Hey Tekstil işçileri, tazminatları verilmeksizin işten çıkarılmalarını protesto ederken polis saldırısına maruz kaldı. İşçilerin şikayet ettiği polisler hakkında işlem yapılmazken, işçilere “kanuna aykırı yürüyüş yapmaktan” dava açıldı. Bugün davanın ilk duruşması görüldü.
İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya katılan işçilerden Zeki Gördeğir, 11 yıl çalıştıktan sonra tazminatları ve üç aylık maaşları ödenmeden işten atıldığı için eylem yaptığını, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) önünde basın açıklaması yaptıktan sonra dağılırlarken polisin saldırdığını anlattı.
Avukatları Gülvin Aydın da, kendisinin de eylem günü orada olduğunu, polisin hiçbir uyarı yapmadan saldırdığını ifade etti. Aydın, olay günü yapılan fotoğraf ve kamera çekimlerinin bulunduğunu, bunları da saldırının delili olarak mahkemeye sunabileceklerini belirtti.
Hakim Refik Özcan, delillerin hazırlanması için davanın 4 Kasım’a bırakıldığını açıkladı.
“Tam dağılıyorduk saldırdılar”
Hey Tekstil’de çalışırken tazminatları ve son üç aylık maaşları ödenmeksizin Şubat 2012’de işten çıkarılan işçiler, açtıkları davadan da sonuç alamayınca önce kapanan fabrika önüne çadır açtılar.
Hey Tekstil’in sahiplerinden olan Aynur Bektaş aynı zamanda TOBB Kadın Girişimleri Yöneticisi olduğundan, işçiler seslerini duyurmak için TOBB’un Levent’teki binasının önünde de basın açıklaması yapmaya başladılar.
19 Kasım 2012’de de yine basın açıklaması için toplanan işçilere bu kez polis saldırdı. Hey Tekstil işçisi Zeki Gördeğir, olayı ifadesinde şöyle anlattı:
“Kanyon Alışveriş Merkezi önünde toplandık, TOBB binasının önüne yürümeyi planlıyorduk. Polis barikat kurmuştu, biz de geçemeyince basın açıklamasını olduğumuz yerde yaptık."
"Açıklamayı ben okudum ve açıklamanın sonunda da dağılacağımızı zaten belirttim.”
“Buna rağmen açıklama bitince, arkamız dönükken ve tam dağılacakken polis saldırdı."
"Önce tazyikli su ve biber gazı sıktılar, biz alışveriş merkezine doğru kaçmaya çalıştık, söyledikleri gibi bir direniş olmadı. Ancak bizi yakalayıp dövmeye başladılar.”
“Yere düşürüp elime bastılar”
Hey Tekstil işçilerinden Vural Küçükoğlu da “Biz her gün aynı yerde basın açıklaması yapıp dağılıyorduk, o gün de dağılmak üzereydik, direniş olmadı” dedi.
Gördeğir, polisin yakaladığı işçileri copla ve yumrukla dövdüğünü, kendisini yere düşürüp eline bastıklarını söyledi: “Gözaltına alınanları otobüse bindirdiler, zaten ıslanmıştık klimayı açtılar. Üşüdüğümüzü söyledik ama dinlemediler bile.”
Suçları: Silahsız toplantı yapmak!
Mahmut Koç, Ercan Tilmaş, Ali Bircan, Meral Özyürek, Burak Kesgin, Aysu Baykal, Zeynep Gültekin, Adil Kayam, Vural Küçükoğlu, Zeki Gördeğir ve İrfan Erdemci “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen dağılmamakla” suçlanıyor.
Savcı Nihat Karapınar’ın hazırladığı iddianameyle, işçiler, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 32/1. maddesi uyarınca 3 yıla kadar hapisle yargılanıyorlar.
Avukatları tutuklandı
Hey Tekstil işçilerinin patronlarına karşı açtıkları davada avukatlığını üstlenen Taylan Tanay ile Şükriye Erden, 21 Ocak’ta “örgüt üyeliğiyle” suçlanarak tutuklanmıştı.
18 Ocak’ta gözaltına alınan her iki avukata da savcılık sorgularında “Neden işçilerin avukatlığını yaptıkları, neden işçi eylemlerine gittikleri” sorulmuştu.
Dilan eylemine de saldırı
Hey Tekstil işçilerinden Ali Ekber Alp’in kızı Dilan Alp, 1 Mayıs’ta başına atılan gaz bombasıyla ağır yaralanmıştı.
Bu saldırıyı protesto etmek için 4 Mayıs’ta Taksim’de “Marjinal değil, işçiyiz, Dilan bizim kızımız/449 gündür direnen Hey Tekstil işçileri” yazılı pankartla basın açıklaması yapmak isteyen işçilere yine polis müdahale etti. (AS)