Fiziksel şiddet, ekonomik şiddet, cinsel şiddet ve psikolojik şiddetle mücadele ederken, özellikle son 10 yılda teknolojinin hayatımıza girmesiyle kadınlar dijital şiddeti de yaşıyor.
2013’te Mor Çatı’ya başvuran 1133 kadından yüzde 20’si dijital şiddete maruz kaldığını ifade ediyor..
bianet’in erkek şiddeti çetelesine göre de 2013’te medyaya yansıyan cinsel taciz vakalarının yüzde 6’sını telefon ve internet aracılığıyla gerçekleşen tacizler oluşturuyor. 2014’ün ilk beş ayında da en az 24 kadının iletişim teknolojileri aracılığıyla tacize uğradığı görülüyor.
Mor Çatı’dan Salma Toluay, “Dijital şiddet aslında yeni kuşak bir şiddet olarak tanımlanıyor. Teknoloji hayatımızı o kadar çok işgal etti ki, erkekler de bu fırsatı kaçırmadı. Günümüzde teknolojinin sunduğu imkanlarla 7/24 kesintisiz bir şiddet uygulanabiliyor” diyor.
Dijital şiddet nedir?
Peki tam olarak nedir dijital şiddet? Toluay şöyle yanıtlıyor:
“Israrlı takip, SMS göndermek ve kadından da göndermesini beklemek, sürekli olarak cep telefonundan arayarak takip etmek, denetlemek
“Bazı GSM operatörleri kişilerin nerede olduğunu da belirleyebiliyor. Mesela kadın dışarıda, söylediğinin doğruluğunu kontrol etmek için erkeğin ‘neredesin, konum yolla’ gibi baskıları…
“Çıplak fotoğraf çekmek veya çekmekle tehdit etmek, bu görüntüyü internet üzerinden yaymak/yaymakla tehdit etmek, sevişirken rızayla çekilen bir görüntünün herhangi bir sorun yaşandığında tehdit unsuruna dönüşmesi…
“Sosyal paylaşım sitelerindeki bilgileri denetlemek, kimi beğendin, kimi beğenmedin, kiminle arkadaşlık kuruyorsun, onu arkadaşlıktan çıkar gibi baskılar…
“Ya da sosyal paylaşım sitelerinde kadınlarla ilgili küçük düşürücü, hakaret, nefret içeren paylaşımlarda bulunmak…”
“Farkına varın, razı olmayın”
Toluay, Mor Çatı’ya yapılan başvurularda özellikle boşanma sürecinde sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar belge olarak mahkemeye sunulduğuna şahit olduklarını anlatıyor.
Sosyal medyada, kadınlarla ilgili eşitsizlikleri konu alan paylaşımlarda bulunulduğunda bile “çirkinsiniz”, “pis feministler” gibi yorumlarla dijital şiddete maruz kalındığını aktaran Toluay, dijital şiddetle ilgili en önemli mücadele mekanizmasının “farkında olmak” olduğunu belirtiyor.
“Kadının kendi iradesine herhangi bir müdahale, dijital ortamda da olsa biz bunu şiddet olarak tanımlıyoruz. Her tür şiddetin farkına varıp, razı olmamak gerekiyor. Tanıklık ettiğimizde de görmezden gelmemek gerekiyor.
“En önemlisi bu baskı mekanizmaları altında ezilmemek. Kadınlar buna göz yummamalı. Özellikle tehdit gibi durumlarda muhakkak hukuki yollara başvurmalı.”
Peki kadınlar bu yönteme başvurmuyor mu? Toluay'a göre kadınlar bu yönteme başvursa bile, bu müdahale erkeğin hayatını kısıtlayan ya da erkeğe yönelik şiddet doğuran sonuçlara varmıyor: "Örneğin hangi kadın sevişme görüntülerini hayatındaki kişiye tehdit amaçlı kullanır ki?" (ÇT)
* Haber fotoğrafı olarak McCann İstanbul ekibinin dijital şiddet üzerine hazırladığı ve Mor Çatı'yla paylaştığı görselleri kullandık.