Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi görevini yürüttüğü sırada aynı zamanda da özel bir sağlık kuruluşunda çalışmakta olan bir hekimin çalıştığı kurumda “Personel Çalışma Belgesi”nin iptal edilmesi üzerine Ankara 10.İdare Mahkemesi’nde açtığı davada Mahkeme; öğretim üyesi olan davacının görev yapmakta olduğu yükseköğretim kurumu dışında kısmi zamanlı olarak çalışmasının önünde yasal bir engel bulunmadığına ve çalışma belgesinin iptal edilmesinin hukuka aykırı olduğuna karar verdi.
Bir başka öğretim üyesi ise personel çalışma belgesinin iptaline ilişkin işlemle birlikte anılan işleme dayanak olarak gösterilen 7.4.2011 tarih ve 27898 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 5. maddesiyle değiştirilen ana Yönetmeliğin geçici 9.maddesinin ikinci fıkrasının ikinci paragrafının ve 7.4.2011 tarih ve 27898 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesiyle ana Yönetmeliğin geçici 14.maddesine eklenen ek fıkranın iptali istemiyle Danıştay’da açtığı davada da işlemin ve yönetmelik hükümlerin yürütmesi durduruldu.
Danıştay kararında Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonrasında kamu üniversitesi tıp fakültesinde öğretim üyesi olarak çalışan doktorların kazandıkları farklı ve özel statünün dikkate alınmadığı, böylece Anayasa Mahkemesi kararına aykırı düzenleme yapıldığı belirtiliyor ve şu noktalara vurgu yapılıyor.
“Anayasanın 152. ve 153. maddelerinde belirtildiği ve yerleşik yargı içtihatlarında da vurgulandığı üzere, bir yasa kuralının Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi halinde, idare ve yargı mercilerinin yüksek mahkemenin kararına ve hükme esas olan gerekçesine uygun karar vermek zorunda oldukları açıktır.
Yukarıda belirtilen Yasal düzenlemeler ile Anayasa Mahkemesinin anılan kararının doğurduğu sonuçlara bakıldığında şu saptamaları yapmak mümkündür.
1. 1219 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca, tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, anılan maddenin ikinci fıkrasının her bir bendi kapsamında olmak kaydıyla ve başka bir sınırlamaya da tabi olmadan, birden fazla sağlık kurum ve kuruluşunda çalışabilme hakkına sahiptir.
2. Öğretim elemanlarının üniversitelerde kısmi zamanlı statüde çalışmasını sona erdirerek, devamlı statüde görev yapmalarını düzenleyen yasa kuralı Anayasaya uygun bulunmuştur.
3. Üniversite öğretim üyeleri yönünden özel kanun olan 2547 sayılı Yasada düzenleme yapan ve üniversite öğretim görevlilerinin mesai sonrası başka yerlerde ücretli veya ücretsiz, resmi veya özel başkaca herhangi bir iş göremeyecekleri, ek görev alamayacakları ve mesleklerini serbest olarak icra edemeyecekleri yolundaki yasaklayıcı hüküm Anayasaya aykırı bulunarak iptal edildiğinden, üniversitelerde görevli öğretim üyelerinin çalışma saatleri sonrası çalışmalarına yasak getiren özel bir düzenleme bulunmamaktadır.
4. Üniversiteler geniş anlamda kamu kurumu oldukları halde, Anayasa Mahkemesinin, öğretim üyelerine ilişkin yukarıda belirtilen özel düzenlemedeki iptal kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere; öğretim üyeleri, kamu görevlisi olmakla birlikte, Anayasada genel sınıflandırma içinde ayrı bir yer verilerek kendilerine özgü önem ve değerde bir meslek sınıfını oluşturmaktadır.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçesinde, öğretim üyelerinin; üniversitelerin yürüttükleri bilimsel çalışmaların gereği olarak sahip oldukları bilimsel ve idari özerkliğin doğal sonucu olarak, diğer kamu görevlilerinden farklı bir meslek sınıfı olarak nitelendirilmesi karşısında; yasama organı tarafından Anayasa Mahkemesinin anılan kararı doğrultusunda yeni bir düzenleme yapılmadığı sürece, diğer kamu görevlileri ile aynı kategoride değerlendirip, çalışma saatleri sonrasında başka iş yapmalarına yasaklama getirilmesine olanak bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Devlet üniversitesi tıp fakültelerinde öğretim üyesi sıfatıyla doktorluk yapanlar ile devlet hastanelerinde doktorluk yapanların aynı statüde değerlendirilmemesi gerekmektedir.
Bu itibarla, öğretim üyelerinin kamu görevlisi olmakla birlikte Anayasada genel sınıflandırma içinde ayrı bir yere sahip, kendilerine özgü önem ve değerde bir meslek sınıfı olduğu, bu konumları dikkate alındığında, öğretim üyelerini diğer kamu görevlileri gibi değerlendirip, mesai sonrası başka iş yapmalarına yasaklama getirilmesinin Anayasaya aykırı bulunduğu gerekçesi ile Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararının; Devlete ait üniversitelere bağlı tıp fakültelerinde öğretim üyesi sıfatıyla çalışan doktorları, 1219 sayılı Yasanın 12.maddesinin (a) bendi kapsamı dışına çıkarmış bulunduğu sonucuna ulaşılmaktadır."
Kararda ilgili dairelerin 7 gün içinde yürütmeyi durdurma kararına itiraz yollarının açık olduğu vurgulanıyor.
Bakan Akdağ’ın değerlendirmesi
Konuyla ilgili haberde Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın Danıştay ve İdare Mahkemesi'nin verdiği kararlara ilişkin olarak “Önümüzdeki 2 ay içerisinde bu kararı vereceğine inanıyorum. Değilse, gerekirse biz yeni bir kanun da yaparız. Biz hükümet olarak bunu kabullenmeyeceğiz. Milletin büyük bir ekseriyetinin hüsnü kabulünü görmüş, milleti arkasında bulmuş bir hükümet olarak biz vatandaşın sağlık hakkının parayla alınıp satılmasına mani olmaya kararlıyız” dediği belirtiliyor. (MS)