Nuri Erdoğan: Eğer bunlar sadece bir rejim değişikliği istiyor idiyseler, o zaman bunları affetmek mümkün olabilirdi. Ancak onlar bir milleti öldürmek kastıyla hareket etmektedirler. Bu bir kin, nefret, intikam hissinin tezahürü değildir; bu, bir vatan kurtarma mücadelesidir.
Necdet Uğur: Yüce Meclis, bir mahkeme gibi karar vermiyor. Yüce Meclis bir başka açıdan karar veriyor, bir toplumun geleceği açısından karar veriyor.(...) Şimdi böyle düşünürsek, 10 sene sonra, 20 sene sonra bu toplumdaki bizim yerimizde oturacaklar, eğer bir başka türlü bakacaklarsa bu olaylara, onların elinden niçin bu hakkı alıyoruz da birtakım insanları ölüm cezasına gönderiyoruz? Bırakalım, onlar da bir baksınlar (AP sıralarından gürültüler).
Nihat Erim (Başbakan): Hükümet şu anda Türkiye'deki ölüm cezaları ile ilgili Ceza Kanunu maddelerinde herhangi bir değişiklik öngörmemektedir ve böyle bir tasarı ile huzurunuza gelmek niyetinde değildir (AP sıralarından 'Bravo' sesleri, alkışlar).
Muammer Erten : Bu kanunun müzakeresine başladığımız saat 15.00'ten beri bu çatı altında gelecek nesillerin ibretle okuyacağı pek çok konuşma dinledik. (...) Memleket bir anarşinin kucağına atılmıştır. Asıl o zamanki iktidar bundan mesuldür. O iktidarın mesuliyetini bir tarafa atacaksınız, iktidarın başındaki başbakan çıkacak, "Demokraside biraz anarşi var" diyecek ve memleket 12 Mart'ın eşiğine gelecek, anarşi başlayacak, karşılıklı çatışmalar, öldürme olayları başlayacak, devlet kuruluşları hükümete karşı yürüyecek...
İsmet Sezgin : Çıkaran sizsiniz...
Muammer Erten : Yürüyen Yargıtay üyeleri, Danıştay üyeleri, üniversite profesörleri kendiliklerinden mi çıktı sokağa? Ama onları sokağa dökecek kadar olayları o hale getirdiniz ki, niçin kendinizde aramıyorsunuz? (...) Ama ölüm cezası vermekle bunları kahraman yapacaksınız ve bunlar hakkında toplumumuzda gelecekte yeni huzursuzluklara sebep olacağına inanıyorum.
Mustafa Kubilay İmer : Bu üç komünist soysuzun idamları hakkındaki karara gelinceye kadar, daha önce çıkan ve sayısı hayli kabarık idam infazlarına ses çıkarmayan CHP ve onun genel başkanı, kamuoyu tarafından çok iyi bilinen sebeplerle adeta af havarisi kesilmiştir.
İsmet İnönü : Bunlar, suçlarının karşılığı olan cezaları görmelidirler.. Bu cezalar hususunda özel bir kanaatimiz var. O da "Siyasi suçlardan dolayı idam cezası yapılmasın" davasındayız. (...) Suçluların cezaları müebbet hapse çevrilmelidir, nihayet bunlar genç, tecrübesiz, taşkın insanlardır, taşkınlıklarının hiçbir netice veremeyeceği kendilerine ve emsallerine öğretilmiştir.
İlhan Egemen Darendelioğlu: Bugün burada karara bağlayacağımız konu, elini kana bulamış, hıyaneti ve mutasavver cinayeti tespit edilmiş 3 komünist anarşist hakkındaki idam cezasının uygulanmasıdır, daha doğrusu bir formalitenin yerine getirilmesidir. (...)
Mehmet Ali Aybar: "Deniz Gezmiş ve iki arkadaşının işledikleri suçlar adam kaçırma ve alıkoyma.. gibi ağır suçlardır. Ancak bunların siyasi suç niteliğinde olduğu da muhakkaktır... Bu üç genç, maddi fiillerinden yani banka soyduklarından, adam kaçırdıklarından dolayı idam cezasına çarptırılmıyorlar. Marksist Leninist oldukları için, bu fiilleri, basmakalıp bir Marksist Leninist strateji klişesine göre değerlendirilerek cezalandırılıyorlar. İdeolojik durumlarından hareketle, anayasayı zorla ilgaya ve TBMM'yi zorla ıskata teşebbüs ettikleri sonucuna varılıyor... Kanlı Pazar, Konya, Kayseri ayaklanmalarının ve nice cinayetlerin meçhul bırakılmış failleri ellerini kollarını sallaya sallaya gezerken, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını ipe gönderebilecek misiniz?"
Eğer, Türkiye demokratik bir ülke yolunda çaba harcamakta ise verilecek idam cezaları hedefimize ulaşmamızda bizi köstekleyecektir (AP sıralarından "vah vah" sesleri). (SÇ)
Kaynak:
- Av. Halit Çelenk Deniz Gezmiş'leri Anlatıyor Yazı Dizisi / Cumhuriyet Gazetesi (07.05.2008)