Strasbourg'da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, Avrupalı milletvekilleri tarafından son Ergenekon tutuklamalarından yüzde 10 barajına kadar pek çok soru yöneltildi. Erdoğan, Ahmet Şık'ın "İmamın Ordusu" kitabını bombaya benzetti.
"Gazetecilik yüzünden yargılanmıyorlar"
Başbakan Erdoğan, medya üzerinde kısıtlamalar olduğu yönündeki söylemlerin gerçeği yansıtmadığını, sekiz yıl önce demokrasi dışı öğeler ve mafyadan talimatla başlık atan, yazı yazan kişilerin bugün özgürce yazı yazabildiğini söyledi.
Radikal'in haberine göre Avrupa'da darbeleri teşvik eden gazete ve gazetecilerin olmadığını iddia eden Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
* Türkiye'de tutuklu 26 gazeteci vardır. Bunların hiçbiri gazetecilikten tutuklu değildir. Son dönemde olanlar belli çevrelerden değil, daha objektif kaynaklardan öğrenmenizi isteriz.
* Çeşitli terör örgütleri ve darbecilerle olan ilişkileri yüzünden yargılanıyorlar.
* Yürütmenin de bu noktada müdahalede bulunmasının imkanı yoktur, yargı bağımsızdır.
* Tutukluluk süresinde değişik belgelerin çıktığını yargının zaman zaman yaptığı açıklamalarda öğreniyoruz. Temennim bunların hemen çözülmesidir.
* Uzun süreli tutukluluklarda hassasiyetimiz vardır ve bunların hemen çözülmesini istiyoruz.
"Bomba kullanmak da, bombanın yapılacağı maddeleri kullanmak da suçtur"
Bir parlamenterin "İmamın Ordusu" kitabının basılmadan toplatılmasını sorması ve heyette kadın temsilci olmamasıyla ilgili eleştiri yöneltmesi üzerine şöyle konuştu:
* Buraya şahsım ve iki bakan arkadaşlarımızla geldim, bayan arkadaşlarımız da burada. Önyargılardan arındırılmış düşünceler önemli.
* Bu basılmamış denen kitapla ilgili kararı ben vermedim. Bomba kullanmak suçtur, bombanın yapılacağı maddeleri kullanmak da suçtur. Bomba yapmanın ihbarı gelmişse, güvenlik güçleri bunları toplamaz mı? Burada da daha önce gelmiş bilgiler gelmişse, yargı da bu kararı vermiştir ve güvenlik güçlerine gidin alın demiştir.
* Bu kitap internet sitelerine girmiştir ve burada ne olduğu görülmüştür. Bu yürütmenin değil yargının aldığı bir karardır. İşinize gelince bağımsız yargı diyorsunuz, Türkiye'ye gelince yürütmeye bağlı yargı diyorsunuz ama Türkiye'de bağımsız yargı var, yürütmeye bağımlı bir yargı yok.
"Biz de iktidara seçim barajıyla geldik"
* Ben şiir okuduğum için hapse girmiş bir liderim. 4 ay hapis yattım ve çıkınca partimizi kurup seçimi kazandık. 8,5 yıldır da halkımın büyük teveccühü ile iktidardayız.
* Biz partiyi kurduğumuzda yüzde10 barajı vardı ama biz bunu geçtik. Biz sağ sol ya da uçlarda siyaset yapmadık. Merkezde herkesi kucakladık.
* Fransa'dan Romanların kovulduğunu, kişisel inanç özgürlüğü olmadığını görüyorum. Türkiye'ye laf söyleyecekler önce kendilerini değerlendirsinler sonra laf söylesinler.
* Yüzde 10 demokrasi ile alakalı değildir. Avrupa'da da yüzde 7-8 barajı var. Biz demokrasi için baraj devam etmeli dedik, halkımızda da bunun cevabı var.
* Daha önceki iktidar ve koalisyonlarda sorunlar olmuştu. Biz bunu indirmek istersek size değil halkımıza sorar ve gereğini yaparız. Bunun kararını Türkiye verir. (EKN)