Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Kağıthane’de gerçekleştirilen 77. "Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitingi"ne katıldı.
"Ne olacaksa bugün olacak dedik, o günden beri sokaklardayız"
Özel alanda toplanan büyük kalabalığı selamladıktan sonra "Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitingleri"ne başlayışlarını hatırlattı:
“19 Mart günü seçtiğiniz belediye başkanını bir gece önce diplomasını iptal edip, sabahleyin 06.00’da evine binlerce polisle gelip, Vatan Emniyet’e götürdüklerinde hep birlikte bir direnişe, bir mücadeleye başladık. O gün biz ‘Ne olacaksa bugün olacak’ dedik. Onlar da ‘Olmayacak, Saraçhane’de üç kişi yan yana gelmeyecek’ dediler. Tarihi yarımadayı kuşatmayı aldılar. Yolları kestiler. Metroları durdurdular. Köprüleri kaldırdılar. Vapurları bağladılar. 19 Mart akşamı Saraçhane’ye bütün engellemelere rağmen gelip, orada İstanbul’un tarihine el koyan, kötü gidişe el koyan, darbeye ‘dur’ diyen yüzbinlere selam olsun. O gün bugün sokaktayız, meydanlardayız.
Özel Kağıthane'de CHP'nin yerel yönetim mücadelesinin geçmişini anımsattıktan sonra, son seçimi kazanamasa da yüzde 35 oy almayı başaran adaylarını andı:
"Tonguç Çoban ile yüzde 35 oy aldık. Kazanamadık, ama Tonguç Başkan’la birlikte Kağıthane bambaşka bir iddiaya kavuştu Cumhuriyet Halk Partisi burada. Ancak bu akşam Tonguç Başkan şu anda Vatan Emniyet’te. Görevi 39 ilçeye eşit hizmet gitmesini sağlamak olan, belediyeyi CHP’li - AKPli diye ayırmayan, kazanmadığımız ilçelere de büyükşehrin koordinasyonunu yapan, hizmetini götüren, gönüllere giren Tonguç Başkan bugün maalesef Vatan Emniyet’te."
"Erdoğan cesaretin varsa çık karşımıza"
Özel CHP Belediyelerine yönelik olarak sürdürülen operasyonları kınadı ve "Artık bu operasyonların ardının, arkasının kesilmesini ve bir an önce duruşma gününün gelmesini, savcısına güvenenlerin savcısının arkasına geçmesini bekliyoruz." dedi.
CHP Genel Başkanı sözü Cumhurbaşkanı aadyları ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na getirdi ve duruşmaların canlı yayınlanmasını çağrısını yineledi:
Burada Erdoğan’a sesleniyorum: Savcına güveniyorsan, savcının arkasında durabiliyorsan, o perişan iddianameye sahip çıkabiliyorsan… 15 gizli tanıktan kalmış yedi gizli tanık. Her gün de birisi ‘Çekileceğim’ diye adliyeye koşuyor. Diyor ki ‘Adımı gizliye çektiniz, gizleyemediniz. Ben bunları kendim duymadım, siz söylediniz. Ben gördüğümü değil, sizden duyduğumu anlattım. Altına imzamı attım. Anlıyorum ki kul hakkına girdim. Hala tutuklu insanlar var. Utanıyorum, çekilmek istiyorum.’ Şimdi Erdoğan’a sesleniyorum: Ya bu rezaletin arkasından tam çekil, AK Toroslar çetesini dağıt, arkadaşlarımıza gerçekten bağımsız yargıçlar, tutuksuz yargılasın. Ya da arkasında duruyorsan; kendine, savcına güveniyorsan bütün duruşmalar canlı yayınlansın. Hodri meydan. Kağıthane’nin AK Parti’ye ve MHP’ye oy veren ama vicdanı olan insanlarına sesleniyorum: Biz haksız olsak, biz söylenen yalanlardaki o suçları gerçekten işlemiş olsak ‘Bu iddianame canlı okunsun, duruşma canlı yapılsın.
[...] Madem iddianamenin arkasında duramıyorsunuz o zaman arkadaşlarımızı bırakın. İnan görevinin başına dönsün. Ekrem Başkan görevinin başına dönsün. 16 belediye başkanımız görevinin başına dönsün. Adana Zeydan’ına kavuşsun. Ceyhan ve Seyhan başkanlarına kavuşsun. Antalya’da Muhittin Böcek hastalıkla boğuşuyor, sağlığına kavuşsun. Milletin dedikleri belediyelerini yönetsin. Yargılama tutuksuz yapılsın. Erdoğan, yıllarca tutuksuz yargılandı. Bir gün eve polis gitmedi. Bir gün Vatan Emniyet’e götürülmedi. Bir gün koluna girip de fotoğraf verilmedi. Bir gün cezaevinde tutuklu yargılandı. Kendine yapılmayan zulmü arkadaşlarımıza yapana açıkça söylüyorum: Artık yeter. Artık yeter. Rakibinden korkma. Cesaretin varsa çık karşımıza. Ne diyorlar? ‘Tayyip istifa’ diyorlar. Çok mantıklı.”
"Erdoğan sizi sevmiyor, çünkü fakirsiniz"
CHP genel Başkanı mitinge katılanlara karşı karşıya kaldıkları toplumsal adaletsizlikleri çarpıcı örneklerle hatırlattı ve iktidar partisiyla aralarındaki mücadeleyi gerekçelendirdi.
“Ekrem Başkan’ı seviyor musunuz?" sorusuna alandan Evet sesleri yükselince, "O sizi seviyor mu?" diye soran Özel bu sorusuna da "Evet" yanıtı alınca "Peki Erdoğan sizi seviyor mu?" diye sordu. Bunun ardından alana yönelttiği "Niye?" sorusunu kendisi yanıtladı:
"Çünkü fakirsiniz. Türk-İş açlık sınırını ve yoksulluk sınırını ilan ediyor. Türkiye’de açlık sınırı 30 bin lira. Yoksulluk sınırı 98 bin lira. Bu meydanda evine 98 bin liradan daha fazla gelir girenler bir el kaldırsın. Bir bunu bulabildik arkadaşlar; Nuri Aslan’ı. O da görevinden dolayı değil, durumu hep iyi onun. Şimdi asgari ücret ve hemen üzerinde geliri olanlar el kaldırsın. Peki en düşük emekli maaşını alanlar el kaldırsın. Şimdi burada DİSK’e bağlı Emekli-Sen’in Fatih şubesi gelmiş. Diyorlar ki ‘Dilenci değil, emekliyiz.’ Bu pankartı taşıyanlar Türkiye’nin dört bir tarafındaki emekliler. Ömürleri boyunca eller nasırlı, gözlerinin nurunu akıttılar. Dirsek çürüttüler. Çalıştılar ve devlet dedi ki ‘Artık çalışmana gerek yok. Ben sana bakacağım.’ ‘Çalışanlar çalışacak ve biz emeklimize bakacağız’ dedi. Emekli oldular. Şimdi ‘16 bin 700 lirayla geçineceksin’ diyorlar. Eve kira verse aç kalacak, karnını doyursa sokakta kalacak bir haksız düzen var. Bu iktidar geldiğinde en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Şimdi en düşük emekli maaşı asgari ücretin altında, hatta açlık sınırının bile yarısında. Öyle ya 30 bin lira açlık sınırı, 16 bin 700 lira emekli maaşı.”
Konuşmasının devamında Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktisadi vaatlerini anlatan Özgür Özel "bütün sendikalara, sendikalı - sendikasız bütün işçilere, bütün emeklilere seslen[di]."
Evde oturarak bu hükümet laf dinlemez. Evde oturarak hak alınamaz. Evde oturarak bunlardan kurtulunamaz. Hepinizi mücadeleye davet ediyorum. Meydanlara davet ediyorum. Direnmeye davet ediyorum.”
“Erdoğan; bir oğlan, bir damat, bir yeni bakan, bir eski bakan taht kavgalarının ortasında"
Özgür Özel, Erdoğan'ın oluşturduğu özel rejimin memlekete "Tek Adam Krizi" yaşattığını söyledi. Şimdi onunla mücadele eden meydanların çoklu krizlere karşı hep birlikte mücadele etme, hep birlikte başarma, hep birlikte kazanma sorumluluğu var. Şunu bilmeliyiz ki bu meydan böyle dolu olursa, bu sıfır derece sıcaklıkta, kışın ortasında, aralığın sonunda, bu meydanda bu enerji olursa karşınızda ne Erdoğan durabilir, ne de bir başkası. Hep birlikte başaracağız. Hatiple seyirci arasındaki uyuma bakın. Hangi slogan geldi? Doğru slogan. ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.’"
CHP Genel Başkanı AKP yönetiminin iç kavga içinde olduğuna dikkat çekti.
“Erdoğan; bir oğlan, bir damat, bir yeni bakan, bir eski bakan taht kavgalarının ortasında kalmıştır. AK Parti’de herkes birbirinin kuyusunu kazmakta, birbirine karşı sosyal medya çalışmaları yaptırmakta, iktidar olup yönetecekler birbirine düşmüştür. Biz bunların seviyesine inmeyiz. Düştükleri çukurda boğulsunlar. Umurumda değil. Onların seviyesine inersek, çıkarken vurgun yeriz. Ancak şu kadarını söyleyeyim. Bu ülke bir demokrasi, yönetim şekli Cumhuriyet. Ve bu ülkede Atatürk’ten miras bir sandık vardır. O sandığı kimseye kaptırmayız. Sakın ha sakın. Erdoğan’ın mahdumları artık bu işin sandıkla olmayacağına inanmış, saltanat hevesiyle babanın yerine geçmeye niyetlenmişler. Bu millet açlığa dayanır, yoksulluğa dayanır, işsizliğe, zulme dayanır. Ama sandığa el uzatanın elini koparır. Elini koparır. Buradan Erdoğan’a söylüyorum: ‘Partim hazır, adayım hazır, örgütüm hazır, millet hazır.’ Hazırsan ama sen ama oğlun, ama damat ama kuyunu kazan bakan. Çıkın karşımıza sandıkta mertçe yarışalım.”
Yüzde 29’la 2026’da seni orada oturtmam.”
Özgür Özel, yıl sonu yaklaşırken yıl boyunca yapıulan kamu oyu yoklamalarının AKP'nin toplumsal desteğini yitirdiğini gösterdiğine dikkat çekti:
2026’ya umutla, 2026’ya büyük bir mücadele azmiyle girmeye hazırlanıyoruz. Yılın son anketleri yayınlandı. Bir yıllık ortalamaları aldık. Kararsızlar dağıtılmadan Erdoğan’ın notu aynı yere dönmüş dolaşmış. 28,5’tan 29. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir yıl bütün anketlerde kararsızlar dağıtılmadan oyu, yüzde 33,5. Kararsızlar dağıtılınca CHP yüzde 38’de AKP yüzde 33’te. Buradan Erdoğan’a bir yeni yıl mesajım var. Hediyem var. Bir dinleyelim. Yaşlı bir amcam diyor ki; ‘Verme ona hediye’ diyor. Erdoğan’a bir hediyem var. Ey Erdoğan, 28,5’tan 29 Erdoğan. Yüzde 29’la 2026’da seni orada oturtmam.”
"Ekrem Başkan Silivri'de biz meydanlardayız"
CHP Genel Başkanı 2026'ya "büyük bir umut, büyük bir kararlılık ve büyük bir cesaretle gir[diğini]" söyledi ve gücünü ve cesaretini alana toplananlardan aldığını söyledi.
“Son söz. 2026’ya girerken Ekrem Başkan Silivri’de, biz meydanlardayız. İki milyon Cumhuriyet Halk Partisi üyesi 15,5 milyon 23 Mart‘ta oy kullanan Ekrem Başkan’ı aday gösterenler ve aramıza katılmak isteyen herkes 2026 yılında partinin seçim kampanyasında görev almaya davetlidir. Ekrem Başkan yerine Cumhurbaşkanı adayı olmaya var mısınız? Var mısınız? Kapı kapı gezip, bu iktidarın yapmadıklarını ve bizim yapacaklarımızı anlatmaya hazır mısınız? Köy köy dolaşmaya, fabrika fabrika örgütlemeye, meydan meydan, sokak sokak koşmaya, çağrıldığın yere gitmeye ve mutlaka birlikte örgütlü mücadeleye hazır mısınız? Ben 2026’ya büyük bir umut, büyük bir kararlılık ve büyük bir cesaretle giriyorum. Gücümü, cesaretimi sadece ve sadece sizlerden alıyorum. Ben size güveniyorum, size inanıyorum. Hep birlikte bu yolu yürüyecek miyiz? Yürüyecek miyiz? Yürüyecek miyiz? Haydi o zaman, yolunuz açık olsun, yeni yıl gelsin, sefa ile gelsin. Hep birlikte iktidara yürüyelim. Yürüyelim arkadaşlar.”
