İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, "Ülkenin olağanüstü gündemi sadece çatışma alanı ile ilgili değildir, bu çatışma İstanbul'da kalemle devam ediyor, İstanbul'da kitapla devam ediyor. Geçimli'de atılan havan mermisiyle burada, Ankara'da yazılan yazıların bir farkı yoktur" dedi.
Bakan Şahin, Marmara Yöneticiler Federasyonu'nun (MAYFED) Grand Cevahir Otel'de düzenlediği iftara katıldı. Burada yaptığı konuşmada, Newroz'da gösterilere izin verilmemesinin sebebini şöyle açıkladı:
"İzinsiz gösterilerde 60-70 bin kişi toplanıyor, eğer izin verilseydi olsaydı bu rakam 500 bini bulacaktı. Kimin kime kurşun attığı bilinmeyecekti."
"Koyun kırpma adı altında insan kaynağı"
Şahin, "5-6-7 Temmuz'da Laliş Yaylası'nda 'Koyun Kırpma Şenliği' adı altında yapılan şenliklerde de PKK'nın dağ yapılanmasına insan kaynağı sağladığını" ileri sürdü. Bu tür organizasyonlara izin verilmediğini ve verilmeyeceğini dile getirdi.
"Terör örgütünün iş bölümü yok. Bu ülkede alan, sorumluluk alanı ayrımı doğru değildir. 'Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır' anlayışını yerleştirmeye çalışıyoruz."
Kendisine yapılan eleştirilerin haksız olduğunu söyleyen Şahin, eleştirilerin en yoğun anında kendisi hakkında "Edep yahu" diye gazete manşeti atıldığını söyledi.
"Bana, 'edep yahu' diyenler Geçimli saldırısında ne yazdılar, ne dediler merak ediyorum. O zaman ben de diyorum ki 'İnsaf yahu insaf.' Kılın kıpırdamıyorsa sana zavallı desem kopyacılık olur. İnsaf diyorum."
KCK davaları "devlet çalışması"
Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) davalarına da değinen Şahin, şunları söyledi:
"KCK hafife alınacak bir yapı değildir. 'Sivil, düşünsel, siyasi yapılanmadır' diye geçiştirilecek bir yapı değildir. Herkes tek başına devlet mi olur, köle mi olur onu bilemeyiz."
"Bu ülkede KCK'ya karşı yapılan devletin çalışmasıdır, benim şahsımın çalışması değildir. Yargı ve güvenlik güçlerinin ortak çalışmasıdır."
Başbakan ile aynı fikirde
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da kitabı bombaya benzetmişti. Erdoğan, 13 Nisan 2011'de Strasbourg'taki Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Toplantısı'nda gazeteci Ahmet Şık'ın kitabının toplatılmasıyla ilgili şunları söylemişti:
"Bu kitapları toplatan ben değilim. Tutuklanan medya mensuplarının elindeki belge ve bilgilerin ardında bir şey var ki yargı hemen tedbir istiyor."
"Bakın bir örnek vereyim. Bombayı kullanmak suçtur. Bombanın hazırlanmasında kullanılan malzemeleri kullanmak da suçtur. Bunun ihbarı gelmişse güvenlik güçleri bunu toplamaz mı?"
Başbakan Erdoğan, Temmuz 2011'de de bir televizyon programında, "öyle kitaplar vardır ki bombadan daha tesirlidir" demişti. (AS)