Süryaniler ve Protestanlar için de Ruhban yetiştirme sorunu bulunduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Macar "Ruhban olmadan Hıristiyanlıkta ibadet edemezsiniz. Ruhban eğitimi Hıristiyanlıkta son derece önemli. Mesele İmam Hatiplerle karıştırılıyor ama Ruhban Okulu'nun açılmasının bununla ilgisi yok" diyor ve ekliyor:
"İmam Hatiplerde Ruhban yetiştirilmiyor. Ruhban Okulu'nun açılmasıyla İmam Hatipler meselesinin karıştırılması yanlış. İmam Hatipler din eğitimi ile ilgili bir sorun. Ruhban eğitimi ise din adamı eğitimi. Hıristiyanlık dininde de din adamı olmaksızın kilise de olamaz."
Gayrimüslimlerin Ruhban yetiştirecek okul açamamalarının Lozan Antlaşmasına göre dinsel ayrımcılık olduğunu söyleyen Yrd. Doç Dr. Elçin Macar, Heybeliada Ruhban Okulu'nun Türkiye ile Yunanistan arasındaki "karşılıklılık" ilkesine göre açılacağı yolundaki haberlere ilişkin ise, "Böyle bir formülün 'karşılıklılık'la ilgisi yok. Karşılıklılık iki ülkenin kendi vatandaşlarına değil, birbirinin vatandaşına uyguladığı bir kavramdır" diyor.
Radikal'in haberi üzerine
19 Temmuz tarihli Radikal Gazetesi' nde hükümetin Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasına ilişkin bir formül hazırladığı, buna göre Ruhban Okulu'nun Aya Yorgi Vakfı bünyesinde ve Milli Eğitim Bakanlığı denetiminde faaliyete geçeceği yazıldı.
Aynı haberde Türkiye'nin Ruhban Okulu'nun açılması karşılığında Yunanistan'dan Gümülcine Celal Bayar Lisesi'ndeki Türk öğretmen sayısının artırılmasını isteyeceği belirtildi.
Hukuki çerçeveyi Dışişleri bürokratlarıyla birlikte hazırladığı belirtilen Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç ise Radikal'e "Bizim Batı Trakya'daki okullarımızla ilgili taleplerimizin yerine getirilmesi iki ülke arasındaki hukukun gereğidir. AB hukuku da bunu öngörür" dedi.
Daha sonra Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tarafından Ruhban Okulu'nun açılmasına ilişkin Yunanistan'a koşul getirileceği haberi tekzip edildi.
Yunan kurumu mu
Ancak Yrd. Doç Dr. Elçin Macar, haber tekzip edilse de, YÖK Başkanı Teziç'in ifadelerinin, bu çerçevede bir şeyler hazırlandığına işaret ettiği görüşünde:
"Eğer hükümet, YÖK Başkanı Teziç'in ifade ettiği gibi bir hazırlık içindeyse, demek ki Türkiye Ruhban Okulunu bir Yunan kurumu olarak kabul ediyor ve onun için de pazarlık yapılıyor demektir."
Bu mantığı eleştiren Yrd. Doç Dr. Elçin Macar, "Eğer burasını bir Yunan kurumu gibi kabul edeceksek, Yunanistan Türkiye'ye baskı yapma konusunda haklı duruma geçer. Eğer Ruhban Okulu onlarınsa ve Türkiye'ye ait bir kurum değilse o zaman baskı yapmakta haklılar. Yani Türkiye'nin uluslararası arenada Yunanistan'a söyleyecek lafı kalmaz" diyor.
Heybeliada Ruhban Okulu
Heybeliada Ruhban Okulu Teoloji Bölümü, 8 Haziran 1965 tarih ve 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun bazı maddelerinin 12 Ocak 1971 tarihinde iptali üzerine, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 12 Ağustos 1971 tarih ve Özel Öğretim Kurumları 101787 sayılı "gizli" yazısıyla, 9 Temmuz 1971 gününden itibaren geçerli olmak üzere kapatıldı.
Heybeliada Ruhban Okulu 1844 yılında açıldı. Okul kapatıldığı tarihte yüksek okul olarak değil, 625 sayılı yasanın iptal edilmemiş olan ve Lozan Antlaşmasının 40. ve 41. maddelerine atıf yapan 25. maddesinde belirtilen bir azınlık okulu olarak eğitim vermekteydi.
Lozan Antlaşmasının 40. maddesine göre, gayrimüslim azınlıkların dini ayinlerini icra etmeleri ve her türlü okul ve benzeri eğitim ve öğretim kurumları açmaları serbest.
Okulun yeniden açılmasına engel olarak, askeri ve dini eğitimin devlet tarafından yapılmasını öngören Anayasanın 24. ve Yüksek Öğretim Kanunu'nun 3. maddesi gösterildi.
Yrd. Doç Dr. Elçin Macar, "Lozan Antlaşmasının 40. maddesinde gayrimüslimlerin her türlü eğitim hakları olduğu açıkça belirtilir. Ayrıca uluslararası antlaşmalar tüm yasal düzenlemelerin üzerinde bir belge olduğundan bunun için ayrı bir yasal düzenlemeye gerek yoktur" diyor.
Anayasanın 24. maddesinin ve diğer yasaların düzenlenirken Lozan Antlaşmasına aykırı düzenlendiğini belirten Macar "Bu yasalar düzenlenirken Lozan dikkate alınmadı. Ortaya bu çıkıyor" diyor.
Karşılıklılık kendi vatandaşına uygulanmaz
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in Ruhban Okulu'nun açılmasında "karşılıklılık" ilkesi olduğu görüşünü de eleştiren Yrd. Doç Dr. Elçin Macar, "Karşılıklılık Lozan'dan sonra hem Yunanistan'ın hem de Türkiye'nin uydurduğu bir kavram. Yani Lozan Antlaşmasına göre böyle bir kavram yok" diyor ve ekliyor:
"Bir ülke sizin soydaşlarınıza kötü davranıyor ve baskı uyguluyorsa, ki bunlar kendi vatandaşlarıdır, siz de o ülkenin Türkiye'deki soydaşlarına, yani kendi vatandaşlarınıza böyle bir misillemede bulunamazsınız; bu uluslararası hukuka aykırıdır" diyor.
Ruhban Okulu açılacak diye Batı Trakya'daki okullara ilişkin birtakım taleplerin gündeme gelmesinin "karşılıklılık"la ilgisi olmadığını söyleyen Macar "Karşılıklılık" iki ülkenin birbirinin vatandaşına uyguladığı bir kavramdır" diyerek örneğin iki ülke arasındaki vize uygulamalarını örnek gösteriyor.
Yrd. Doç Dr. Elçin Macar, gayrimüslimlerin Ruhban yetiştirecek okul açamamalarının Lozan Antlaşmasına göre dinsel ayrımcılık olduğunu söylüyor ve ayrımcılığın yalnızca Rum Ortodoks Kilisesi ile sınırlı olmadığını, kilise açmak isteyen Türk kökenli Protestanların da aynı ayrımcılığa uğradığını ifade ediyor. (YS/BB)