Haberin Kürtçesi için tıklayın
“Yeri geldi polisler tarafından kemikleri kırılmış insanları ve plastik mermi ile başından vurulmuş çocukları tedavi ettik; yeri geldi, göz yaşartıcı gazdan etkilenmiş bebeklerin gözlerini sildik.”
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Uluslararası Başkanı Dr. Joanne Liu, Avrupa hükümetleri ve Avrupa kurumlarına yönelik açıklamasında “iltica hakkına sırt çevrilmemesini” istedi.
Bugünkü açıklamada, “Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye arasında imzalanan anlaşmanın sonucu olarak binlerce insana sırtınızı dönmenizden dolayı büyük bir kaygı içindeyiz” dendi.
“Avrupa ülkelerine bir kez daha hatırlatıyoruz: İnsanların sadece paranıza değil, yardımınıza ve korumanıza da ihtiyacı var.”
“Kıyılara ulaşmak için seçenek kalmadı”
MSF Başkanı Dr. Liu’nun açıklaması özetle şöyle:
“AB-Türkiye anlaşması, başta birkaç milyar avroluk bir mali yardım paketi olmak üzere başka birçok koşul karşılığında, bu insanlarla ilgilenme görevini Türkiye'ye devrediyor. Bu tutum, insanlık tarihinin en büyük göç ve yer değiştirme olayının yaşandığı bu çağda, ahlaki ve hukuki sorumluluklarınızdan kaçındığınızı tüm çıplaklığıyla ortaya koyan tarihi bir anı işaret ediyor.
“Avrupa'nın göç konusunda sürdürdüğü caydırıcılık yaklaşımının yol açtığı insani krizin mağdurlarını yıllardır tedavi ediyoruz. Bu süre zarfında yeri geldi polisler tarafından kemikleri kırılmış insanları ve plastik mermi ile başından vurulmuş çocukları tedavi ettik; yeri geldi, göz yaşartıcı gazdan etkilenmiş bebeklerin gözlerini sildik.
“Bu anlaşma, sığınma talebinde bulunan tüm insanların haklarını tehdit ettiği gibi, koruma arayışındaki insanlara yardım etme yükümlülüğünüzü ihlal ediyor.
“Günümüzde insanların, iltica talebinde bulunmak amacıyla güvenli bir şekilde Avrupa kıyılarına ulaşmak için neredeyse hiçbir seçeneği kalmadı.
“Bu anlaşma, dünyanın geri kalanına, hükümetlerin sığınma sağlama yükümlülüklerini para karşılığında satabileceğine ve bir kenara bırakabileceğine dair endişe verici bir mesaj gönderiyor.”
“Anneler süt için yalvarıyor”
“Avrupa’nın Yunanistan topraklarında sıkışıp kalmış insanları karşılama biçimi de yüzkızartıcı. Yunanistan adalarındaki kamplarda artık neredeyse hiçbir emniyet tedbiri işlemiyor. Kadınlar, karanlık bastırdığında tuvalete gitmekten korkar halde, anneler bebeklerini doyurmak amacıyla süt paketleri için yalvarıyor.
“Her yaştan erkek ise, yiyecek kuyruklarında sıra kapabilmek ve yiyecek artıklarından bir parça alabilmek için haysiyetlerini yitirme noktasına geldi.” (AS)