Haberin İngilizcesi için tıklayın
New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi'nde görülen Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı ve iş insanı Rıza Sarraf'ın ifade verdiği davada ikinci gün oturumu Türkiye saati ile 17:40'ta başladı.
TIKLAYIN - "İhracat Şampiyonluğundan" Hapishane Üniformasına: Rıza Sarraf
İfadeler mahkeme salonundan Daily Beast muhabiri Katie Zavaski, Courthouse News muhabiri Adam Klasfeld, Law 360 muhabiri Pete Brush tarafından anında paylaşılıyor.
Gazeteci Adam Klasfeld, dünkü oturumda hakimin serbest kıyafetle gelebileceğini söylediği Sarraf'ın bugün "jilet gibi" kravatsız bir takım elbise ile salonda hazır bulunduğunu söyledi.
Overheard in the press room - a reporter says of Zarrab's new wardrobe: "He cleans up nice!"
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) 30 Kasım 2017
"Bunlara ben de katıldım"
Sarraf'ın ikinci gün ifadeleri ise şöyle başladı:
Sarraf: Zafer Çağlayan ve İranlılar arasında birçok toplantı yapıldı, ben de katıldım.
"Daha önce söylediğim gibi NICU ve NIOC yetkilileri İran'dan geldiler. Buna karşın İran petrol bakanı bu toplantıya katılmadı."
"Zafer Çağlayan ve İranlılar arasında defalarca görüşme gerçekleşti. Bunlara ben de katıldım."
Savcı: Bu toplantılarda Halkbank'tan kim vardı?
Sarraf: Süleyman Aslan ve aynı zamanda Mehmet Atilla.
"Yetişmek için emniyet şeridini kullandım"
Sarraf: "İstanbul Trafik Şube Müdürü'nden oraya ulaşabilmek için trafik şeridini kullanma izni istedim"
"Cezaevinde tehdit aldığım için FBI korumasına girdim"
Duruşmayı izleyen Law360 muhabiri Pete Brush, Reza Sarraf'ın Manhattan'daki cezaevinde tehdit edildiğini açıkladığını söyledi.
Savcı: Neden FBI koruması altına alındın?
Sarraf: Güvenlik nedeniyle, cezaevinde aldığım tehditler nedeniyle...
"Aslan geleceğini garanti altına almak istiyordu"
Yine Pete Brush'un aktardığına göre Rıza Sarraf, dönemin Halkbank Genel Müdürü Sülayman Aslan'ın "aldığı büyük riskten" rahatsız olduğunu söyledi. Sarraf, "Bir şekilde geleceğini garantiti altına almak istiyordu" ifadelerini kullandı.
Reza Zarrab says that after the plan was devised Halkbank boss Suleyman Aslan complained he was taking on all the "risk" and asked for payment. "He wanted to ensure his future in some way." Zarrab says he then turned to minister Mehmet Zafer Caglayan for permission to pay Aslan https://t.co/nXTqRwgdgv
— Pete Brush (@PeteBrush) 30 Kasım 2017
Sarraf Süleyman Aslan'a rüşvet vermek için de eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'dan izin istediğini söyledi.
Katie Zavadski ise Sarraf'ın şu ifadelerini aktardı: "Aslan çok sayıda uyarı alıyordu. Özellikle Amerika, ona sık sık İran'a yönelik yaptırımların delinmesi konusunda endişelerini dile getiriyordu."
Süleyman Aslan'a rüşvet verme nedenini şöyle açıkladı: "Zafer Çağlayan'a rüşvet vermekten daha önemliydi. Çünkü her şeyi kontrol eden Aslandı."
Sarraf: "Erdoğan ve Babacan şahsen talimat verdi"
Katie Zavadski'nin öğle molasından önce Twitter'dan aktardığı son ifadelerden biri ise şu oldu:
Rıza Sarraf: Başbakan Erdoğan ve Babacan İran'la işlemlere (altın ticareti) yardım edilmesi için Vakıfbank ve Ziraat Bankasına şahsen talimat verdiler.
Reza Zarrab said that Erdogan and Babacan personally instructed two other Turkish banks, Ziraat and Viqaf, to help Zarrab do the Iranian transactions.
— Katie Zavadski (@katiezavadski) 30 Kasım 2017
Sarraf, bu talimatın verildiğini eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'dan öğrendiğini kaydetti.
Fuller Zarrab quote: "What I’m saying is that the prime minister at that time period Recep Tayyip Erdogan and minister of the treasury ... had given orders to start doing this trade."
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) 30 Kasım 2017
Neden TL kullanıldı?
Sarraf bir gün önce anlattığı para hareketlerini ikinci gününde daha da ayrıntılandırdı:
"Eğer parayı dolar olarak gönderseydik, Amerikan bankacılık sisteminden geçmek zorunda olurdu. Euro olarak göndersek de Avrupa bankacılık sisteminden. Ama TL olarak Türkiye'de kalıyor ve dikkat çekmiyordu."
CourthouseNews muhabiri Adam Klasfeld, sarraf'ın para hareketlerini anlattığı bölümü şöyle aktardı.
"Para Hindistan'dan Halkbank'taki hesaplarına geliyordu. Halkbank bu parayı TL'ye çeviriyordu. Arap Türk Bankası'na da TL olarak gönderiliyordu. Böylece uluslararası bir kurumdan geçmiyordu.
Savcı "bankadan bankaya para gönderilmesi niye gerekliydi" diye sordu
Sarraf: "Araya bir banka daha koyarak paranın kaynağını gizlemek için. Sonra ticaret yapmak için altına çeviriliyordu."
"Atilla'ya rüşvet vermedim"
Sarraf, sanık Hakan Atilla'ya rüşvet verip vermediği yönündeki soruya 'Hayır kesinlikle rüşvet vermedim. Zaten Türk Ekonomi Bakanı'na rüşvet veriyordum. Halk Bankası'nda başka birine rüşvet vermeme gerek yoktu" dedi ve ekledi "Ayrıca Atilla da rüşvet istemedi."
"Çin'de de denedik ama bankalar beni pazar dışına attı"
Sarraf'a "Halkbank'ta uygulandığınız sistemi başka bir ülkede uygulamayı denediniz mi?" sorusu yöneltildi. Zarrab, buna 'Evet' cevabını verdi. Zarrab, "Hangi ülkede?" sorusuna ise "Çin" cevabını verdi.
Sarraf: “Evet efendim. Ama bankalar, İran’la iş yaptığımı anlayınca beni Çin pazarından attı.
Savcı: “Ne kadar olmuştu şirketi kuralı?”
Sarraf: “Birkaç ay.
(PT/HK)
*Kaynak: Twitter, BBC Türkçe