39 kişinin hayatını kaybettiği saldırının üçüncü gününde Reina önünde anmalar ve açıklamalar yapıldı.
Gün içinde İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı İstanbul Temsilciliği, Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün de yürüyüşe katıldığı Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD), Hindistan'ın Ankara Büyükelçisi Rahul Kulshresht, AKP İstanbul İl Başkanı Selim Temurci’nin de aralarında olduğu gruplar yürüyüşler ve anmalarla Reina önündeydi.
Akşam saatlerinde ise İstanbul’daki dokuz emek ve meslek örgütü Ortaköy’den Reina önüne karanfillerle yürüdü.
Yeni yılın ilk saatlerinde silahlı saldırının yaşandığı Reina önünde kırmızı karanfiller, hayatını kaybedenlerin fotoğrafları, saldırıya karşı açıklama yapan grupların pankartları bulunuyor.
Anma için gelenlerin yanı sıra yoldan geçen insanlar da bu alanda bir süre bekliyor.
Basın mensupları saldırının ardından geçen üçüncü günde de alandaydı.
Reina'nın önünde polis barikatları vardı. Reina'nın çevresinde de polisler bekledi. Sokağın girişlerinde polisler güvenlik önlemleri almaya devam etti.
İstanbul Tabip Odası, İstanbul Barosu, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İl Koordinasyon Kurulu, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) İstanbul Temsilciliği, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Şubeleri saat 18.00’de tarihi Mimar Sinan Hamamı önünde toplandı.
“Şiddete, ötekileştirmeye ve teröre alışmayacağız. Korkmuyoruz, teslim olmayacağız” pankartı ile Reina önüne yürüdüler.
Yürüyüşe Suruç Aileleri İnisiyatifi, Beyoğlu Esnafı gibi çok sayıda kişi ve grup destek verdi.
Reina önünde kurum temsilcilerinin yaptığı konuşmalarda laiklik, birlikte mücadele vurgusu öne çıktı. Saldırının siyasi sorumluları olarak Başbakan ve İçişleri Bakanına istifa çağrıları yapıldı.
Hayatını kaybedenler için yapılan saygı duruşunun ardından ortak açıklamayı okuyan İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Samet Mengüç okudu.
Açıklamada şu ifadeler öne çıktı:
“Ülkeyi yönetenlerin yurttaşlarına karşı en önemli sorumluklarından biri can güvenliğini sağlamaktır. Ancak her zamanki gibi, bu katliamın ardından da siyasi sorumluluk alan olmadı. Her katliamın ardından terörü lanetleyen açıklamalar yapıp, intikam nutukları atarak bir ülke yönetilemez.
“Biz bu ülkenin yurttaşları olarak da sorumluluk üstlenmeliyiz. Yurttaş olarak sorumluluğumuz, bir daha böyle trajediler yaşamamak için bizleri yönetenlere soru sormaktır.
“Bu tür saldırıların ardından ‘birlik ve beraberlik’ çağrıları yapılıyor. Birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olduğu muhakkak. O zaman soruyoruz:
“Saldırgan henüz yakalanamamış, yılbaşı öncesi yılbaşı kutlaması ve yaşam tarzları üzerinden toplumun bir bölümünü ötekileştirme ve nefret söylemiyle tehdit edenler hakkında işlem başlatılmamışken, ölenleri anmak isteyenler, mahallerinde ‘IŞİD’e karşı laikliği savunacağız’ diyenler neden gözaltına alındı?
“Eşitliğin, laikliğin, demokrasinin ve barışın yokluğunda memleketimizin nasıl bir tehdit altında olduğu rotada. O halde bu tehdide karşı eşitlik, özgürlük, laiklik, demokrasi ve barış için birlik olmalıyız.”
Açıklamaların ardından anma alanına karanfiller bırakıldı. (BK)