* Fotoğraf: Staticflickr.
*Bu yazı, 23 Ağustos 2022 tarihli Yeni Yaşam Gazetesi'nde yayımlandı.
"Ünlü Ermeni ressam Mardiros Saryan'ın, İstanbul'a yaptığı seyahatin tanıklığı olarak birkaç peyzaj ve 'Constantinopolis'in Köpekleri' adlı tabloyu anımsıyoruz. Yaklaşık yüz yıl sonra, bu kez bir başka Ermeni sanatçı, sinema yönetmeni Serj Avedikyan aynı adla muhteşem bir animasyon filme imza atıyordu.
"İstanbul'un sokak köpekleri kentin otantik dokusunun önemli bileşenlerinden biridir. Binlerce yıl önce insanlar tarafından evcilleştirilen köpekler bekçilik konusundaki doğal yeteneklerinden ve daha da önemlisi, temel komutlar için eğitilebilir olmasından ötürü insanlarla yan yana yaşamayı benimsedi.
Mardiros Saryan'ın doğumunun 140'ıncı yıldönümü vesilesiyle restore edilen "Constantinopolis'in Köpekleri" tablosu.
"Ne var ki köpeğin yeteneklerinden ve özelliklerinden yararlanan insan, onu sadece kendi mülkiyetine dönüştürdüğü oranda kabullendi. Mülkiyetin belgesi ise tasmaydı. Tasmasız köpek günümüzde 'sahipsiz' olarak tanımlanıyor. Sahipsiz köpeklerin itlafı ise yakın zamanlara kadar belediyelerin birincil görevleri arasında görüldü. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuyla ilgili olarak 'Başıboş köpeklerin yeri barınaklardır' demişti.
"Bugünlerde sokak köpeklerinin yaşadığı sokakları gösteren bir harita uygulaması internet üzerinden servis ediliyor. Hayvan hakları savunucuları, haritada belirlenen noktalarda hayvan kıyımları yaşandığını belirterek, bu uygulamanın yasaklanmasını talep ediyorlar.
"Meseleye biraz daha derinlikli baktığımızda ise, Türkiye toplumundaki derin yarılmanın izlerini görmek mümkün.
"Evcil hayvan bulundurmak veya buna karşı olmak mevzusu, esasen yaşam tarzına müdahale olarak da değerlendirilebilir. Bugünkü iktidarın başlangıçta zinhar reddettiği şey yaşam pratiğimizde yoğunlukla yaşanıyor."