İnsan Hakları Derneği (İHD), Şırnak Roboski’de katırların askerlerce öldürülmesi hakkında hazırladığı raporlarda, askerlerin halka yönelik tavrının düşmanca olduğunu ve çözüm sürecinde böyle bir şeyin tekrar yaşanmaması için hükümetin etkili tedbirler alması gerektiğini söyledi.
23 Mart’ta Roboski’de askerler sekiz katırı öldürmüş, onlarca katırı da yaralamıştı. Köy halkı tepki olarak köyün giriş çıkışlarını kapatmış ve köy içinden geçip karakola giden su ve elektriği kapatmıştı. Bunun üzerine İHD Şırnak Şubesi Roboski köyüne gitmiş, köylülerle ve yetkililerle görüşmüştü.
İHD’nin raporunda olaya şahit olan köylülerin anlatımına yer verilirken, “Olay neticesinde orada bulunan insanların hayatı hiçe sayılmış ve hayvan hakları açısından hukuk dışı muameleler uygulanmıştır. Yetkililer etkili soruşturmalar sonucu hukuk dışı uygulamaların failleri tespit edilip gerekli şekilde caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır” dendi.
"400 katır halkın oluşturduğu koridor sayesinde kurtuldu"
İHD raporuna göre, Roboskililerin bazıları geçim kaynakları olmadığı için sınır kaçakçılığı yapmaya mecbur olduğunu söylerken, bazıları ise katırlar vurulduğunda tarlaya çıkmıştı.
Roboskili S.E. (27) yaşananları şöyle anlattı:
“23.03.2015 tarihinde iki grup şeklinde bizler 11 katır ve beş kişi ile birlikte Düğündağ Mevkii’nde Irak-Türkiye sınırına varmadan orada bulunan karakol tarafından bizim bulunduğumuz tarafa ateş edildi. Bizler askerlerin eğitim amaçlı ateş ettiklerini zannettik. Bizim tarafımıza mermiler gelmeye başlayınca ateşin eğitim amaçlı olmadığını resmen bizlerin hedef gözetilerek ateş edildiğini fark ettik. Önce iki katırımız vurularak yere düştüler. O sırada yanımızda 18 yaşından küçük 3 çocuk bulunuyordu. Askerlerin ilerleyen dakikalarda ateş etmeleri şiddetlenince çocukları korumak amacıyla hemen yanımızda bulunan büyük kayanın arkasına saklandık.
“Muhtar ve korucu başına askerlere söyleyin ateş etmesinler burada çocuklar var diye ikazlarda bulunduk. Alay komutanını arayan muhtar ve korucu başı daha sonra bizi arayarak komutan size olay yerine gidip katırlarınıza bakmanız için ve yaralı katırları getirmeniz için 10 dakika gibi bir zaman verdi, şeklinde bizi bilgilendirdiler. Olay yerinde 6 katır öldürülmüş ve 2 katır da yaralanmıştı. Tekrar ateş edilir diye korkudan yaralı katırlarımızı almadan olay yerinden ayrıldık.
“Köy halkının çoğunluğu orada toplandı. Oraya gelen halkın üzerine hem uyarı ateşi açıldı hem de gaz bombaları atıldı. O sırada sınırda 400 katır ile birlikte sınıra giden halk bulunmaktaydı. Alay komutanı bizlere sınırı aşan 400 katır yüklü gelirse o katırları da öldürürüz diye tehditvari söylemlerde bulundu. Köy halkının açtığı koridor sayesinde 400 katıra hiçbir şey olmadan köye getirildi. Fakat askerler ateş etmeye devam ettiler. O ateş sonucunda bizzat benim gördüğüm altı katır daha yaralandı. Fakat tam olarak görmediğimiz daha fazla katır da yaralandı. Kendimizi yere atarak veya taşların arasına saklanarak kendimizi koruyorduk.”
"Uyarıda bulunmadan üzerime ateş ettiler"
Olay sırasında tarlaya gitmekte olan B.E. (18) ise şöyle konuştu:
“Olay günü saat 09:00 sıralarında Şirit Yaylasında bulunan tarlalarımıza gitmek amacı ile 2 katırım ile birlikte gittim. Askerler bana herhangi bir şey demediler ve uyarıda bulunmadılar. O esnada katırıma binmiştim. O sıra bir baktım askerler beni kovalamaya başlayıp resmen beni hedef gözeterek ateş etmeye başladılar. Ben ilk önce etrafa ateş ettiklerini zannettim. Fakat askerler bana doğru gelince bana ateş ettiklerini fark ettim. Aramızda 10 metre kala ateş etmeye devam ettiler, o sırada bir katırım vurularak yere düştü ve diğer katırım da öldürülene kadar ateş ettiler. Katırlarım öldükten sonra onlara bağırarak siz ne yapıyorsunuz ben kaçakçılık yapmak için burada değilim sadece tarlalarıma gelmişim dedim. İki asker bana doğru gelerek beni alıkoymaya çalıştılar. Bir diğer asker benim kaçmamam için ayaklarımın altına ateş etmeye başladı. Beni alıkoymaya çalışan askerlere katırlarımı öldürdünüz. Daha ne istiyorsunuz, dedim. Ben oraya ticaret yapmak için gitmemiştim. Sadece tarlalarıma gitmiştim. Ama onlar fark gözetmeksizin bize ateş ediyorlardı.” (ÇT)