ağustos’ta yaşanan Ezidi katliamından bugüne Ezidi toplumunun yaşadıklarını aktardı.
Katliamdan kurtulup kamplara yerleştirilenlerin sorunlarının devam ettiğini anlatan Ferman, Türkiye’de devlete ait mülteci kamplarına girişlerine izin verilmediğini vurguladı, “Kendi toplumumuzla iletişim kuramıyoruz” dedi.
AFAD’ın Midyat’taki kampına gittiklerinde önce içeri alınmadıklarını, tartışma üzerine bir çadırı ziyaret etmelerine izin verildiğini söyleyen Ferman şöyle konuştu:
“İçeride iki şey dikkatimizi çekti. Öncelikle çadırlar yeşildi. Yeşil Ezidi inancında günahtır. Ardından çadırda oturduğumuzda ezan okunmaya başladı. Farkettik ki kampta bir cami var. Kamp sorumlusuna bu caminin amacını sorduk çünkü bu kampta kalan Ezidiler Müslüman olmadıkları için gerçekleştirilen bir katliamdan kaçmışlardı. Ancak kamp sorumlusu ‘Cami ve ezan kamp çalışanları için. Sesini istediğimizde açarız, istediğimizde kısarız’ dedi.
“Mardin’de belediye kampında bu çadırlar hızlıca beyazlarıyla değiştirilmişti. Başka bir kampta soğuk su yeşil termoslarda dağıtılıyordu, Ezidilerin inancını anlattığımızda termoslar kırmızı kağıtlara sarılmıştı. Önemli olan niyettir. Niyet edince bunu değiştirirsiniz ve güven ortamı oluşur.”
Kamplarda kreş ve okul ihtiyacı
Ferman, kamplardaki Ezidi kadınların yine çocuktan, temizlikten, yiyecekten sorumlu olduğunu anlattı. Aralarında en çok konuşulan konunun ise IŞİD’in elinde esir kalan kadınlar olduğunu söyledi.
Kamplarda kreş ve okullara ihtiyaç olduğunu belirten Ferman, her kampta o kampta kalanların ihtiyaçlarına göre hazırlanmış eğitim müfredatlarının belirlenmesi gerektiğini ifade etti. “Çocuklar eğitime başladığında kadının bir nebze de olsa yükü azalıyor” dedi. (ÇT)