24 yıl sonra Demokratik Sol Parti'nin (DSP) yeniden TBMM gündemine getirmek için araştırma önergesi sunduğu Tahsin Şahinkaya'ya yönelik yolsuzluk iddialarını, Nokta dergisinin 3 Ağustos 1986 tarihli sayısından aktarıyoruz.
Yolsuzluk İddiaları: şahinkaya Meclis gündeminde
Eski Milli Güvenlik Konseyi üyesi Tahsin Şahinkaya ile ilgili yolsuzluk iddialarını Meclis gündemine getiren SHP [Sosyaldemokrat Halkçı Parti] milletvekili Cüneyt Canver "Karanlık güçlerin propagandası yanıtlanmalıdır," dedi
SHP milletvekili Canver'in 25 Temmuz 1986 tarihini taşıyan ve TBMM Başkanlığı'na hitaben hazırladığı soru önergesinde eski Milli Güvenlik Konseyi üyesi ve Hava Kuvvetleri Komutanı'na yönelik olarak özellikle yurt dışında yaygınlaşan iddiaların açıklığa kavuşturulması isteniyor. Canver'in önergesinin tam metni ise şöyle:
"Gerek Türkiye'de gerekse yurt dışında vatandaşlarla yaptığım temaslarda giderek artan bir tempoda sürekli olarak işlenen bir konu ile karşılaştım.
Konu eski Milli Güvenlik Konseyi üyesi Sayın Tahsin Şahinkaya ile ilgilidir. Adı geçenin çeşitli dönemlerde bazı yolsuzluk olaylarına karıştığı ısrarla öne sürülmekte ve bu meyanda:
1. Uçak alımında şahsi çıkar sağladığı iddiası
2. Nüfuzunu kullanarak dört büyük şirketin hissedarları arasında yer aldığı iddiası, bu şirketlerden kendisi ve yakınları lehine büyük hisseler elde ettiği iddiası, sağladığı yararlar nedeniyle karısını büyük bir şirkete ortak ettiği iddiası, aynı şekilde birbirine yakın olan bu şirketlerden bir diğerine daha ortak ettiği iddiası
3. Hava Kuvvetleri'nin yaptırdığı tüm inşaatlarda belli bir şirketi kolladığı, tesisleri belli bir şirkete döşettiği ve bundan menfaat elde ettiği iddiası
4. Bu yollardan elde ettiği haksız kazançla çok sayıda gayrı menkul sahibi olduğu iddiası zikredilmektedir.
Yer yer sözlü yer yer de çeşitli broşürler kanalıyla ileri sürülen bu iddialar hep aynı şekilde sonuçlandırılmakta ve "Bütün bu olaylar var ama Konsey Anayasa'ya madde koydu. Bu bakımdan 12 Eylül'de görev yapanların yolsuzluklarını araştırmak yasak. Anayasa değişmedikçe bu iddiaların üzerine kimse gidemez," denilmektedir.
Ortaya atılan bu iddiaların oluşturulmasında ve yayılmasında Sayın Şahinkaya'nın şahsından hareketle Türkiye'yi yıpratmak isteyen çevrelerin rol aldığı ve etkin olduğu hemen akla gelen bir husustur. Bu iddiaları bu amaçla işleyenler Türkiye'yi ve Türk devletini bu tür iddiaları dikkate almayan aksine Anayasal engeller koyarak bunları hasıraltı eden bir ülke gibi göstererek karanlık amaçları doğrultusunda kuşkular yaratmaya çalışmaktadırlar. Ancak bu iddiaların sürekli biçimde işlenmesinin ve özellikle "Anayasa bunların soruşturulmasını engelliyor. Yolsuzlukların üzerine şal örtüldü," şeklinde propaganda yapılması iyi niyetli vatandaşlarımızı da olumsuz yönde etkilemekte ve üzmektedir. Muhatap oldukları, belli amaçlı propagandalara cevap vermekte ve bu tür kimselerin ağızlarını kapatmakta zaman zaman güçlük çeken vatandaşlar bu sorunun çözümünü TBMM'den beklemektedirler.
Aslında devletimizin bu konularda son derece hassas olduğu olaylarla belgelidir. Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren de 12 Eylül Bakanları ile ilgili bir konunun tartışılması sırasında Anayasa'nm geçici 15. maddesinin yolsuzluk iddialarının araştırılmasına engel olmadığını açıkça belirtmiş ve bu hususta kamuoyunda memnuniyet yaratmıştır.
Türk devletinin ve devlet adamlarının bu geleneksel titizliğinin bir örneği de 1980 öncesinde görülmüş ve uçak alımı konusunda bazı yolsuzluklara karıştığı iddia olunan zamanın Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Alpkaya Silahlı Kuvvetlerimizin bu konularda gösterdiği üstün özenin gereği olarak soruşturmaya tabi tutularak yargılanmış ve sonuçta aklanarak devlet ve millet önünde eski itibarına yeni puanlar da ekleyerek kavuşmuş ve 1983 seçimlerinde milletvekili seçilmiştir. Mekanizmanın bu tür işlemesi tarih ve dünya önünde hem milletimize hem de yolsuzluk savları ile karşılaşanlara onur kazandırmıştır.
Bir an için bu tür yolsuzluk savlarının doğru çıktığı düşünülse bile bunun da devletin her biriminin bu konudaki kararlı ve özenli tutumunu ortaya koymak bakımından sonsuz itibar sağlayacağı kuşkusuzdur.
Söz konusu iddialar sadece Sayın Şahinkaya bakımından ileri sürülmektedir. Gerek Sayın Şahinkaya'nın 12 Eylül döneminde birlikte görev yaptığı Sayın Konsey üyelerinin ve gerekse dönemin askeri ve sivil sorumluların hiçbiri hakkında hiçbir iddia ve ima yoktur.
Ayrıca giderek yaygınlaştırman ve "Anayasa gereği soruşturması hasır altı ediliyor'' diye etki oranı büyütülen bu tür bir kampanyaya Sayın Şahinkaya'nın doğrudan cevap vermesi mümkün olmadığına göre konunun TBMM'de ele alınması ve böylece Sayın Şahinkaya'ya kamuoyuna açıklama yapma olanağı verilmesi uygun olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının geçici 2. maddesinin üçüncü fıkrası Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyelerinin, özlük hakları bakımından milletvekilleriyle aynı konumda olduklarını belirtmektedir.
Diğer taraftan Anayasa'nın 98. maddesi "belli bir konuda bilgi edinilmek için" Meclis araştırması yapılmasını mümkün kılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki Sayın Şahinkaya için ileri sürülen iddialar şu andaki görünümleri itibariyle Meclis araştırmasını gerektirir ciddiyette değildir. Ancak ciddi olan ve TBMM'nin süratle ele alması gereken husus yayılmaya çalışılan propagandada başrol verilmek istenen "Bu tür yolsuzluk iddialarının incelenmesini Anayasa engelliyor" savını kesin olarak çürütmektir. Bu nedenle TBMM Başkanlık Divanı'na soru olarak tevcih ettiğim bu önergemin cevabı olarak ve Sayın Şahinkaya başta olmak üzere Türkiye'de her kişi ve kuruluşun bu konuda son derece özenli olduğunun kamuoyu önünde bir kere daha resmen vurgulanması için:
1. Milli Güvenlik Konseyi'ndeki Anayasa görüşmesi zabıtları da dikkate alınarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın ne geçici 15. maddesinin ne de başkaca bir maddesinin hiçbir yolsuzluk iddiasının incelenmesini engellemediğinin belirtilmesini,
2. İhtimal vermemekle birlikte eğer Anayasa'nın geçici 15. maddesi veya başka bir hükmü bu tür bir soruşturmaya engel olarak görülüyorsa gerekli yasal ve anayasal değişiklik çabalarına girişmem için durumun bu taktirde de o haliyle belirtilmesini,
3. Şu ana kadar Sayın Şahinkaya aleyhine yürütülen ve bundan sonra da yürütüleceği anlaşılan propagandayı kökün: den etkisiz kılmak bakımından gerekiyorsa kendisinin mal varlığını açıklaması da dahil olmak üzere ne gibi önlemler alınabileceği hususunun öncelikle Başkanlık Divanı'nda ele alınarak ve gerektiğinde Sayın Şahinkaya'ya bilgi verilerek sonucun tarafıma bildirilmesini saygılarımla arzederim" (EÖ)