1972 yılında Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan hakkında idam kararı veren Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 nolu Askeri Mahkemesi Başkanı Ali Elverdi, 15 yıl sonra idamlar konusunda Güldal Kızıldemir 'in sorularını yanıtladı. Elverdi, aslında gaddar bir insan olmadığını, icabında bir yılanı bile yakalayıp sevdiğini, söyleşiye eklememizi özellikle istedi.
Nokta: Batı ülkelerinin hemen hemen tümünde idam cezası kalkmış durumda. Türkiye'de idam cezasının tartışıldığı şu günlerde, siz olaya nasıl bakıyorsunuz?
Elverdi: Bizim Avrupa'dan farklı durumlarımız var. Soydan gelen bir kin davası, var, üstelik bizim dinimizin icabı da var. Kısasa kısas, yani yapana yapılır. Öldürdüyse canı alınır. Bu doğrudur demiyorum ama, doğruymuş gibi davranan çok Türkiye'de.
Nokta: Söylediğiniz bu kısasa kısas anlayışı siyasi nedenle idamları pek açıklamıyor.
Elverdi: İlle de kısas diye bir şey yok. Öldürmeyene de idam cezası verilir. Mesela vatan haini, vatanının sırlarını bir ülkeye satmış. Veya ideolojisi öyle istiyor, kendisi aslen Türk değil, karışık. Buna da idam cezası verilir.
Nokta: Türkiye'de farklı dönemlerde siyasi nedenlerle idam edilen kişilerin tümünü vatan haini olarak mı görüyorsunuz?
Elverdi: Hayır. Menderes'lerin-ki demokratik ve tarafsız bir mahkeme değildi. Onlar uydurma mahkemelerdi. Köpek davası, bebek davası derken üç kişiyi şehit ettiler, asmadılar. İdam hükmü değil bu.
Nokta: Siz Menderes'ler için şehit edildiler diyorsunuz, Talat Aydemir'ler ve Deniz Gezmiş'ler için de aynı görüşü savunan kesimler var. İdam cezaları şu veya bu şekilde tartışılıyor...
Elverdi: Menderes'ler vatan haini olarak ne yaptılar? Onları asan ihtilaldi.
Nokta: O zaman Deniz'leri asan da 12 Mart idi denebilir mi?
Elverdi: Denemez. 12Mart'tan sonra sıkıyönetim geldi, anarşistler yakalandı ve ortalık düzeldi. Ama, seçimlerden sonra afla yine hapishaneleri boşalttılar.
Nokta: Deniz ve arkadaşları bir başka mahkemede yargılamaydılar, gene idam edilirler miydi?
Elverdi: Evet. Çünkü yaptıkları eylem 146/1'in üzerine oturuyor. İstanbul'da mahkemeler neticelenmeden sıkıyönetim kalktı, af çıktı dosyalar toplandı. Ertuğrul Kürkçü bizim mahkememizde yargılandı, İstanbul'a havale edildi. Afla birlikte Ertuğrul Kürkçü müebbede çevrildi. Aslında idam cezası almıştı.
Nokta: Sonuçta ortaya çıkan farklılıkları nasıl değerlendiriyorsunuz? Örneğin Ertuğrul Kürkçü'nün idam edilmemesi adlî bir hata mıydı?
Elverdi: Tabii, milli irade, o kurtulmuş, öbürü kurtulamamış.
Nokta: Deniz'lerin ölmesi de şanssızlık o zaman.
Elverdi: O zaman şanssızlıktır diyebiliriz. Şanssızlık ama, adalette böyle hadiseler çoktur.
Nokta: Bu "şanssızlık" sizce ne yarar sağladı?
Elverdi: O bir ibret-i müessese olmuştur. Onlar asıldıktan sonra hadiseler durmuştur.
Nokta: Hadiseler gerçekten durdu mu?
Elverdi: Yüzlerce dosya mahkemede durdukça olaylar durmaz. 0 dosyalar Meclis'te bekletilmeyip infaz edilse, bakın nasıl durur. Bunların sürüncemede bırakılmaması gerekir.
Nokta: Yani sizce 146/1 çok zorunlu ve gerekli bir madde mi?
Elverdi: Elzemdir. 146/1 olmasa, erken kalkan eline silahını alır ihtilal yapar.
Nokta: 146. Madde'nin uygulanmadığı ülkelerde insanlar sabahları erken kalkıp ihtilal mi yapıyorlar?
Elverdi: Onlar bizim gibi ülkeler değil. Bizim komşularımız arasından bir tek dostumuz var mı? (SÇ)