Dün akşam, Avcılar Meis Sitesi'nde evleri üç aylığına mühürlenen trans kadınlarla birlikteydim. Çoğu siteyi terk etmiş, artık farklı il ve ilçelerde arkadaşlarının evlerinde kalıyor. Beş kişiyse şimdilik Michelle Demishevic'in aynı sitede bulunan 50 metrekarelik evinde kalıyorlar hep birlikte.
Sitede toplam sekiz ev mühürlenmiş. Mühürlerin üzerinde, dairelerin "Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Komisyonu"nun kararıyla kapatıldığı yazıyor. Kapatma tutanağında evlerin "Genel Kadın ve Genel Evlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğü"nün "Evlerde izinsiz fuhuş yapılmasıyla" ilgili 95. maddesinin ihlalinden bahsediliyor.
Burada yaşayan translar ise evlerde kesinlikle fuhuş yapılmadığının altını çizerken, yapılan ev baskınlarında suç unsuruna rastlanmadığının da kayıtlara geçtiğini belirtiyor.
Evet, ekim ayı başından beri süren mahalle baskısı evlerin mühürlenmesine kadar ulaştı. Kadınlar korku ve tedirginlik içinde. Bunun yanında medya aracılığıyla olaydan haberdar olanların evsiz kalan bu kadınları, misafir etmeyi teklif etmeleri sevindirici.
Demishevic, tüm bu yaşananların sıkıntısı içinde dün gece aldıkları bir telefonun ardından hep beraber oturup ağladıklarını anlatıyor. Bir kadın arayarak "Ben 70 yaşındayım. Üç çocuğum ve iki torunumla yaşıyorum ama isterseniz aranızdan iki kişiyi 10 gün süreyle misafir edebilirim" demiş. Ben oradayken bir telefon daha geliyor. 40 yaşında, çocuklarıyla yaşayan başka bir kadın aynı teklifi yapıyor.
Rant uğruna mağdur edilen insanlar
Peki Avcılar'da yaşananlar nasıl başladı?
Meis Sitesi'nde oturan Hürriyet Aydın ve yan sitede oturan Tuğrul ve Gaye Selçuk ile Topal İsmail lakaplı bir kişinin öncülüğünü yaptığı eylemlerin, onlarca kişinin "transları burada istemiyoruz" pankartlarıyla her cumartesi site önünde toplanmasıyla devam ettiğin medyaya yansıyan haberlerden okuduk.
Olayın mağdurlarıyla konuşurken, daha "derin" hikayelerden haberdar oluyorum. Şöyle anlatıyorlar:
"Hürriyet Aydın, seneler önce bir gün biz balkonda otururken geldi ve buradan ev almak istediğini söyledi. Ona yöneticinin telefonunu verdik. Sonra da bu sitede sadece bekarların, transların ve hayat kadınlarının yaşadığı konusunda kendisini uyardık. Bize 'Tam benim aradığım yer' dediğinde şaşırdık. Birkaç ay aralıkla buradan üç daire satın aldı. Şimdi de 'Siz burada oturduğunuz için dairelerimi ancak yarı fiyatına satabiliyorum' diyor."
Yaşananların rant meselesinden kaynaklandığı zaten tüm haberlerde yer almıştı. O yüzden anlatılanlar çok da şaşırtıcı değil aslında.
"Ailemi aramışlar, şimdi ağabeylerim tehdit ediyor"
İsmini vermek istemeyen bir trans, Aydın'ın ailesini arayarak "Oğlunuz transeksüel oldu, fuhuş yapıyor. Başına bir şey gelmesini istemiyorsanız, buradan taşınmaya ikna edin" dediğini anlatıyor. Neşter programına çıkarak kimliğinde yer alan ismi de deşifre etmiş, "X'in ailesi nerede? Onlara sesleniyorum" diyerek.
İsmini vermek istememesinin sebebi de bu. "Ben 40 yaşındayım. Ailemden sadece annem, ablam ve kız kardeşlerimle görüşüyorum. Onların yanına giderken de kafama bere, göğsüme korse takıyorum" diye anlatıyor. "Şimdi ağabeylerim 'bizi rezil ettin' diyerek beni tehdit ediyor. Ev adresimi de vermişler aileme. Savcılığa suç duyurusunda bulundum. Savcı, Aydın'ı çağırmış, o da ailemi aradığını, bunda bir yanlış olmadığını söylemiş. Ne olacak bilmiyorum. Ailem, arayanlara beni taşınmam için ikna edeceklerine söz vermiş, 'ona dokunmayın lütfen' demişler."
Kendisi zona olmuş. Doktorlar psikolojik olduğunu söylemiş. Kız kardeşi olaylar başladığından beri psikoloğa gidiyormuş. Ablası siteden ayrılması için baskı yapıyormuş.
"Ama bu evi satmayacağım" diyor. "Bu saatten sonra bu sitede yaşayamam. Taşınacağım ama evimi kiraya vereceğim."
Hassas vatandaştan kimlik kontrolü
Yaşananlar bununla da sınırlı değil. Eylemleri başlatanların ellerinde demir sopalarla site girişinde kimlik kontrolü yaptığını, gece yarısı kapılarının tanımadıkları erkekler tarafından çalındığını, karşı balkonlardan dürbünle evlerinin gözetlendiğini anlatıyorlar. Gözetleyen kişi dürbünün görüntü kaydettiğini de özellikle belirtmiş anlattıklarına göre.
Kapılarını çalanların ne istediğini soruyorum. Demishevic ya evlerini satın almak ya da para karşılığı ilişki için teklifte bulunduklarını söylüyor. "Bizi hedef alan gruptan birkaç kişinin vicdanı sızladı herhalde, çünkü kapımızı çalanları bahsettiğimiz dört kişinin yolladığını itiraf ettiler" diyor.
Sopalarla kimlik kontrolü yapanlara tepki gösterdiklerinde ise "Bırakın, namus bekçiliği yapıyorlar", "Şeriatın kestiği parmak acımaz" gibi tuhaf cevaplar almışlar etraftakilerden.
"Ayakkabımı bile giyemeden evden çıkardılar"
Evlerin, aleyhlerine hiçbir delil bulunmamasına, eğer bulunduysa da sunulmamasına rağmen mühürlenmesi süreci ise bambaşka tuhaflıklar içeriyor.
Üzerlerindeki kıyafetlerle çıkmak zorunda kalmışlar evlerinden. Biri ayağında terlikleriyle kalmış, arkadaşlarından ayakkabı getirmelerini istiyor. Evdeki çiçeklerin mühür kalkana kadar öleceğini, dolaptaki etlerin kokup kurtlanacağını söylüyor.
Solistlik yapan Oya Sultan, Antalya'da bir konser için yola çıkmak üzereymiş polisler geldiğinde. "En azından bavulum hazırdı ama konsere gittiğim için sadece sahne kıyafetlerim var" diyor. Şimdi köpeğiyle birlikte kalabileceği bir yer arıyor. Eşyalarını almalarına izin vermeyen polislerin sadece "Allah yardımcınız olsun" dediğini söylüyor.
Biz konuşurken başka bir arkadaşları geliyor. Polis aradığında Tekirdağ'daymış, evi mühürleneceği için dönmesi söylenmiş. Hep beraber onun evine gidip yastık, yorgan, kıyafet, yemek, ne varsa topluyorlar mühürlenme işleminden önce.
"Size Bursa usulü yaparız"
Anlattıkları arasında bence en korkuncu bir polis memurunun cümlesi: "Buradan gidin, yoksa size Bursa usulü yaparız."
Bursa usulü derken neyi kastettiklerini düşünüyorum. Umarım 6 Ağustos 2006'da yaşananları kastetmiyorlardır. Çünkü o gün Bursa Gökkuşağı Derneği'nin kapatılma talebini protesto etmek amacıyla yürüyüş düzenlemek isteyen LGBT hakları aktivistleri Bursaspor taraftarları ve polis "engeliyle" karşılaşmış, son anda linçten kurtulmuşlardı.
6 Kasım 2012'de ise Avcılar'da hassas vatandaşın "hassasiyetleri" nedeniyle trans kadınlar haftalar süren tehditlere ve psikolojik tacizlere maruz kaldı ve sonunda yaşadıkları evler mühürlendi. Cinsiyet kimlikleri nedeniyle zaten ayrımcılığa uğrayan trans kadınların ellerinden barınma hakları da alındı.
Mahalle baskısı evlere mühür getirdi. Vatandaşın hedef gösterme, transların kimliklerini deşifre etme gibi hiç de "hassas" olmayan hareketlerinin telafi edilemez nefret suçlarını da beraberinde getirmemesini diliyorum. (ÇT)
* "Bursa usulü"yle ilgili daha fazla bilgi için Aykut Atasay'ın hazırladığı "Yürüyoruz" adlı belgeselini izlemenizi tavsiye ederim.
* Meis Sitesi'nde oturan Hürriyet Aydın'la görüşmek istedim ancak kendisine ulaşamadım. Aydın ve Selçuk'un da aralarında olduğu dört kişinin konuyla ilgili açıklamalar yaptığı Neşter programını izlemek için tıklayın.
* Evlerin mühürlenmesine gerekçe gösterilen madde şöyle:
İzinsiz Fuhuş Yapılan Evler:
Madde 95 - İzin alınmadan içinde gizli fuhuş yapıldığı iddia veya ihbar edilen veyahut her ne şekilde olursa olsun muttali olunan evler hakkında ahlak zabıtası memurları tarafından önce gizli inceleme yapılır. Bu gibi evlerde gizli fuhuş yapıldığı delilleriyle tesbit edildiği takdirde, düzenlenecek tutanaklar gizli inceleme raporları ile birlikte en büyük polis amiri tarafından komisyona sunulur. Bu yerler hakkında komisyonca 104 üncü maddeye göre işlem yapılır.