Antalya’da trans kadınların evlerinin mühürlenmesi ve mührün bozulmasının ardından açılan davada mahkeme; ikamet edilen evlerin “her ne suretle olursa olsun mühürlenerek kullanıma engellenmesinin” genel hukuk ilkelerine aykırı olduğuna karar verdi.
Antalya’da 25 Aralık 2014’te trans kadınların yaşadıkları ev “fuhuşa yer sağlandığı” iddiası ve Antalya Valiliği Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonu Başkanlığı’nın talimatıyla mühürlenmiş, 30 Aralık’ta ise mühürlerin bozulduğu iddiasıyla trans kadınlar hakkında dava açılmıştı.
Antalya 20. Asliye ve 4. Asliye Ceza Mahkemeleri’nde görülen davalarda trans kadınlar “mühür bozma” suçundan beraat etti.
Her iki davada da trans kadınlar, evden ayrılmak üzere olduklarını, ev mühürleme sürecinin hukuka aykırı yapıldığını, evleri mühürlenirken evde olmadıklarını ve mühürlemenin ardından evden taşındıklarını belirtti. Mahkeme heyetleri trans kadınların savunmalarını kabul etti ve beraat kararı verdi.
Mahkeme: Ev mühürleme genel hukuk ilkelerine aykırı
4. Asliye Ceza Mahkemesi beraat kararını şöyle gerekçelendirdi:
“Tutanağa konu evin sanıkların birlikte yaşadıkları ikametleri olduğu, her ne suretle olursa olsun ikamet olarak kullandıkları yerin bu şekilde mühürlenerek kullanımın engellenmesinin genel hukuk ilkelerine aykırı bir işlem olarak kabul edilip 25/12/2014 tarihli mühürleme ve 30/12/2014 tarihli mühür bozma tutanaklarının TCK’nın 203. maddesi kapsamında usulüne uygun yapılmış bir mühürleme ve mühür bozma tutanağı olarak kabul edilmeyip unsurları itibariyle oluşmadığı kabul edilen müsnet suçtan her iki sanığın da ayrı ayrı beraatleri yönünde hüküm kurulmuştur” dedi.
“İdarenin keyfî mühürlemeleri hak ihlali”
Her iki davanın da avukatlığını üstlenen Ahmet Çevik kararı KaosGL.org’a şöyle değerlendirdi:
“Mahkeme kararı delil yetersizliğinden değil, hukukun genel ilkelerine aykırı olması üzerinden veriyor. Bu emsal olabilecek bir karardır. Ev mühürlemelerin idari yönetimlerin keyfî kararlarına bırakılıyor olmasının hukuka aykırı olduğunu söylüyorduk. Antalya 4. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından da bu kabul edilmiş oldu.
“Mahkeme kararı olmadan insanların yaşadığı evlerin mühürlenmesi hem hukukun genel ilkelerine hem de İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Bu tarz mühürlemeler ile özel mülkiyet hakkı, özel hayatın mahremiyeti, yaşam hakkı ve barınma hakkı ihlal ediliyor. Bu emsal kararla birlikte bu hak ihlallerinin son bulması yolunda önemli bir adım atıldı.” (YT(ÇT)