“Günlerden 10 Ekim. 9 yıl önce barış isteyen, bu nedenle Ankara Garına gelen 104 kişiyi kaybettik. Her biri bu ülkenin barış, özgürlük, demokrasi mücadelesinin simgeleri olarak hafızalarımızda. Unutmadık ve unutturmayacağız.”
10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, 104 kişinin öldürüldüğü katliamın 9. yıldönümünde yazılı açıklama yaptı.
Komisyon, 9 yıldır büyük bir adalet mücadelesi sürdüğünü, 10 Ekim 2015 gününde yaşananlar için, tüm sorumluların hiçbir imtina gösterilmeksizin eksiksiz yargılandığı gerçek bir adalet istediklerini belirtti.
Geçen 9 yıla dair hazırladıkları videoyu da paylaştılar:
“Soruşturma savcıları yıllarca delil sakladı”
Açıklamada, yargı sürecindeki hukuksuzlukları sıraladılar:
“Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 yıl içerisinde iki kez karar verdi. İkisinde de ısrar ve inatla katliamın IŞİD’liler dışında bir sorumlusu yok ve bu katliam insanlığa karşı işlenmiş bir suç değil, dedi. 9 yıl içerisinde ortaya çıkan açık ve nettir; mahkeme kararları gerçekleri yazmıyor.
Soruşturma savcıları odalarında yıllarca delil sakladı. Sakladıkları deliller adliye koridorlarına bırakıldı ve öyle ulaştı mahkemeye.
İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı raporu gizlediler, idari davalarla raporun tamamını vermeleri gerekirken, özel ekipler kurup yüzlerce sayfalık raporu ve eklerini sansürleyerek ulaştırdılar.
Katliam öncesi IŞİD’in bir mitingde katliam hazırlığında olduğuna ilişkin istihbarat Ankara Emniyet Müdürlüğü içerisinde saklandı, ilgili birimlere iletilmedi. Bu durum mülkiye müfettişleri tarafından tespit edilmesine karşın görmezden gelindi.
İstihbaratlara karşın 10 Ekim 2015 günü planlanan mitingde daha az güvenlik önlemi aldılar, tertip komitesini bilgilendirmediler hatta yanlış yönlendirdiler.
Katliamı planlayan IŞİD’liler ve canlı bombalar, bilinmelerine, izlenmelerine, takip edilmelerine ve hatta haklarında şikayetler olmasına rağmen yakalanmadı.
Katliamdan birkaç gün önce telefonlarının dinlenilmesine karar verilen katliam planlayıcısı ve canlı bombaların Ankara’ya gelmesini sağlayan sanığın dinlenmediğini yıllarca söylediler ama dinlenmiş olduğu ve buna rağmen yakalanmadığı ortaya çıktı.
Sınırlarda IŞİD’lilerin askerlerle yaptığı pazarlıklara ilişkin telefon tapeleri ulaştı Mahkemeye görmezden geldiler. Dinlenen tanıkların beyanlarını yok saydılar.
Firari sanıkları araştırmadılar, istihbari bilgi toplamadılar, bazı sanıkların nerede bulunduklarına ilişkin bilgileri yok sayarak yakalanmaları için hiçbir işlem yapmadılar.
Katliam alanında gaz bombası kullanan, sağlık hizmetlerini zamanında ulaştırmayanların sorumluluklarını görmezden geldiler.
IŞİD’e insanlığa karşı suç işleyen bir örgüt diyemediler. Ülkenin ilk insanlığa karşı suç yargılamasında insanlığa karşı suçtan beraat kararı verdiler.
2015 Haziran seçimlerinden sonra “Kaos mu istiyorsunuz buyrun size kaos” diyen, “400 vekil verin bu iş bitsin diyerek süreci özetleyen, katliamdan sonra anket yaparak oylarını kontrol eden siyasilerin sorumluluğunu yok saydılar.
Bütün bu saydıklarımız delillerdir, dosya kapsamıdır ve buna rağmen inatla görmemiş gibi yaptıklarıdır.
Yalana karşı gerçeğin mücadelesini veriyoruz 9 yıldır. Müvekkillerimizin yakınlarını, sevdiklerini yitirenlerin, yaralananların, tanıklık edenlerin, emek demokrasi güçlerinin mücadelesidir bu mücadele.
Bu mücadele sayesinde mahkemelerin kararlarında yazmayan her şey ülkenin hafızasıdır. Ülkenin ve her birimizin gerçeğidir. Yalanlara teslim olmayacağız. Adalet için mücadelemiz sürüyor.”
(AS)